Mısır Şuruk Gazetesinin Carnegie Ortadoğu Merkezi Direktörü Paul Salim, temsilde eşitlik ve kesin adalet için Mısır'da değişmesi gerekenleri masaya yatırdı. İşte Salim'in makalesi:
Mısır'a öneriler: MGK ve orantılı seçim
Bu günlerde Mısır’daki krizin çözümü ve yeni siyasi sistemin kurulması için bir dizi talep ve reformlar sunuluyor. Bunlardan bazıları, devlet başkanının gitmesi, olağanüstü halin kaldırılması, koalisyon hükümetinin kurulması, anayasanın değiştirilmesi, parlamento ve şûra meclisinin feshedilmesi ve başkanlık ve yeni yasama seçimlerinin organize edilmesi. Bu öneriler, yeni demokratik Mısır’ın inşası için gerekli adımları oluşturmakta.
Ordunun istikrardaki rolü
Gelecek dönemin inşası için yararlı olabilecek iki öneride bulunacağım: Birincisi, silahlı güçler ve sivil siyasi sistem arasındaki ilişkiyle irtibatlı. Bu öneri, Türk deneyiminden kaynaklanıyor. Zira Mısır ordusu, şu an Türk ordusu da dahil dünyadaki diğer orduların geçmişte öğrendiklerini gözlemliyor. Günlük siyasi sorumluluğun dayattığı sorunlardan kaçınması ve güvenlik ve strateji konularında öncü rolünü koruması, ordunun birincil çıkarlarından. Tabii halkın parlamentoyu ve hükümeti seçebileceği, sorgulama ve denetleme çatısı altına koyacağı sivil siyasi bir ortam yaratılmasını teşvik ve garanti etmesi şartıyla.
Türkiye’de bu amaçla 1960’larda Milli Güvenlik Kurulu kuruldu. Kurul, ordu komutanlarının yanı sıra cumhurbaşkanı, başbakan, savunma, içişleri ve dışişleri bakanları ve stratejik konularla ilgili diğer sivil bakanları içeriyor. Bu kurul, ordunun milli güvenlik stratejisinin belirlenmesi, ülkedeki istikrarın ve anayasanın korunmasındaki rolünü muhafaza ediyor. Ayrıca belli zamanlarda kötüye kullanılmakla birlikte, askeri yönetimden sivil yönetime geçiş döneminde esaslı bir idari kurula dönüştü. Son yıllarda Türkiye’deki demokratik geçiş operasyonunun olgunlaşmasıyla birlikte MGK, sivil çoğunluktan beslendi ve başına sivil bir başkan getirildi.
Mısır da geçiş sürecinde benzer bir kurula ihtiyaç duyabilir. Bu kurul, silahlı kuvvetlere yeni sistemde daimi rolünün olacağını garanti etmekle kalmayıp, aynı zamanda ordunun bu geçiş döneminde istikrarı sağlamadaki rolünü organize edebilir.
Temsilde adalet ve çeşitlilik
İkinci öneriyse, orantılı temsille ilgili. Burada Mısır’daki iç ve dış endişe kaynaklarından biri, yakın gelecekte adil ve özgür seçimleri ezici çoğunlukla kazanabilecek tek bir akımın olması. Seçim sistemi, şu anki halinde, yani çoğulculuk sisteminde kalırsa böyle bir ihtimal yaşanacak. Zira sözgelimi Müslüman Kardeşler, en güçlü muhalif hareket; organizasyon, kaynak ve oy elde etme gücü, diğer muhalif partilerin epey üstünde. Çoğulcu sistemde, diğer muhalif partilere karşı seçim bölgelerinde çoğunluğu kazanabilir.
Temsil adaletini ve çeşitliliğini teminat altına almak için, orantılı temsile dayalı seçim sistemi en uygunu olabilir. Yani her parti veya akım, parlamentoda temsil noktasında adil payını elde edecek. Hiçbir parti veya grup, güçlü de olsa parlamento sandalyelerinin çoğunluğunu tekeline alamayacak. Ayrıca bu orantılı sistem, dik başlı akımların oylarının çeşitlenmesine yol açabilir ve yeni partilerin ortaya çıkmasını teşvik edebilir. Bu durum, yeni parlamentoda bütün akımların ve Mısır’ın renklerinin temsil edilmesini garanti edecek. Mısır, kendisine yeni bir yöntem belirlerken, Arap bölgesinde bizler, Mısır halkının direnişine çokça umut bağlıyoruz. Burada sunduğum önerilerse, Mısırlıların bu tarihi anlardaki tartışmalarını zenginleştirir umarım.