Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Çağlayan, Ambiente'de Türk firmalarını ziyaret etti

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Ambiente'de türk firmalarını ziyaret etti

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-12 21:10:59

Çağlayan, Ambiente'de Türk firmalarını ziyaret etti

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, dünyanın en önemli mutfak eşyası fuarı olarak kabul edilen ''AMBIENTE-Internationale Frankfurter Messe'' fuarına katılan Türk firmalarını ziyaretinde, Almanya'nın uyguladığı vize nedeniyle fuara katılımın yeterli düzeyde olmadığını belirterek, ''Bunları sadece Allah'a havale etmekle kalmıyorum, hukuka havale ettik bunları'' dedi.

 

Çağlayan, ziyaret arasında yaptığı basın toplantısında, ''Bu fuar Türk sanayisinin, Türk ihracatçısının gerçek performansını gösterdiği fuar. Çok önemli yerdeyiz ve dünyanın en büyük firmaları ile iç içeyiz. Dünya firmaları ile rekabet içerisindeyiz'' dedi. Bunların Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin göstergesi olduğuna dikkat çeken Çağlayan, 10 sene önce hayal bile edilemeyecek bir duruma gelindiğini söyledi.

Çağlayan, fuara katılan Türk firmalarının sayısının Almanya'nın uyguladığı vize nedeniyle istenilen düzeyde olmadığına da dikkat çekerek, şunları söyledi:

''Vize konusu gerçekten dünyanın en büyük zulümüdür. İnsan hakları ihlalidir, işkencedir. Bugün burada eğer Almanya insan haklarına aykırı olan vize engelini koymasa bizim buradan daha fazla firmamız olurdu. Birçok insan zulme girmemek için, vize için müracaat etmiyor. Türkiye sanayisine yapılan ciddi bir engeldir. Çifte standarttır. Bize bunu yapanlar diğer taraftan AB üyesi olmayan Karadağ ve birçok ülkeye vizesiz giriş imkanı veriyorlar. Ama nedense Türkiye'ye Türk sanayisine karşı Shengen bölgesinde özellikle Almanya'da çok ciddi engellemeler var. Bunları sadece Allah'a havale etmekle kalmıyorum, hukuka havale ettik bunları. Burada Almanya'nın dünya insan haklarından bahsetmesi söz konusu değil, liberal bir ticaret ekonomi sisteminden bahsetmesi asla mümkün değil, yaptıkları ortada. Alınmış olan mahkeme kararları var. Münih İdare Mahkemesi'nde alınmış karar var. 1973 yılında imzalanan Katma Protokol Türkiye'ye vize uygulanmayacağını çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Almanya'da üç ayrı mahkemenin almış olduğu karar var. Almanya'nın alacağı nihai kararla hukuku tanıyıp tanımadığını göreceğiz. Hukuk Almanya'da var mı yok mu göreceğiz. Eğer vize engeli olmazsa bizim iki katı kadar firmamız buraya gelirdi.''

Almanya'nın kendi mahkemelerinin almış olduğu kararı uygulamasının kaçınılmaz olduğuna da dikkat çeken Bakan Çağlayan, şöyle konuştu:

''AB, Türkiye'ye AB çerçevesinde üyelik konusunda başta Almanya olmak üzere her türlü engellemeyi yapıyor. Bahane edilen şey Kıbrıs. Kıbrısta kimin çözümden yana olduğu çok net belli. Durum böyle iken bunların Türkiye'ye müzakere fasıllarında yapmış olduklar ambargoları tamamen iç siyasete dönük bir çaba olarak görüyorum. Şunu çok net ortaya koymaları lazım. AB bir Hristiyan kulübü ise Hristiyan birliği ise söyleyecek bir şey yok. Sadece buraya Hristiyanlar girer diyorlarsa bunu çıkıp mertçe erkekçe söylemeleri lazım ama biz bu konuda 50 yıldan beri, benim yaşımdan fazla AB konusunda zaman zaman duraksamalar olmuştur ama biz Hükümet olarak 8 yıldır bu konuda çok ciddi mesafe katettik, çalışmalar yaptık. İş adamına seyahat hakkını kısıtlıyorsun gasp ediyorsun bunun adı gasp. Bizim mallarımız da serbest dolaşamıyor oysa mallarımızın serbest dolaşması AB üyelik müzakerelerinin en önemli fasıllarından biridir. Bu konuda bizim mallarımıza gerek Almanya'ya gerek transit geçişlerde kuzeye yapılan sevkiyatlarda bizim araçlarımıza kota uygulanıyor, araçların geçişlerine izin verilmiyor.''

Türkiye'nin ihracatının yüzde 46'sının AB üyesi ülkelerine, yüzde 11'inin de AB üyesi olmayan ülkelere olduğunu belirten Çağlayan, ''Türkiye Avrupa'nın en yakın tedarik merkezi. Gidebilecekleri başka bir yer yok. Bizim de hedefimiz 2023'e kadar dünyanın 10., Avrupa'nın da ilk 5'i içerisinde olmak. AB konusunda biz yolumuza devam ediyoruz. Her türlü engelleme çifte standartlara rağmen. Biz 50 senedir sabrediyoruz. 50 sene daha sabredeceğiz anlamına gelmez. Her şeyin bir sonu var'' dedi.

AB Komisyonunun raporunda önümüzdeki 5 yılda 1 milyon 700 bin şirketin kapanacağının yer aldığına dikkati çeken Bakan Çağlayan, Türk şirketlerinin bu şirketlere ortak olmaları veya şirketleri satın almaları konusunda çalışmaların yapıldığını belirtti. Çağlayan bu şekilde üretimlerin Türkiye'de de yapılmasının sağlanabileceğini ve Türkiye'nin dünya pazarına girebileceğini söyledi.

Konuyla ilgili olarak yurt dışındaki ticaret ataşelerinin bilgi topladığını kaydeden Çağlayan, konuyu 15 gün içerisinde belirli bir noktaya getirip Ekonomik Koordinasyon Kuruluna sunacaklarını belirterek, ''Benim görüşmelerim beni yanıltmazsa Türkiye'de bir yatırım patlaması olacağını önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde göreceğiz'' diye konuştu.

Çağlayan, seçimlerden sonra yatırım ortamını yeniden güzelleştireceklerini, daha kolaylaştıracaklarını ve yatırım destekleme sistemini de yeniden gözden geçireceklerini ifade ederek, ''Artık dünyaya hangi sektörlerde mal satacağımızı hangi ülkelerle hangi sektörde rekabet edeceğimizi elimizdeki malları kapı kapı gezmek yerine ben dünya için hangi malları üretip satabilirim bunun çalışmasını bakanlık olarak yapıyoruz. Doğru rotaya hedeflenmiş bir Türkiye var'' şeklinde konuştu.

Bakan Çağlayan, bu akşam THY ile Frankfurt'tan İstanbul'a dönecek.

AA

Haber Ara