Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

"Güner İnşaat yaptığı konutlarda insanların ruhuna, kalbine hitap etmeyi hedefliyor"

Gaziantep'in yerleşik firmalarından Güner İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Öztürk, "Yaptığımız konutlarda insanların ruhuna ve kalbine hitap etmeyi hedefliyoruz." dedi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde inşaat sektöründe önemli hizmetler yaptıklarını

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-14 13:32:51

Gaziantep'in yerleşik firmalarından Güner İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Öztürk, "Yaptığımız konutlarda insanların ruhuna ve kalbine hitap etmeyi hedefliyoruz." dedi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde inşaat sektöründe önemli hizmetler yaptıklarını kaydeden Yakup Öztürk, firma olarak sosyal sorumluluk projelerine de öncelik verdiklerini ifade etti. Öztürk, "Biz insanız, insanların arasında yaşıyoruz. Empati yaparak, yapılan ticaretin bir anlamı olsun istiyoruz. Ticarete bir maneviyat katarak insanların kalbinde hüsnü kabul görmeyi amaçlıyoruz. Yaptığımız konutlarda insanların ruhuna kalbine hitap etmeyi hedefliyoruz. İnsanların ihtiyaçlarına öncelik veriyoruz. İnsanların öncelikli ihtiyaçlarını dikkate alarak okul, spor, sağlık tesisleri yapıyoruz. Devletin kurumları ile dirsek teması içinde sosyal alanlar inşa ediyoruz. Kapitalist anlayışla sadece binalar inşa ettiğimizde, iç dünyamızda mutmain olmadığımızı görüyoruz. Eğitim kurumları inşa ederken, Karabağ'da insanlar için konut yapma, Pakistan'da sığınma evi yapmayı düşünerek kalbi ve ruhi hayatımızı da rahatlatmaya çalışıyoruz. Binalarımızla birlikte bu taçlanıyor." ifadesini kullandı. Yakup Öztürk, yaptığı açıklamada, Güner İnşaat olarak 20 yıldan bu yana faaliyet gösterdiklerini, son 1,5 yılda konut sektöründe önemli başarılara imza atmayı başardıklarını söyledi. 18 ay gibi kısa bir sürede 4 etap satışını bitirdiklerini anlatan Öztürk, "Manas Evleri projesiyle 1,5 yıl içinde çok önemli bir trend yakaladık. 1,5 içinde 4 etabımızın satışını bitirdik. Birinci etabın satışını 45 günde tamamladık. Yeni 8 etabımızı da Mart sonu itibariyle satışlarına başlayacağız. Bunun yanında altyapı hizmetleri ve konut inşaatı ile birlikte dekorasyon işlerimiz vardı. Konut denince insanların algıları ve beklentileri değişmiş durumda. Bizim diğer projelerden farkımız nitelikli konutların yanında, konutu bir ürün olarak düşünüyorum. İnsanlara konut sunarken, en üst düzeyde verim almalarını sağlamayı, huzur içinde yaşamasını sağlamayı planlıyoruz. Biz onlar için her şeyi düşünmüş durumdayız. İnsanlar sadece konuttan artık bir bina beklemiyor. İnsanın ruhunu hapseden bir yapının dışında insanın işten eve geldiğinde ruhunu rehabilite edebileceği mekânlar kuruyoruz. Amacımız şehirler içinde kendi ruhumuzu yansıtan, iç dinamizmi harekete geçirebilecek şehircikler oluşturmaktır. Beton duvarlara ruh giydirerek sinerji oluşturmaya çalışıyoruz. Bu sinerji ile konut alırken hayallerini de satın alabilme imkanı sağlıyoruz. Geleceğe dair planlar da satıyoruz." diye konuştu. "ADIYAMANDA DA PROJELERİMİZ VAR" Adıyaman'da bin konutluk bir projeyi hayata geçirmeye hazırlandıklarını aktaran Öztürk, "Malatya ile birlikte Adıyaman'da da 1000 konutluk bir projenin satışına başlayacağız. 175 bin metrekare ile üzerine kurulacak olan projemiz Adıyaman'ın en prestijli projesi olacak. Sadece 60 dönümü yürüyüş yolu ve oyun alanları olarak inşa ediliyor. Yüzde 85'i yeşil alan, yüzde 15'ini konut olarak düşünüyoruz. Camiden, spor alanlarına kadar tüm sosyal altyapıları da inşa edeceğiz. Adıyaman'da beklentilerinin üzerinde bir proje hayata geçiriyoruz. Aynı zamanda çok farklı bir ödeme seçeneği ile 1 Nisan'da satışa sunacağız. Klasik konut edinme yöntemini değiştireceğiz. Mortgageden de avantajlı bir konut satma stratejisi belirledik." ifadelerini kullandı. Konut projelerine manevi bir hava kazandırmak amacıyla 'Manas, Kafkas, Uygur' gibi isimler verdiklerinin altını çizen Öztürk, şöyle devam etti: "Genelde etrafımıza baktığımızda inşaat şirketlerinin bugüne kadar, kızının oğlunun ve yakınının ismini verdiğini görüyoruz. Ben bunu hep konut alan insanların hayatına müdahale olarak görüyorum. Biz en azından milletimize ait bir değerin adını koymak istedik. Bizim konutlarımızda oturan kişilerin, 'ben şurada oturuyorum' derken, konutlarının da bir ruhu olsun istiyoruz. Bu isimlerin orada oturan kişilerin ruhuna da tesir edeceğini düşünüyoruz. Örneğin Manas ismi bizim en eski destanlarımızdan biridir. Bu dünyada en uzun metinlerden biridir. Bize ait kahramanlıklar ve insanlık adına verilen mücadeleyi anlatan bir destandır. Konut yaparken isminden başlamanın daha güzel sonuçlar vereceğini düşünüyoruz. Biz buna mebde ve münteha diyoruz. Başlangıç ve sonuç arasındaki ilişkinin doğru tanzim edilmesi gerekir. Çok basit algılansa bile o isimlerin insanlar üzerinde önemli etkisi var. Manas'ın yanında Uygur, Kafkas, Altınordu gibi isimler verdik." İnşaat sektöründe değişken beklentilere cevap veremeyen firmaların yok olmaya mahkûm olduğuna vurgu yapan Öztürk "Büyük bir kazançtan öte ciddi bir konut inşaat hareketliliği var. Çünkü insanların algıları değişti. Yenilikler yapmak gerekiyor. Kendini yenilemeyen müteahhitlerimizin 'ne olsa satarım' anlayışı sona erdi. Arz-talep anlayışından ortaya çıkarak değişen beklentilere göre yeni projeler inşa ediliyor. Buradan dolayı bir konut hareketliliği mevcut. Alım da kolaylaşınca sektör hareketleniyor. İlerisi var mıdır diye düşünüldüğünde; arz talep dengesini sağlayan, kendini yenileyebilen, abartmadan ödeme planı oluşturan firmalar ayakta kalır. Tabii ki altyapısı iyi, bilançosunu kontrol altında tutabilen, verdiği sözü yerine getiren firmalar ayakta kalacaktır. Diğer firmalar tabii ki her sektörde olduğu gibi yok olmaya mahkûmdur. Ama tabi konut alanların özellikle, firmanın mali gücü, inşaat alanının resmiyeti, tapu verme konusunda tutarlılık ve inşaatın sona ermesiyle ilgili verilen garanti konusunda bilgi sahibi olarak konut almaları gerekir." tavsiyelerinde bulundu.

Haber Ara