AK PARTİ GRUP TOPLANTISI (6) -GENEL BAŞKAN VE BAŞBAKAN ERDOĞAN: -'SINIR KAPI
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Sınır kapısının (Refah) hemen arkasında, tarihte firavunun zulmünü görmüş bir m
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-15 16:09:00
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, iktidara geldiklerinden bu yana bölgesel istikrar ve barışı hep savunduklarını söyledi.
Bölgedeki savaş ve çatışmaların bölgenin tamamını olumsuz etkilediğini söylediklerini kaydeden Erdoğan, 'Sıfır sorun politikamız, barış çabalarımız, temaslarımız Türkiye'nin olduğu kadar, bölge ülkelerinin de istikrar ve refahına önemli katkılar sağlıyor. Şundan herkes emin olmalıdır: Nüfuz ve tahakküm peşinde değiliz. Hiç kimsenin içişlerine karışmak gayretinde değiliz. Son derece samimi bir şekilde kardeşlik, barış ve dayanışma diyoruz' ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan, bugüne kadar bölgede barış ve istikrarı zedeleyecek her girişimin karşısında cesaretle durduklarını belirterek, yine barış ve istikrarın tesisi için cesaretle ter döktüklerini kaydetti. Erdoğan, 'Tunus'un derdi, bizim derdimiz. Çünkü biz, onların bizi gördükleri gibi kardeş görüyoruz. Mısır'ın meselesi bizim meselemizdir. Çünkü biz, Mısırlıları tıpkı onların bizi gördükleri gibi kardeş görüyoruz. Lübnan, Filistin, Irak'ın derdini nasıl kendi derdimiz olarak görüyorsak, Tunus'un ve Mısır'ın da derdini kendi derdimiz olarak görüyoruz' diye konuştu.
-'AMA BUGÜN BİR TANESİNİ SİZLERLE PAYLAŞMAK ARZUSUNDAYIM'-
Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
'Öyle zamanlar oldu ki kelimeler gelip boğazımıza düğümlendi. Bazı meseleleri içimize attık. Özel görüşmelerde cesaretle dile getirdiğimiz bazı hususları hassasiyetler nedeniyle açığa vurmadık, paylaşmadık ama ben bugün o hususlardan bir tanesini sizlerle paylaşmak arzusundayım. Mısır'da yeni bir dönem başlarken, kardeş bir ülke ve halk olarak içimizi karartan bazı meseleleri burada dile getirmek durumundayım. Ben sizden empati kurmanızı istiyorum. Kendinizi bir an olsun başkalarının yerine koymanızı istiyorum. Sizin bu empatiyi çok kolay kuracağınızı, başkalarının hissiyatını çok iyi anlayacağınızı biliyorum. Allah kimseye vermesin. Düşünün, dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde Gazze'de bir baba, annesin... Beş tane çocuğunuz, yavrunuz dışarıda, evin önünde cıvıl cıvıl oynarken, havadan yağan fosfor bombalarıyla oracıkta düşüp ruhlarını teslim ediyorlar. Bir kez daha dua edin. Allah kimseye vermesin, yaşatmasın. Bu bizim ülkemizde de yaşandı. Bahçeye çıkıyor, 5 yavrunun kanlı bedenleri önünde, boğazınız düğümleniş, göğsünüz sıkışmış, kalbiniz adeta durmuş şekilde neye uğradığınızı anlayamaz şekilde, sıkılı yumruklarla 5 yavruya bakıyorsunuz. İstiyorsunuz ki kardeşiniz gelsin ve sizi oradan uzaklaştırsın, sizi kollarınızdan tutsun. İstiyorsunuz ki kardeşiniz, bacınız gelsin gözyaşlarınızı silsin ama kardeşiniz gelmiyor, gelemiyor. O yavruların cansız bedenlerini alıp, siz kardeşlerinize gitmek istiyorsunuz, Refah Sınır Kapısı'nı geçip kardeşinizle kucaklaşmak istiyorsunuz. Yavrularınızın bedenini Nil nehrinde yıkayıp, kardeş bir toprağa Kahire'nin mezarlıklarına defnetmek istiyorsunuz ama Refah Sınır Kapısı'nı geçemiyorsunuz.
Sınır kapısının hemen arkasında tarihte firavunun zulmünü görmüş bir millet olduğunu, o milletin sizi kucaklamaya hazır olduğunu biliyor ama o millete, kardeşlerinize kavuşamıyor, onlarla kucaklaşamıyorsunuz. Siz Mısır'daki son olaylar sırasında o tünellerden bu defa size koşan kardeşlerinizi kucaklarken, onlar 10 yıllardır size kucak açamıyor sizi o tünellerin başında kucaklayamıyor. Bugün ise şu artık çok net olarak görülüyor; tam aksine bugün o Gazze'deki insanlar Mısır'daki kardeşlerine ekmek, yemek, su götürüyor. İşte fark bu... Bizi birbirine bağlayan kardeşlik bağı bu. İşte bazı ülkeleri belki yanıltan bu. Belki Refah Sınır Kapısı'ndan kuş bile uçurtmazsınız. Belki ülkenizin etrafına aşılmaz duvarlar örebilirsiniz ama biliniz ki insanların yüreklerine, beyinlerine, ruhlarına hat çizemez, sınır koyamaz, onları mahkum, mahpus edemezsiniz.'
Başbakan Erdoğan, milyonlarca insanın mezarlıklarda ölülerle birlikte yaşadığı, onbinlerin çöp yığınları arasında ölüm kalım mücadelesi verdiği bir düzenin uzun süre ayakta tutulamayacağını söyledi.
-'ÇOK BÜYÜK BİR YANILGI İÇİNDEDİRLER'-
Başbakan Erdoğan, dünyanın vicdanına seslenmek istediğini belirterek, 'Son yüzyıldır, Ortadoğu'da sadece petrol, Mısır'da sadece piramit görenler, sadece bunu görmek isteyenler, bu coğrafya için demokrasiyi çok görenler çok büyük bir yanılgı içindedirler. Zulüm ile baskı ile abad olunamayacağını bugün tüm dünya bir kez daha görmeli ve anlamalıdır. İşte onun için Mısır'ın sevincini sevincimiz, coşkusunu coşkumuz olarak görüyoruz. Mısır'da istikrarın tesisini, Mısır'da insan haklarına, anayasal, katılımcı, çoğulcu bir demokrasiye dayalı yeni bir dönemin başlamasını en az Mısırlı kardeşlerimiz kadar biz de arzuluyoruz' diye konuştu.
Türkiye'de bazı grupların, izne dayalı olmadan, iktidarın verdiği hizmetleri kabullenemeyenlerin, eski alışkanlıkları devşirenlerin, ülkedeki mevcut yönetimi Mısır'la benzeştirmeye çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, Mısır'da bugüne kadar, Türkiye'deki gibi bir seçimin olmadığını bildirdi.
-'40 ÇÜRÜK YUMURTADAN BİR SAĞLAM YUMURTA OLMAZ'-
Erdoğan, Mısır'ın Şarm El Şeyh kentindeki başbakanlar toplantısında, Mısırlı bir bayan gazetecinin, kendisine, 'Türkiye'de seçimi kaç haftada yapıyorsunuz?' diye sorduğunu, kendisinin de gazeteciye, 'Biz seçimi 24 saatte bitiririz, hatta aynı günün akşamı yüzde 90 oranında belli olur' dediğini kaydetti. Bunun üzerine bayan gazetecinin, 'Biz de aylar sürüyor' dediğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Orada seçim bu. Biz de seçim bu mu? Biz de şu anda bu tür eylem, gösteri yapanlar, açık konuşuyorum; demokratik yoldan bu ülkede iktidar olma arayışı içerisinde olmayanlardır. Bu tür gösterileri yapanlar, antidemokratik yollardan acaba bu ülkede bir şeyler olabilir mi?... İşte bunlar biliyorsunuz, 22 Temmuz seçimleri öncesinde de üniversiteli bazı rektörlerle beraber cumhuriyet yürüyüşleri düzenleyenlerdir. 'Ordu göreve' diye ordumuza görevi dışında alan çizmeye gayret edenlerdir. milletimiz ne dedi? Bu ülkede egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' dedi, yüzde 47 ile AK Parti'yi iktidara taşıdı. Onlara verdiği oy ortada. En fazla aldığı oy, Anamuhalafet Partisi'nin yüzde 23 falandı, o da yanında koalisyon ortağı olmasına rağmen. 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olmaz. Milletin derdi ile dertleneceksin, milleti kendin gibi göreceksin ve onun nefesini kendi nefesin gibi hissedeceksin, algılayacaksın. Biz yolumuza böyle devam ediyoruz.
Bunlara diyoruz; gösteri mi yapacaksın kardeşim, tamam, bak gösteri yapılacak yerler var. İstediğin yerde mitingini yap ama gel hemen bildirimde bulun ve istediğin mitingini yap. Ne konuşacaksan, orada konuş ama yok biz istediğimiz yerde bunu yaparız dersen kusura bakma. Sen 'istediğim yerde bunu yaparım' derken, halkın kendi özgürlük alanına müdahale ediyorsun. Senin için miting yapmak ne kadar özgürlükse, halkım için de normal yaşamını devam ettirmesi o denli özgürlüktür. Ona müdahale edemezsin, ona hakkın yok. Çünkü biz hem bu hayatın normal akışını sürdüreceğiz hem de özgürlüklerle ilgili her türlü güvenceyi onlara vereceğiz. Mısır halkı da her şeyin en iyisine, güzeline layıktır. Ümidimiz, Mısır'ın aydınlık yarınları kucaklaması, halkının iradesi ile şekillenecek anayasal demokrasiye en kısa zamanda geçilmesi, onların olduğu kadar bizim de beklentimizdir.'
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, AK Parti'ye katılan 21 belediye başkanını tebrik etti ve hatıra fotoğrafı çektirdi. Erdoğan, grup toplantısına katılan bir grup Kıbrıs gazisi ile de fotoğraf çektirdi. İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileri Başbakan Erdoğan'a çiçek sundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazzeli çocukların durumunu anlattığı bölümde, Erdoğan'ın ve bazı milletvekillerinin gözlerinin dolduğu görüldü.
SON VİDEO HABER
Haber Ara