Dolar

34,8889

Euro

36,7706

Altın

3.041,05

Bist

10.058,47

Arap dünyasında siyasi akıl çağı

Tarık Ali, Mısır halkının zaferi üzerine yazdı. ABD’nin halk ayaklanması karşısında Mübarek’i göndermek zorunda kaldığına dikkat çeken Ali “Siyasi akıl çağı Arap dünyasına geri dönüyor” diyor, Yemen, Cezayir ve Ürdün’de ısınan atmosfere işaret ediyor.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-13 14:28:27

Arap dünyasında siyasi akıl çağı

Kahire’de sevinçli bir gece. Canlı canlı tanıklık etmek, bir Mısırlı, bir Arap olmak ne bahtiyarlık! Tahrir Meydanında “Mısır Özgür” “Biz kazandık” sloganlarını atıyorlar.

Diğer reformlar olmadan, sadece Mübarek rejiminin gitmesi bile (devlet hazinesinden 40 milyar dolarlık bir yükün kalkması demek bu) bölgede ve Mısır’da büyük bir siyasi zafer olarak tecrübe edilecektir. Devreye yeni güçler sokacaktır. Tunus’da olduğu gibi kitle hareketlerinin mucizelerine ve büyük siyasi halk bilinçlenmesine tanıklık eden bir halkın yenilmesi kolay olmayacaktır
Öyle görünse de, Arap tarihi statik değildir. Seküler Arap milliyetçiliğinin yenilgisine işaret eden 1967 İsrail zaferinden sonra büyük Arap şairlerinden Nizar Kabbani şunları yazmıştı:

Arap çocuklar
Geleceğin buğday kulakları
Zincilerimizi sizler kıracaksınız
Kafalarımızdaki afyonları
Ve yanılsamaları
Sizler öldüreceksiniz!
Arap çocukları
Boğulmuş neslimizin hikayelerine
Pek de kulak vermeyin
Umutsuz bir vakayız
Tıpkı bir karpuz kabuğu kadar
Kulak vermeyin bize
Taklit etmeyin,
Kabul etmeyin bizi, fikirlerimizi
Başeğmiş ve düzenbaz bir milletiz

Arap çocukları
Bahar yağmurları
Geleceğin buğday kulakları
Yenilgiyi yok edecek olanlar
Sizlersiniz!

Kabbani’nin kehanetinin yerine gelmiş olduğunu görmek ne mutluluk verici.

Kitlesel karşı çıkışların yeni dalgası Arap dünyasında milliyetçi partilerin olmadığı bir döneme denk geliyor. Ve bu da taktikleri belirledi: Otoriteye doğrudan meydan okuyan sembolik alanlardaki muazzam kalabalık eylemler; deyiş yerindeyse, gücümüzü gösterdiğimiz, ama örgütlü ya da hazır olmadığımız için test etmek gibi bir amaç da gütmediğimiz, ama bütün dünyanın gözlerinin bizim üstümüzde olduğunu da unutmadan sürdürdüğümüz gösteriler dalgası.

Küresel kamuoyu fikrine bu bağlılık harekete geçirici olduğu kadar zayıflığın da bir işareti. Obama ve Pentagon yüksek bedeline rağmen Mısır ordusuna meydanı temizleme emri verseydi generaller muhtemelen emirlere uyarlardı ama bu Obama için değilse de kendileri için riskli bir operasyon olurdu. Ancak bu durum çoğunun akrabaları, aileleri meydanlarda gösterilere katılan ve kitlelerin doğru tarafta olduğunu bilen ve hisseden sıradan askerler ve üst düzey askeri yetkililer arasında ayrım yaratırdı. Bu ne Washington’un ne de soğuk hesapların partisi Müslüman Kardeşliği’nin istediği bir devrimci halk ayaklanması anlamına gelirdi.

Mevcut diktatörden kurtulmak için halkın gücünün gösterilmesi yeterliydi. O sadece ABD onu görevden almaya karar verdiğinde giderdi. Uzun bir sürelik sallantılardan sonra ABD de bu kararı verdi. Aslında hiçbir ciddi alternatifleri de yoktu. Ancak zafer sonsuz cesaretleri ve fedalarıyla tüm bu olanları mümkün kılan Mısır halkına aittir.

Ve bu yüzden Mübarek ve onun yaşlı hizmetkarının sonu kötü oldu. İki hafta önce güvenlik çapulcularını salıveren Başkan Yardımcısı Süleyman’ın göstericileri meydan çıkarmadaki başarısızlığı tabuta bir çivi daha çaktı. Mısır kitlelerinin greve çıkan işçilerle, sokaklarda gösteri yapan yargıçlarla birlikte yükselen dalgası ve gelecek hafta daha fazla sayıda bir kitlenin toplanacağı beklentisi, Washington’ın Mübarek’te ve şakşakçılarında direnmesini imkansız kıldı. Hillary Clinton’un sadık bir dost olarak, “aileden biri olarak”, tanımladığı adam döküldü. ABD kayıplarına son vermek istedi ve ordu müdahalesini gündeme getirdi.

Batı’nın yaşlı bir favori adamı olan Süleyman “düzenli geçişe” öncülük etmesi için Washington tarafından seçilip AB tarafından da onaylandı. Süleyman halkın gözünde sadece emirler verip sürece katılan biri değil, her zaman gaddar ve çürümüş bir işkenceci olarak görüldü. Bir Wikileaks belgesinde eski bir ABD elçisi onu “tatsızlığa dayanamayan” biri olmadığı şeklinde anıyordu. Yeni başkan yardımcısı geçtiğimiz Salı eylemci kalabalıklara gönüllü olarak gitmemeleri durumunda ordunun hazır beklediği uyarısında bulunuyordu: eldeki tek seçenek olarak darbe kalmıştı.

Siyasi aklın çağı Arap dünyasına geri dönüyor. Halk sürülmekten ve dolandırılmaktan bıktı. Bu süreçte Ürdün, Cezayir ve Yemen’de siyasi atmosfer ısınıyor. *Tarık Ali’nin12 Şubat’da Guardian’da yayınlanan yazısını İngilizce orjinalinden çevirdik. Etha

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara