Cumhurbaşkanı Gül, İran ziyaretini izleyen gazetecilerle konakladığı Espinas Otel'de sohbet toplantısı düzenledi. Toplantının başında gazeteciler, gündüz saatlerinde İran'ın başkenti Tahran'da düzenlenen reform yanlısı gösteriler nedeniyle cep telefonu şebekesinin kapalı, internet erişiminin de neredeyse tamamen kesildiğini ifade ettiler.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen de, kendilerini kitap almaya götüren şoförlerinin dövüldüğünü anlattı.
Cumhurbaşkanı Gül bugünkü görüşmelerinde bölgesel konuları ele aldıklarını belirterek, bölge ülkeleri liderleri ile halk gösterilerinin yaşanmasından çok önce ''kendi evlerinin içlerini temizlemesi'' konusunda uyardığını tekrarladı. Çağın farklı olduğunu belirten Gül, ''Belki mobil telefonlar kapanır ama televizyonlar her şeyi gösteriyor, halka zıt hiçbir şeyin yapılmaması gerekir'' dedi.
Gül, Türkiye'nin kendi inisiyatifi ve dinamikleri ile demokrasisini geliştirdiğini ve hukuk standartlarının yükseldiğini dile getirerek, ''Türkiye kendi yasaklarını, kendi tabularını kendi eliyse kaldırıyor'' diye konuştu.
Bu süreç içinde Türkiye'nin şeffaflaştırıcı yasalar yapıldığını hatırlatan Gül, buna örnek olarak Sayıştay kanununu gösterdi. Sayıştay kanununu ''son yıllarda yapılan en önemli reform'' olarak nitelendiren Gül, söyle konuştu;
''Totaliter rejimlerde en büyük sorun adaletsizlikler, yolsuzluklar, hesap verememekten ve kaynakların eksik kullanımındandır. Bölge ülkelerinin hiçbirinde bunlarla ilgili düzenli bir denetim olmadığı için bunlar oluyor. Yoksa nasıl olur ki, bir yöneticinin şu kadar parası, öbür yöneticinin hesap vermeyen harcamaları, davranışları, yolsuzlukları, hırsızlıkları olur...bu boşluktan olur.
Sayıştay yasası bir tartışmaya kurban gitti. Belki de son yılların en önemli reformu Sayıştay yasası. Sayıştay yeni bir Sayıştay oldu. Belki kendileri de farkında değil. Çağırdım, konuştum, Sayıştay nerede bir kuruşluk kamu harcaması var, bu bakanlık olur, Silahlı Kuvvetler olur, polis teşkilatı olur, istihbarat teşkilatı olur, belediye olur, belediyenin ortaklığı olur, hepsini inceleyecek, incelemekle de kalmayacak, performans ölçümü de yapacak. Ordu evinden polis evine, kantinine kadar hepsinin kaydını tutacak. Türkiye'de hiç olmayan tam hesap verebilirliğin, hesap sormanın, kayıt tutmanın, kamu harcamalarının var olduğu temel bir yasa Türkiye'de konuşulmadı. Hayret ettim, ne üniversitelerimizin hocaları, ne de denetçiler makale yazdı'' dedi.
-''ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİN KENDİ KURALLARI VAR''-
Cumhurbaşkanı Gül, örtülü ödeneğin Sayıştay denetimine tabi olup olmadığının sorulması üzerine, örtülü ödeneğin kendi kuralları olduğunu ifade etti. Bunun istisnayı bozacak çapta olmadığını belirten Gül, artık örtülü ödeneğin kamu harcamaları için küçük yük tuttuğunu kaydetti.
Gül, örtülü ödeneğin kendi içinde denetim mekanizması da olduğunu ve ölçülü kullanıldığını söyledi.
Sayıştay kanunu örneğini şeffaflık için verdiğini tekrarlayan Gül, bölge ülkelerindeki gösterilerin herkes için ders niteliğinde olduğunu ve ders alanların bu süreçten kazançlı çıkacağını vurguladı.
İranlı yetkililerle görüşmelerinde ekonominin de önemli yer tuttuğunu aktaran Gül, ''İran'ın aşırı korumacı bir ekonomik politikaya sahip olduğunu'' söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, İran'da ithalat vergileri ve gümrük tarifelerinin çok yüksek olduğuna işaret ederek, ''Ambargo içeriden geliyor zaten. Korumacılıkla kendi ekonominizi çürütüyorsunuz, önce ambargonuzu kaldırın'' şeklinde konuştu.
İran'a uygulanan BM ambargosunun iki ülke arasındaki ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkarma hedefine engel olmadığını ifade eden Gül, Dış Ticaret Müsteşarlığından bir yetkilinin Tahran'da kalarak, serbest ticaret konusunda görüşmeler yapacağını bildirdi.
Gül, görüşmelerinde birkaç alan hariç, tüm mallara serbest ticaret önerisi getirdiklerini, Tahran yönetiminin de bu öneriye olumlu yaklaştığını kaydetti.
İran'ın Nükleer çalışmalarıyla ilgili müzakere sürecinin de görüşmelerde gündeme geldiğini belirten Gül, ''İran da işin bitmesini istiyor, İstanbul toplantısından memnun. Bu işin sıcaklığı kaybolmadan süreç işlesin'' dedi.