Halkın çoğunluğunu Şiilerin oluşturduğu Bahreyn'de polisin göstericilere müdahalesinde 3 kişinin öldüğü bildirildi.
Görgü tanıkları, başkent Manama'nın merkezindeki İnci Meydanı'nda, polisin göstericilere göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi ile müdahale ettiğini, 3 kişinin öldüğünü belirtti.
Muhalefet hareketi El Vefak'ın sözcüsü de 10'u ağır olmak üzere 50 kişinin yaralandığını söyledi.
Bu ölümlerle küçük Körfez krallığında pazartesi günü başlayan hükümet karşıtı gösterilerin bastırılması sırasında ölenlerin sayısı 5'e çıktı.
Göstericilerin Kahire'deki halk isyanının merkez üssünden esinlenerek, "Tahrir Meydanı" adını verdikleri İnci Meydanı'nda binlerce kişi toplandı.
Bahreynli polislerin gece meydanda kamp kuran göstericilere saldırdığı ve onları dağıttığı belirtildi.
Şİİ MİLLETVEKİLİ: "60 KİŞİ KAYIP"
Reform talebiyle protesto gösterilerinin yapıldığı Bahreyn'de, üç kişinin öldüğü polis müdahalesinden sonra 60 kişinin kayıp olduğu belirtildi.
Şii muhalif milletvekili İbrahim Mattar, Reuters ajansına verdiği demeçte, polis baskınında 60 kişinin kaybolduğunu söyledi.
Mattar ayrıca Şii Vifak partisi üyelerinin milletvekilliğinden istifa edeceğini belirterek, ''Bütün üyeler istifa edecek. Karar alındı'' dedi. İbrahim Mattar, 40 sandalyeli parlamentonun 17'sine sahip partinin milletvekillerinin istifa gerekçesinin gece yapılan polis baskını olduğunu söyledi.
Öte yandan İçişleri Bakanlığı sözcüsü, televizyondan yaptığı açıklamada, Bahreyn ordusunun güvenliği sağlamak için gereken her türlü önlemi alacağını kaydetti.
Bahreyn ordusu da devlet televizyonunda okunan açıklamasında, başkent Manama'nın önemli noktalarında kontrolü ele geçirdiğini, protesto gösterilerinin yasaklandığını duyurdu.
MÜDAHALEYE İLİŞKİN AYRINTILAR ORTAYA ÇIKIYOR: POLİS GÖSTERİCİLER UYURKEN MÜDAHALE ETMİŞ
Halkın çoğunluğunu Şiilerin oluşturduğu Bahreyn'nin başkenti Manama'nın merkezindeki İnci Meydanı'nda polisin hükümet karşıtı göstericilere müdahalesiyle ilgili ayrıntılar ortaya çıkıyor.
Görgü tanıkları, yaklaşık 100 zırhlı aracın kentin merkezine girdiğini, polisin gece yarısı müdahalesi sırasında bazı göstericilerin meydanda kurdukları çadırlarda uyumakta olduklarını belirtti.
Kahire'deki halk isyanının merkez üssünden esinlenerek, "Tahrir Meydanı" adını verdikleri İnci Meydanı'nda toplanan göstericilerin polisin açtığı ateşle uyanarak kaçmaya başladığını belirten bir görgü tanığı da, polisin uyarıda bulunmadığını, müdahalenin İsrail'in düzenlediği saldırılara benzediğini söyledi.
Bazı evlere baskın düzenlendiğini ve bazı kişileri gözaltına alındığını belirten görgü tanığı, askerlerin sadece "ateş et ve öldür" politikasıyla eğitildiğini ifade ederek, "Kral ve hükümetin eli kanlı. Bunların yaşanmasına yeşil ışık yakan ABD'nin ve uluslararası toplumun elleri kanlı" diye konuştu.
Bu arada, amatör kamerada çekilen ve aralarında kadınların da yer aldığı protestocuların açılan ateş sonucu panik içinde kaçıştıklarını gösteren video kaydı paylaşım sitelerinde yayına girdi. Görüntülerde gece İnci Meydanı'nda uyumakta olan göstericilerin polisin ateş açmasıyla uyandığı ve meydandan kaçmaya başladığı, ateş nedeniyle meydandan toz bulutunun yükseldiği görülüyor.
Öte yandan polisin yaralılara müdahale etmek isteyen doktorları dövdüğü, ayrıca doktorlar ve sağlık görevlilerinin ambulansların kullanılmasına izin vermeyen Sağlık Bakanı'ını protesto ettiği gelen haberler arasında.
Yabancı gazetecilerin de ülkeye alınmadığı belirtiliyor.
Polisin müdahalesinde 5 kişinin öldüğü, 100 kadar kişinin yaralandığı bildiriliyor.
AMERİKALI BİR GAZETECİ SALDIRIYA UĞRADI
Bahreyn'deki gösterileri izleyen ABC televizyonu muhabirinin saldırıya uğrayarak darp edildiği bildirildi.
Televizyonun haberinde, Miguel Marquez'in başkent Manama'nın merkezindeki İnci Meydanı'ndaki göstericilerin polis tarafından dağıtılması sırasında saldırıya uğradığı belirtildi.
Marquez'in olay anında televizyon kanalıyla telefon bağlantısında bulunduğu ve daha sonra bağlantının kesildiği kaydedildi. Ardından yeniden kurulan bağlantıda gazeteci, bir grubun saldırısına uğradığını, kamerasının hasar gördüğünü, daha sonra otelinin yakınında bulunan bir pazar yerine sığındığını ve ciddi bir yarası olmadığını anlattı.
MUHALEFETTEKİ Şİİ BLOK PARLAMENTODAN ÇEKİLİYOR
Bahreyn parlamentosunda Şiilerin liderliğindeki muhalefetin parlamentodan çekilme niyetinde olduğu bildirildi.
Parlamentonun 40 sandalyeli alt kanadında 18 sandalyesi bulunan anamuhalefet grubu El Vefak'tan bir milletvekili, liderleri Şeyh Ali Salman'ın "grubun parlamentodan çekilme kararını açıklayacağını" belirtti.
Şeyh Salman'ın bugün konuyla ilgili basın toplantısı düzenlemesinin beklendiği kaydedildi.
Bu arada, Bahreyn ordusu "kamu güvenliği ve düzeninin yeniden oluşturulması için önleyici ve kesin önlemlerin alındığını" duyurdu.
YEMEN
YEMEN'DEKİ ÇATIŞMALARDA YARALI SAYISI 12'YE YÜKSELDİ
Yemen'in başkenti Sana'da bugün iktidar yanlılarıyla hükümet karşıtları arasındaki şiddetli çatışmalarda yaralı sayısının 12'ye çıktığı bildirildi.
El Kudüs gazetesinin internet sitesinde yer alan haberde, çatışmaların Sana Üniversitesinin önünde meydana geldiği belirtildi.
Bölgedeki AFP muhabiri de öğrencilerin, "Halk rejimin düşmesini istiyor" şeklinde slogan attıklarını ve bazılarının kendilerine saldıranlara taş atarak karşılık verdiğini kaydetti.
Beş gündür süren çatışmalarda, çoğu üniversite öğrencisi yaklaşık 2000 kişinin kampüs çıkışında iktidar yanlılarının saldırısına uğradığı, güvenlik güçlerinin tarafları ayırmak için havaya uyarı ateşi açtığı belirtilmişti.
Bu arada Yemen'in güneyindeki Aden kentinde dün düzenlenen ve iki kişinin öldüğü gösterilerin ardından bugün durumun sakin olduğu, gün içerisinde en az 20 göstericinin gözaltına alındığı bildirildi.
LİBYA
LİBYALI AKTİVİSTLER "ÖFKE GÜNÜ"NE HAZIRLANIYOR
Libya'da hükümet karşıtı aktivistler, "öfke günü" olarak adlandırdıkları protesto gösterisi planlarken, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla destek toplamaya çalışıyorlar.
Guardian gazetesi ve BBC'nin haberlerine göre, Tunus ve Mısır'dan etkilenen kimlikleri bilinmeyen aktivistler, Facebook ve Twitter gibi siteler vasıtasıyla gösteri planlarken, bazı insan hakları grupları, güvenlik güçlerinin muhtemelen eylemcileri bastıracağı uyarısında bulunuyorlar. Aktivistlerin, gösteri düzenlemeyi başarıp başaramayacakları ise bilinmiyor.
Protesto düzenlemek için açılmış bir Facebook sayfasında, halk "Libya'da öfke günü" düzenlemeye davet ediliyor.
Ülke dışından yayın yapan muhalefet sitesi Libya Evimiz'e mesaj yollayanlar da Hüsnü Mübarek'i deviren Mısır'daki ayaklanmayla paralellikler kurarak Libyalıları sokağa çıkmaya davet ediyor.
40 yıldır Muammer Kaddafi'nin yönetimiyle sıkı sıkıya kontrol altına tutulan Libya halkının bir bölümü işsizlik, eşitsizlik ve siyasi özgürlüklere getirilen kısıtlamalardan şikayet ediyor. Ancak bazı uzmanlar, hükümet toplumsal hoşnutsuzluğu gidermede petrol gelirlerini kullanabileceği için Libya'da Mısır türü bir isyanı pek ihtimal dahilinde görmüyorlar.
1969'da darbeyle iktidara gelen Kaddafi, ülkesinin Batı tarzı demokrasiye ihtiyacı olmadığını, çünkü vatandaşların "siyasi komiteler" olarak adlandırılan taban örgütlenmesi vasıtasıyla kendi kendilerini yönettikleri, "Üçüncü Evrensel Teori" olarak adlandırdığı kendi sisteminin mevcudiyetini hatırlatıyor.
Bazı yabancı gözlemciler ise Libya sisteminin Kaddafi'nin sıkı kontrolü altındaki bir polis devleti olduğunu iddia ediyor.
Bingazi kentinde önceki gece yüzlerce kişiyle polis ve hükümet yanlıları arasında çatışmalar çıkmıştı. Bingazi kenti ahalisinin, Muammer Kaddafi'ye karşı tarihi husumeti bulunuyor.
LİBYA, MUAMMER KADDAFİ'NİN ÜNLÜ "YEŞİL KİTAP"TA İLKELERİNİ ORTAYA KOYDUĞU SOSYALİZM VE İSLAM KARIŞIMI BİR SİYASİ REJİMLE YÖNETİLİYOR
Resmi adı Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi olan Libya, teorik olarak, 1969'da darbeyle iktidara gelen Albay Muammer Kaddafi'nin, sosyalist ve İslami teorileri birleştirerek oluşturduğu ve Yeşil Kitap'ta ortaya koyduğu öğreti çerçevesinde yönetiliyor.
Kaddafi'nin "Üçüncü Evrensel Teori" olarak adlandırdığı ve "Yeşil Kitap"ta ortaya koyduğu siyasi sistem, komünizme ve kapitalizme bir alternatif oluşturmayı amaçlarken İslam'a, kendi başkış açısı çerçevesinde bağlı kalıyor.
Kaddafi'nin devrimi büyük ölçüde, ülkesini dünyanın geri kalanından ayrı tutma temeline oturuyor. Kaddafi kurduğu sistemi, "kitlelerin devleti" olarak tercüme edilebilecek "cemahiriye" sistemine dayandırıyor. Sistemde iktidar çeşitli halk komitelerinin elinde tutuluyor ancak pratikte, Kaddafi'nin karşı çıkılamaz bir güce sahip olduğu belirtiliyor.
Yeşil Kitap modern liberal demokrasiyi reddediyor ve "halk komiteleri" temeline dayalı "doğrudan demokrasi" biçimini savunuyor. Ancak Kaddafi'nin bu kurumları pratikte, otokratik siyasi baskının bir aracı olarak kullandığı ileri sürülüyor.
Kaddafi'nin demokrasi konusundaki görüşlerini ve siyasi felsefesini ortaya koyduğu "Yeşil Kitap" 1975'te yayımlandı. Kitaptaki görüşler, "Demokrasi Sorununun Çözümü: Halkın Hakimiyeti", "Ekonomik Sorunun Çözümü: Sosyalizm" ve "Üçüncü Evrensel Teorinin Toplumsal Temelleri" olmak üzere üç ana başlık altında sunuluyor.
-KADDAFİ VE ARAPLAR-
1951'de İtalya'dan bağımsızlığına kazanan Libya, 1959'da büyük petrol rezevlerinin keşfedilmesiyle zengin bir monarşiye dönüştü. Ancak 10 yıl sonra 27 yaşındaki Muammer Kaddafi darbeyle yönetime el koydu ve ülke tarihinde radikal yeni bir sayfa açıldı.
İslamın temel ilkeleri ve yerli sosyalizm temeline dayalı yeni bir toplumun inşasına başlamadan önce yeni rejim, kapitalizm ve komünizm gibi "ithal ideolojilerin" ve yabancı etkisinin tüm izlerini silmeye çalıştı.
Bu sürecin bir parçası olarak yolsuzluğa bulaşmış yetkililer cezalandırıldı ve zararlı görülen kitaplar yakıldı. "Halk komiteleri" oluşturulmaya başlandıkça Devrimci Komuta Konseyi işlevsiz kılındı. Ancak bu değişiklilere karşın, devrimci değişiklikleri yerine getirmede esas iktidar Albay Kaddafi'nin elinde kaldı.
"Sosyalizm, birlik ve özgürlük" sloganıyla yönetime el koyan Kaddafi, Batı'nın Arap dünyası üzerindeki "tehlikeli etkisine" şiddetle karşı çıkarken, İsrail'in yıkılması gerektiğini düşünüyor. Filistinliler ve dünyanın değişik yerlerindeki diğer silahlı gruplara destek veren Kaddafi, Arap dünyasının birliğinin gereğini savunuyor.
Mısır cumhurbaşkanı Abdülcemal Nasır'ın 1970'teki ölümünden sonra Arapların liderliği rolüne soyunan Kaddafi, Arapların bu konuda kendisine pek destek vermemesinden hayalkırıklığına uğradı ve 2001'deki bir açıklamasında, Afrika'nın kendisine "Irak ve Suriye'den daha yakın olduğunu" söyledi.
Arap liderler açısındansa Kaddafi, her zaman ciddiye alınamayacak kadar hayalperest olarak görüldü.
Libya'nın devasa bir petrol zenginliği bulunmasına karşın, Kaddafi basit bir hayat sürmeyi tercih ediyor. Zamanının çoğunu çölde geçiren Kaddafi Bedevi çadırını her yere taşıyor ve hatta yabancı konuklarını bile burada ağırlıyor.
LİBYA'DAKİ GÖSTERİLERDE 14 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ BELİRTİLİYOR
Libya'da Muammer Kaddafi yönetiminin uzun iktidarına karşı çıkan protestocuların dört kentte sokağa döküldüğü, çatışmalarda en az 14 kişinin öldüğü belirtiliyor.
İsviçre'de oturan Libya Hakikat ve Adalet Komisyonu başkanı Fethi El Verfali, dün gece Beyide'de 11 protestocunun öldüğünü, çok sayıda protestocunun da yaralandığını söyledi. Verfali, bugün Zentana kentinde iki, Ricban'da ise bir protestocunun öldüğünü bildirdi. Verfali'nin yayımnladığı bir video kasette, Zentana'da göstericilerin "Kahrolsun Kaddafi. Kahrolsun rejim" yazılı pankart taşıdıkları görülüyor.
Muhalif internet sitesi El Yum da doğudaki Beyide kentinde İç Güvenlik Güçleri'nden keskin nişancıların dört protestoyu öldürdüğünü duyurdu. Site bugün Bingazi kentinde gösterilerin devam ettiğini de yazdı.
Sürgündeki bir muhalefet lideri Faiz Cibril, "Libyalılar bugün korku bariyerini aştı, şafak göründü" dedi.
Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre, başkent Trablus'ta ise hükümet yanlıları gösteri yaptı, yer yer trafiği engelledi. Resmi haber ajansı JANA da bugün Kaddafi'yi kastederek, "devrimin kardeş lideriyle ebedi birliği" göstermek için Trablus ve diğer kentlerde binlerce kişinin gösteri yapacağını duyurdu.
Görgü tanıkları, başkentte göstericilerin otomobillerinden Libya bayrakları sallayarak Kaddafi lehine slogan attıklarını, bunun dışında kentte hayatın her zamanki gibi devam ettiğini söylediler.
Merkezi New York'ta buluna İnsan Haklarını İzleme örgütü de, güvenlik güçlerinin ez az 14 kişiyi gözaltına aldıklarını bildirdi.
Dünden itibaren gösterilerin başlaması üzerine Kaddafi halkı durdurmak için hemen harekete geçerek memurların maaşlarını iki katına çıkarma sözü verdi ve dün 100 kadar muhalif İslamcı militanı serbest bıraktı.
Libya hükümeti basın üzerinde sıkı kontrol uyguladığı için haberler bağımsız kaynaklarca doğrulanamıyor.
AA