UREYB ELRENTAVİ / Ürdün gazetesi Düstur
ABD Başkanı Barack Obama’nın İran’ın çifte standart tutumunu ‘alaya’ almasına katılıyoruz. Zira Tahran rejiminin Mısır devrimini kutlarken Besiç güçlerine İran’daki gösterileri püskürtme emri verdiğini görüyoruz. Molla rejimini ellerini Irak halkının üzerinden çekmeye ve tavrını barışçıl biçimde ifade etme özgürlüğü vermeye davet ediyoruz. Mısır devriminin başarısını kutlayanlar, kendi halklarına da ifade özgürlüğü vermeli.
İktidarlar şiddet yanlısı
Bizler Obama’nın Yemen ve Bahreyn hükümetlerinin Manama, Aden ve Sana’da ayaklanan kitlelere yönelik davranışlarına esnek yaklaşımını paylaşmıyoruz; ABD yönetiminin çifte standart uygulamasından memnun değiliz. Konu İran’la ilgili olunca, Amerikalı yetkililerin ağzından en sert ifadelerin çıktığını görüyoruz. Fakat konu, Sana’da terörle mücadeledeki müttefikiyle ilgili olunca, Washington’dan çıkan en uç ifade “Kendinize hâkim olun” oluyor. Bu ifade, rejime ve göstericilere yöneltiliyor. Sanki göstericiler, polis ve orduya karşı gerçek ve plastik mermi, göz yaşartıcı bomba kullanmış gibi. Bahreyn’de yaşananlara yönelik Amerikan tutumunun da Yemen halkına yönelik olandan aşağı kalır tarafı yok. Buradaki konu da Amerikan filosuna ev sahipliği yapanlarla ilgili olunca, Bahreyn rejimine dair ifadeler daha da esnekleşiyor; Washington’ın Amerikan üslerinin huzurunu bozan göstericileri kınaması uzak bir ihtimal değil. Yine de göstericiler, henüz ‘tahliye’ sloganları atmaya başlamadı.
Üçüncü Dünya ülkelerindeki şiddet düzeyine bakarsak, hepsinde iktidarın halka yönelik şiddet uygulamasına şahit oluyoruz. Yemen ve Bahreyn’le ilgili Amerikan açıklamalarından da anlaşıldığı üzere, cellatla kurbanı aynı kefeye koymamak için bu gerçeğe dikkat çekmek gerek. Aslında Yemen ve Bahreyn’de rejimin göstericilere yönelik şiddetinin kurbanlarının sayısı, İran’dakinin üzerinde. Bu üç ülkedeki nüfus farklılığını dikkate alırsak, sokaklarda akan İran kanına yönelik Amerikan rahatsızlığının Bahreyn veya Yemen’dekinden daha fazla olduğunu görüyoruz.
Bugünden itibaren çifte standart uygulamasına yer yok. Arap halkları bu oyunlara kanmıyor artık. Washington, İran, Bahreyn ve Yemen’deki gösterilere karşı eşit tutumlar almalı. Halkların kendi düşüncelerini ve taleplerini özgürce ifade etme hakkı var ve ABD’nin rejimlerle ilişkilerine mahkûm edilemezler.
Tek bir bayrak yakılmadı
Bizler tıpkı Tunus ve Mısır’da yaşandığı gibi, devrimlerin hedefe yaklaştıklarında ABD’nin olayların gelişimiyle birlikte söylemini de değiştireceğini ve sokaklara yakınlaşmaya başlayacağını biliyoruz. Fakat halkların kendi geleceklerini tayin hakkına yönelik Amerikan desteğinin sıkıntılı bir dönemde olmasıyla, ABD’nin bu halklara destek sunması arasındaki fark büyük.
Tunus, Mısır, Yemen ve Bahreyn sokaklarında tek bir Amerikan bayrağı yakılmadı. Peki niçin ABD, bir başkanlık koltuğunda 30-40 yıl geçirmiş diktatörlerin yanında yer almakta bu kadar ısrarcı? Uluslararası alandaki bu rekor rakamları, halklarımızın kabul etmesi yakışık almaz. Benimsedikleri siyasi, anayasal ve yasama çerçevelerin kökten yenilenmesi gerek. Bu tür olguları mümkün kılan güç dengelerinin devrilmesi gerek. Dolayısıyla halklar seçilmiş hükümetler talep etmekte sonuna kadar haklı.
Radikal