Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan'dan Perver'e destek mesajı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü PKK tarafından tehdit edilen Sanatçı Şivan Perver'e destek verdi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-18 15:50:15

Erdoğan'dan Perver'e destek mesajı
Erdoğan, "Sadece türkü söyleyen, acılarına ağıtlar yakan, barışın, kardeşliğin özgürlüğün ezgisini dünyaya duyuran sanatçıya Şivan Perver'e yönelik tehditler bizatihi hıyanet, bizatihi faşizm değil de nedir?" dedi. AK Parti'yi Mısır ve Tunus'tan ders almaya çağıran muhalefete tepki gösteren Erdoğan, "Tunus'ta Mısır'da 30 yıldır sıcak koltuklarından bir türlü kalkamayanlar halkın haykır ışlarıyla nihayet kalktılar. Peki siz halkın mesajını ne zaman okuyacaksınız?" diye sordu.

Başbakan Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Erdoğan, 2011 genel seçimlerine dört aydan az bir süre kaldığını belirterek, "Girdiğimiz süreç içerisinde ve kritik süreç hakkında bazı değerlendirmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum" dedi. Erdoğan, AK Parti'nin hizmet siyaseti üzerine kurulduğunu ve yegane amacının millet hizmet etmek olduğunu belirtti. Erdoğan, PKK terör örgütü ve onun uzantıları her seçim öncesinde olduğu gibi taşeronluk üstlenmiş durumda olduklarını belirterek, "Son günlerde sokakları çatışma alanına çevirme gayretleri var. Arabaları kundaklayan, masum okul talebelerini istismar eden, belediye otobüslerine saldıran eylemler, dikkatinizi çekiyorum, terör örgütünün seçim sürecini etkilemeye yönelik eylemleridir. T ürkiye'de siyaseti dizayn etmeye yönelik eylemlerdir. Bunları belli tarihleri var. O anma törenleri allayıp, pullayıp bu süreçleri doldururlar. Terör örgütünün bu eylemlerle varabileceği hiçbir şey yok. Amaç gerilimi artırarak hükümeti zor durumda bırakmaktır" diye konuştu.

Türkiye'de her seçim öncesi terör örgütü bu şekilde taşeronluk üstlendiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye iç siyaseti yönlendirmek, şekillendirmek, milleti korkutarak iktidarı yıpratmak amacıyla her seçim öncesinde terör örgütü ihale üstlenmiştir. Son günlerde ortaya konulan eylemler Türkiye'nin ulaştığı konumundan rahatsızlık duyan ulusal ve uluslar arası düzeydeki karanlık odaklarla ülke içinde malum çetelerle işbirliği içinde sahnelenmektedir. Bugün artık kandildeki terör örgütüyle kendisini iktidar ortağı gibi gören güç odaklarının işbirliği iddianamelerde açık ve net olarak ortaya konmuştur. Aziz milletim oynanan bu oyunu, sahneye konan bu oyunu, bu çirkin ve kirli senaryoyu lütfen iyi anlasın. Bu ülkede on yıllardır oynan kirli oyunu biz bozduk ama milletin desteğiyle bozduk. Bugünde, bu seçim öncesinde de bu biz bu oyunu bozacağız. Yine milletimizle birlikte bozacağız. Şunu artık herkes bilsin. Bu ülkede söz de, karar da, yetki de terör örg ütlerinde, çetelerde, mafyada, karanlık güç odaklarında değil artık sadece ve sadece millettedir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin. Bu gün ardık sözde, kararda, yetkide milletindir."

MEHMET METİNER VE MİROĞLU'NA DESTEK


Konuşmasında BDP'yi eleştiren Erdoğan, "Buradan BDP'ye soruyorum. Gazeteci yazar Orhan Miroğluna yönelik tehditler faşizm değil de nedir. Gazeteci yazar Mehmet Metiner'e yönelik ortaya çıkarılan suikast planları, basına, basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne aleni tehdit de ğilde nedir?" dedi. Oda TV yöneticilerinin tutuklanmasıyla ilgili olarak ise Erdoğan, "Son günlerde Oda TV ile ilgili bu kadar sahip çıkma gayreti içinde olan yazılı ve görsel medyanın temsilciler niçin Mehmet Metiner ve Orhan Miroğlu için kalkıp ta kalemlerinizi, dilinizi konuşturmuyorsunuz? Oda TV'nin şu anda yargılananları yazılarından, düşüncelerinden dolayı değil, başka bir eylemden dolayı takip alt ındadır. Bunu yapan yargı. Bugüne kadar yaptıkları yere düşüyor. Nerede işte bu süreç." değerlendirmesini yaptı.

ŞİVAN PERVER'E DESTEK

Konuşmasında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'la görüştüğü için PKK tarafından tehdit edilen Sanatçı Şiwan Perver'e destek veren Erdoğan, şöyle devam etti: "Sadece türkü söyleyen, acılarına ağıtlar yakan, bar ışın, kardeşliğin özgürlüğün ezgisini dünyaya duyuran sadece ve sadece insanlı k için feryat eden sanatçıya Şivan Perver'e yönelik tehditler bizatihi hiyanet, bizatihi faşizm değil de nedir? Oysa Şivan Perver toprağına, vatanına sesleniyor." Konuşmasımda Şivan Perver'in bir türküsünün 'İnan ki seni özledim/Bar ış güvercinine sor/Dosta ahbaba sor/ Hapishane duvarlarına sor/Onlar sona doğru söylesinler/Baharın rengine sor/Şu ağaçtaki g üle sor/ Ben seni çok özledim/İnan ki seni özledim' şeklindeki sözlerini okuyan Erdoğan, "Bu dizeleri dile getirecek kadar yüreği yanık toprağına, vatanına, kardeşlerine bu kadar hasret içinde gönlü nün derinliklerinden 'inan ki seni özledim' diye haykıran sanatçıyı tehdit etmek sadece Kürtlerin değil, insanlığın sesini kesmekte değil de nedir? Bir yandan 'demokrasi' diyeceksiniz, bir yandan 'temel hak ve h ürriyetler' diyeceksiniz, bir yandan 'barış' diyeceksiniz bir yandan 'hukuk' diyeceksiniz ama öbür yandan Hakkari'de İmam Aziz efendiyi öldüreceksiniz. Batman'da yangına koşanları katledenlere, İstanbul'da Serap yavrumuzu yakanlara, Mersin'de Suphi kardeşimizi yakanlara sahip çıkacak kucak açacak, bağrına basacaksınız. Doğu ve G üneydoğu'da AK Parti tarafından kararlılıkla yapılan yatırımlar, kalkınmayı , demokratikleşmeyi, özgürlükleri ve açılımı görmeyecek gidecek çetelerle işbirliği yapacaksınız. Benim Yüksekovada ilce teşkilatımı bombalayacaksını z, Bingöl'de aynı, diğer illerde aynı. Sizin demokrasi anlayışız bu mu? Sizin siyasette müşterek, açık net karşı karşıya mücadele edelim anlayışının bu mu? Bunu hangi anlayışla ifade edeceksiniz, neyle tanımlayacaksınız. On yıllarla boyunca faili mechullerden şikayet edeceksiniz, faili meçhullerle itham edilen çetelerle işbirliği yapacak, terör örgütünün işlediği faili meçhullere sahip çıkasınız. Kusura bakmayın beyler. Benim Kürt kö kenli kardeşim de Türk kardeşim de nasıl bir kirli oyunun, nasıl bir kirli kampanyanın i çinde olduğunu gayet iyi görüyor. Nasıl bir tutarsızlığın, nasıl bir samimiyetsizlik içinde olduğunuzu benim 74 milyon vatandaşım çok iyi görüyor."

"MHP'DE GENEL BAŞKAN BAŞTA OLMAK ÜZERE MİKROFON BAŞINA GEÇEN KÜFREDİYOR"


Konuşmasında MHP'yi de eleştiren Erdoğan, "MHP'de Genel Başkan başta olmak üzere partiden mikrofon başına geçen her yönetici ilk kelimeden son kelimeye kadar kontrolsüz insafsız şekilde kü frediyor. Bakıyorsunuz insafsız bir şekilde cep telefonunu kulağına takıyor güya telefon gelmi ş bak falanca yerden arıyorlar diyor. Ekranda başka şeyler var bak filan yerden arıyorlar diyor. Bunların Meclis'te çalışma anlayışı da bu. Hiçbir ciddiyet yok. Bir yandan özgürlüklerin baskı altına alındığını söylüyorlar. Bir yandan korku siyaseti diyorlar, di ğer yandan sistematik şekilde hakareti milleti hükumeti korkutan bir siyaset tarzı olarak benimsiyorlar. Bu ü lkenin başbakanına bakanlarına hata ailelerine dil uzatacaksın bu ülkenin bürokratlarını burnunuzdan fitil fitil getireceğim diyerek külhanbeyi ağzıyla korkutacaksın. Sonra da çık ıp hükümeti korku siyasetiyle itham edeceksin. Aynaya bakın beyler aynaya eğer diktatör görmek için aynaya bakın. Mübarek bir yüz görmek istiyorsanız da aynaya bakın" dedi.

"PARTİLERİNİ DİKTA İLE YÖNETİYORLAR"

AK Parti'yi Mısır ve Tunus'tan ders almaya çağıran muhalefet partilerinin yetkililerine cevap veren Erdoğan, şunları söyledi: "Defalarca seçime girdiniz, defalarca kaybettiniz. Defalarca oylarınızı düşürdünüz, ikinci üçüncü parti oldunuz, baraj altında kaldınız. Yine de o koltuğu bırakmadınız. Mısır'ı biz mi örnek alacağız yoksa siz mi örnek alacaksınız. Ben her seçim öncesi samimiyetle, partim ikinci parti olursa derhal genel başkanl ığı bırakırım dedim. Siz bunu söyleyemediniz. O koltuklarınızı o makamları nızı bırakıp gidemediniz. Allah aşkına Mısır'ı Tunus'u örnek alacak ben miyim yoksa siz misiniz? Tunus'ta Mısır'da 30 yıldır sıcak koltuklarından bir türlü kalkamayanlar halkın haykırışlarıyla nihayet kalktılar. Peki siz halkın mesajını ne zaman okuyacaksınız. Siz ne zaman sandıklara kulak vereceksiniz. Siz acaba ne zaman o koltukları ehline teslim edeceksiniz. Bize teslim edin demiyoruz. Yine sizin teşkilatınızdan gelenlere teslim edin. Bırakın da hiç olmazsa tabanınız yeni simalar görsün. Bize talkın verenler maşallah salkım götürüyor. Bizi dikta özentisi ile suçlayanlar kendi partilerini dikta ile yönetiyorlar. Bizi korkutmakla itham edenler kendi kitlelerini kendi tabanlarını korkutarak ayakta kalma mücadelesi veriyorlar. Bu malum koronun onlarla birlikte yandaşlarının son günlerde bazı olaylardan yola çıkarak dikta söylemini artırdıkların görüyoruz. CHP ve Genel Başkanı öyle zannediyorum ki artık Haziran seçimlerinden umudunu kesti. Süreci tamamen korku üzerine kuruyor. . Kendi tabanını korkutarak buradan bir çıkış yolu bulacağını başarı elde edeceğini zannediyor. Buradan soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu; Sokak sokak direnme çağrısı yapan milletvekillerinizle ile ilgili hangi işlemi yaptınız. CHP'nin üzerinde o kara leke öylece dururken siz he hakla çıkıp AK Partiyi sivil dikta ile tabir ediyorsunuz. TSK'ya hakaret eden, yani sadece kartondan kaplan demekle değil, aynı zamanda ABD'nin içini oyduğu diye ifade eden genel başkan yardımcınızla ilgili acaba hangi işlemi yaptınız. TSK ile ilgili sadece ben konuşurum, benden başka kimse konuşamaz derken bunu neyle ifade edeceksiniz. Bu mu sadece genel başkan yardımcınıza vereceğiniz ceza. Veya genel başkan yardımcınıza yaklaşım tarzınız. Partinizin üst düzey yetkilisi tarafından dile getirilen müdahale özlemi karşısında defteri kapatmak dışında ne yaptınız, O soru işareti orada öyle dururken bizi ne hakla çıkıp korku imparatorluğu yapmakla itham ediyorsunuz."

CİHAN
SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara