'TORBA' TASARI GÖRÜŞMELERİ -BDP'Lİ KAPLAN'IN, DANIŞMA KURULU ÖNERİSİ ALTINDA
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Danışma Kurulu önerisi altında imzasının okunmasını eleştirerek, 'Böyle bir toplantıya katılmadı
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-13 02:12:00
TBMM Genel Kurulunda 'Torba' tasarı üzerindeki görüşmelerde tartışma yaşandı.
Bazı maddelerin yeniden görüşülmesi sırasında söz alan Kaplan, tekrir-i müzakere için Danışma Kurulu önerisinde imzasının okunduğunu ancak böyle bir toplantıya katılmadığını ve imzasının olmadığını söyledi. Danışma Kurulu için TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ile toplanmadığını ifade eden Kaplan, Danışma Kurulu önerisinin 'sahte' olduğunu öne sürdü. Kaplan, 'Böyle bir toplantı yok. Sahte demokrasinin, sahte imzanın, sahte kanunun nesini görüşüyorsunuz, hangi hukuk, anayasa, İçtüzükle konuşuyorsunuz? Ben bu oyunda yokum. Bu tiyatro sahnesini, milletin iradesine saygısızlık sayıyorum. Üç partiyi, milletin iradesine saygıya davet ediyorum' dedi.
Kaplan, birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'a, 'Meclisi kapatacak mısınız yoksa devam mı edeyim? Başkanlık Divanı, sahtekarlık suçunun ortağı mı?' diye sordu, Yakut da 'İmzanız var mı yok?' diye karşılık verdi.
Hasip Kaplan, 'Yarın savcılığa gideceğim, Mecliste sahtekarlık yapmaktan iktidarı, anamuhalefeti ve orta muhalefeti şikayet edeceğim. 'Bir şartla size imza veririm, yüz bin öğrencinin affına siz yeşil ışık yakmadığınız sürece Danışma Kurulu imzam geçerli değildir' dedim. Af yoksa, imza da yok selam da yok' diye konuştu.
-'SÖZLERİNİ KABUL ETMİYORUZ'-
Kaplan'ın konuşması, Genel Kurul Salonunda gerginliğe yol açtı.
MHP Grup Başkanvekili Şandır, Danışma Kuruluna, mutabık kalınması halinde elden de imza verilebileceğine işaret etti.
Kaplan'ın, BDP Grubu adına imza atmasından sonra kendilerinin de Danışma Kurulunu imzaladıklarını anlatan Şandır, 'sahtekarlık suçlamasını, Meclise, gruplara ve Kaplan'a yakıştıramadığını, Kaplan'ın söylediklerini kabul etmediklerini' belirtti.
CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu da çalışmaların bugün bitmesinin bütün arkadaşlarının talebi olduğunu, bunun için CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ve Kaplan'a giderek, 'Bunu uygun görüyor musunuz?' diye sorduğunu aktardı.
Aslanoğlu, Kaplan'ın, 'Üniversite affı olmazsa imzalamam' dediğini, Bülent Arınç ile dışarı çıktığını döndükten sonra da 'Getir imzalayayım' ifadesini kullandığını, ancak Meclisin yarın çalışmaması için bir tane daha Danışma Kurulu gerektiğini söylediğinde ise 'Ben imza vermem' karşılığını verdiğini anlattı.
-'ISLAK İMZAYI İNKAR NE DEMEK?'-
AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç ise Kaplan'ın, önerinin altında ıslak imzası olduğunu belirterek, Kaplan'ın, ıslak imzasını inkar ediyorsa, 'O imza bana ait değil, taklit edilmiştir' demesi gerektiğini kaydetti. Kılıç, 'Yapılan iş sahtekarlıksa, ıslak imzasını inkar etmek nedir?' diye sorarak, Danışma Kuruluna ilişkin tutanağın nerede olduğuna yönelik sorusunun 'abes' olduğunu, önerinin tutanak hükmünde kabul edildiğini vurguladı.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut da Kaplan'ın 'sahtekarlık' eleştirisine, 'Üslubu beyan ayni ile insandır' diye karşılık verdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da Kaplan'ın öğrenci affına ilişkin maddeyle ilgili bir talebi gruplarına getirdiğini, kendisiyle müzakere ettiklerini ifade etti. Bozdağ, Kaplan'a, 'Tekrir-i müzakere olur mu değerlendirelim, sonra bilgi verelim' dediğini, daha sonra da Kaplan'ı arayarak, 'Bu konuda uzlaşma zemini gözükmüyor, bir beklentiyle Danışma Kuruluna imza attıysanız çekebiliriz. Grup olarak, beklentiye sokup, imza attırmış gibi bir pozisyona düşmek istemeyiz' görüşünü ilettiğini anlattı.
-'EŞİTSİZLİK YAPMAMAK LAZIM'-
Devlet Bakanı Bülent Arınç da söz alarak, Kaplan'ın 'kendi haline bırakılırsa iyi bir hukukçu, ilkeli, kararlı siyaset yapmaya çalışan, dostluğu güzel bir kişi olduğunu' ifade etti. Arınç, ancak Kaplan'ın kızdığı ya da kızdırıldığında yaptığı konuşmaların üzücü olduğunu, bu konuşmalarla hem parlamentoya hem milletvekillerine karşı hak etmediği cümlelerle hitap ettiğini kaydetti.
Arınç, Kaplan ile muhalefet kulisinde çay içerken, Kaplan'ın, takdir ettiği, ancak daha sonra inkar ettiği 'Eğitimde, üniversiteye dönüşte eşitsizlik var, doğru değil' sözüne hak verdiğini kaydetti.
Bülent Arınç, Kaplan'ın, 'Beni ikna ettiler, Danışma Kuruluna imza vereceğim, ilkeli bir insanım, söylediğim konu, bununla bağlantılı değil' demesi üzerine, 'Ne iyi milletvekili. Bu kadar hassasiyet gösterdiği konuda pazarlık yerine imza atmayı kabul ediyor' diye düşündüğünü kaydetti. Arınç, Kaplan'ın, imzasını inkar ettiğini, milletvekillerinin itham altında kaldığını dile getirdi.
Kaplan'ın, kürsüye gelerek, ısrarla bir konuyu savunduğunu ifade eden Arınç, vicdanen 'Bu adam ne diyor' dediğini kaydetti.
Arınç, Kaplan'a, dostça 'Konuya ilgi duydum, gelin dışarıda konuşalım' dediğini, Kaplan'ın da 'Herkesin okuması lazım. Terör suçlarında hüküm giyenler tasarıda alt komisyonda yoktu, bulunmadığım bir zamanda bir partinin önergesiyle üst komisyon raporu olarak çıktı. Bu yanlıştır' karşılığını verdiğini aktardı. Arınç, okuduğunu, dinlediğini, araştırdığını, kendisine de 'yanlış' geldiğini dile getirerek, eşitsizlik ve adaletsizlik yapmamak gerektiğini belirtti.
-'TBMM'YE BÜYÜK HAKARETTİR'-
'Terör suçlarından hüküm giyenler' denildiğinde herkesin ayağa kalktığını dile getiren Arınç, şöyle devam etti:
'Halen örgüt, eylemler, dökülen kanlar, örgüt üyeliği adına eylemde bulunanlar var. Böyle bir ortamda, terör suçundan hüküm giyenlerin bu haklardan yararlanamazlar şeklindeki maddesine bir de bu açıdan yaklaşmak lazım.
1999-2000'lerde çıkan 'Rafşan affı' diye bilinen kanunda öyle maddeler af kapsamına girdi. Öyle maddeler kapsam dışında kaldı ki hukukçu olarak kendimden utandım. 'O zaman çok yanlış olarak kanunlaşan bir konu, bugün tekrar karşımıza gelmesin' dedik. Adi suçlardan hüküm giyenler hakkında bir kısıtlama yok. Testereli katil, Münevver Karabulut cinayetini işlediği iddia edilen kişi yararlanabilecek. Terör suçu diye onlarca madde var, bir kısmı ağırlaştırılmış müebbet, bir kısmı müebbet, bir kısmı belki bir gösteride pankart taşımak, oyun oynamak, sözle propaganda yapmak... Kaplan'a hak veriyorum, 1-2-3 yıllık mahkumiyet sonucunda bir insan eğitim hakkından mahrum edilmemeli.
Kendisine teklif ettim; 'Arkadaşlarımız belki örgüt lideri veya üst kademesi bundan yararlanır diye düşünmüş, buna bir kısıtlama getirmiş olabilirler. Mesela, 20 yılı aşkın mahkumiyetle sonuçlanan bir hüküm olsa, kamu haklarından kısıtlılık da sorunsuz olsa, bu sizin, bizim işimize yarar mı?' 'Yarayabilir' denildi. 'Şöyle bir tarih konulsa, o tarih öncesi ve sonrası ayrımı yapılsa olabilir mi?' Onun da olabileceği söylendi. Arkadaşlarımla paylaşacağım ben. Nihayet Bülent Arınç olarak bu görüşmeyi yaptım. Arkadaşlarımızla, hem komisyondaki hem de Genel Kuruldaki gelişmelere bakarak, bunun zamansız olduğunu, Danışma Kurulu'nda bu maddenin olmadığını, bu maddeye bazı partilerin itiraz edebileceğini söylediler. Ama gelecekte belki böyle bir değişikliğin söz konusu olabileceği söylendi. Bu konuşma samimiyetle yapıldı. Kaplan'ın bu konudaki sözlerinden tatmin oldum, bu konuyu arkadaşlarımla paylaştım. Elimde sihirli bir değnek yok. Bunu bahane ederek sahtekarlık kelimesinin kullanılması, TBMM'ye çok büyük hakarettir. Size yakıştıramam. Siz yine gönlümüzde ilkeli, prensipli, kararlı, mücadeleci siyasetçi olarak kalın ama hakaret, aşağılama ağzınıza yakışmıyor.'
-'TALİHSİZ BİR KONUŞMA'-
Arınç'tan sonra söz alan MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, milletvekillerinin iradesiyle bir hukuk oluşturulduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
'Bundan geriye dönüp pişmanlık duymak Sayın Arınç'a yakışmamıştır. Madem böyle düşünüyorsunuz siyasi iradenizi arkasına koyacaksınız, haklı bulduğunuz konuda hukuk düzenlemesi yapacaksınız. Eğer teröristleri affetmek gibi bir niyetiniz varsa bunu açıkça söylersiniz, bu kanunda veya başka bir kanunda yaparsınız. Yapılmış bir düzenlemeyi burada, bu konuyu özne yaparak, bu parlamentoyu sahtekarlıkla suçlayanlara hak vermek hakkınız yok Sayın Arınç. Çok talihsiz bir konuşma yaptınız, asla kabul edilemez.
Komisyonda ve Genel Kurulda bu torba yasanın 177. maddesinde öğrenci affı bu şekilde tanzim edilmiştir. Bunda kendi grubunuzun da oyu da vardır. Bu konudan dolayı, bu parlamentoyu sahtekarlıkla suçlayan birilerine hak vermek gerçekten çok üzücü olmuştur.'
BDP Şırnak milletvekili Hasip Kaplan ise Bakan Arınç'a teşekkür ederek, 'Gerilimli bir oturum yaşadık bu torba nedeniyle... Gerçekten hak etmediğimiz hakaretlere maruz kaldık. Ancak, burada bir su serpintisi gibi, bir kardeşlik duygusu gibi Sayın Arınç'ın yaklaşımını son derece önemsiyorum' dedi.
-'DÜZENLEMENİN ARKASINDAYIZ'-
AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç ise parti grubu olarak 'yüksek öğretim affı' diye nitelenen hükümler konusunda, gerek komisyon gerekse Genel Kurul sürecinde, 'yapılan düzenlemenin doğru olduğuna inandıklarını ve bu düzenlemenin arkasında olduklarını' söyledi.
AK Parti Grubunun herhangi bir şekilde tasarıdaki bu maddenin değişimine yönelik bir girişiminin söz konusu olmadığını anlatan Kılıç, şöyle konuştu:
'Sayın Kaplan'ın tarafımıza getirdiği önerileri iyiniyetli bir şekilde dinledik, ancak tasarıya giren hükmün girdiği şekliyle en doğru ifadesini bulmuş olduğu kanaatiyle hareket ettik. Bu hükmü bu şekilde yasalaştırmayı Genel Kurula arz ettik. Milletvekillerinin de oylarıyla bu hükümler yasalaşmış oldu.
Hiç kimsenin, bir başkasına sarf etmediği bir görüşü atfetme hakkı olmadığı kanaatindeyiz. Kişiler arasında yapılan görüşmelerin de burada ifşa edilmesinin doğru olmadığı kanaatindeyiz. Herkes imzasına, sözüne, yeminine, hukuka ve Anayasaya sonuna kadar sahip çıkmaya mükelleftir.'
-DANIŞMA KURULU ÖNERİSİ-
Öte yandan, birçok değişik alanla ilgili düzenlemenin aynı tasarıda bir araya getirilmesini eleştiren CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, 'Hukuk başlangıcı dersinden itibaren bakın, acaba torba yasa diye bir hukuk kavramı var mıdır?' dedi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise 'torba' tasarının Türkiye'nin demokrasi tarihinde bir ilk olduğunu savunarak, 'İnanıyorum ki, gelecekte, üniversitelerde doktora tezi olarak incelemeye tabi tutulacaktır. Bu yasa usul olarak da yanlıştır.' diye konuştu.
Konuşmaların ardından yapılan oylamada tasarı kabul edilerek kanunlaştı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, tasarının yasalaşma sürecinde yoğun mesai harcayan milletvekillerine teşekkür etti.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, daha sonra Danışma Kurulu önerisini okudu. Buna göre bugün ve yarın Genel Kurul toplanmayacak. Sadık Yakut, 15 Şubat Salı günü saat 15.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara