Mübarek'in istifayı reddettiğini ilk sayfasından duyuran Financial Times'a göre, Mübarek'in aynı zamanda bazı yetkilerini yardımcısı Ömer Süleyman'a devredeceğini açıklaması, umutsuz bir istikrar arayışı.
Gazete adı açıklanmayan üst düzey bir Mısırlı yetkilinin sözlerine de yer veriyor.
Söz konusu yetkili, 'iktidarın arkasındaki asıl güç' diye tanımlanan ordunun, bugün milyonlarca kişinin katılması beklenen gösteriler öncesinde Mübarek'in daha etkili bir adım atması gerektiğine karar verdiğini söylüyor.
Yetkili, "Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman'ın görevde kalması ve ordunun icra gücü olarak kurumsal yapıya zarar gelmesini önlemesi fikri egemen" diyor.
Ordunun geçiş sürecinde ne ölçüde rol oynayacağını görmek için beklemek gerektiğini söyleyen gazete, dün Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi Sözcüsü'nün Mübarek'ten önce yaptığı konuşmanın, darbe spekülasyonlarını artırdığını belirtiyor.
Sözcü konuşmasında, "halkın meşru taleplerine uygun biçimde düzenli olarak toplanacaklarını ve anavatanı korumak için alınacak önlemleri görüşmeye devam edeceklerini" söylemişti.
Mısır Ordusu'nun ikilemi
Guardian başyazılarından birini Mısır'daki gelişmelere ayırmış.
Gazete, Mübarek'in, dün akşamki konuşmasıyla, ordu ve halk arasında felaketle sonuçlanabilecek bir çatışmanın fitilini ateşleyebilecek barutu koyduğunu söylüyor.
Mısır ordusunun bu aşamada büyük bir ikilemle karşı karşıya bulunduğunu yazan Guardian, "Ordu şimdi sokakları baskı altına alıp yeni bir Nasırcı devlet kurmak için harekete mi geçecek; yoksa Tahrir Meydanı'nda 'Sivil bir devlet istiyoruz' diye bağıran göstericiler mi kazanacak?" diye soruyor.
Guardian'a göre, Mısır'daki gelişmelerde en dikkat çekici durum, hem muhalefet, hem de hükümet saflarında güçlü liderlerin olmaması. Gazete ordu ve iktidar partisindeki isimlerin yaşlı olduğunu ve baskıcı bir rejime hizmet ettikleri için güvenilir bulunmadığını söylüyor.
Müslüman Kardeşler lideri Muhammed Badi ve laik muhalif lider Muhammed El Baradey'in de yaşlı olduğunu belirten Guardian, bu iki ismin de devrimin liderinden çok takipçisi olduğunu vurguluyor.
Mısır Ordusu'na tavsiyeler
Gazete, yazıya Mısır ordusuna yaptığı şu tavsiyelerle son veriyor;
"Ordu Mübarek'i tecrit etmeli ve subaylar da dahil, her grubun, sınıfın temsil edildiği bir ulusal birlik hükümeti kurulmasına yardımcı olmalı. Ama askerler hükümetteki hâkim güç olmamalı. Sonunda ordunun siyasetten çekilmesi gerekiyor. Ama bundan önce ordunun önündeki seçim şu: Ya değişimi kolaylaştıracaklar; ya da olası kanlı sonuçlar pahasına engelleyecekler. Tüm Mısır gibi, ordu da, geçmişle arasına mesafe koymalı."
Independent da başyazılarından birini Mısır'a ayırmış.
'Batı göstericilere destek vermeli'
Gazete, Batı dünyasının Mısırlı muhalif göstericilere destek vermesi gerektiği görüşünde. Öne çıkan bazı satırlar şöyle;
"Bu, Batılı hükümetler için bir sınav. Batılı liderler, son 15 gündür Mısırlı reformculara gönderdikleri karışık mesajlardan sonra, demokrasi yanlısı harekete, özgür ve adil seçimlerle, güvenilir bir anayasa yapma çabalarına tam destek verdiklerini açıkça söylemeli. Barack Obama ve Avrupalı liderler, 'istikrarı' garantileyen baskıcı diktatörlere artık destek verilmeyeceğini açıkça ifade etmeli. Olayların bölgedeki etkilerini tahmin etmek imkânsız. Ama Riyad'daki diktatörlerin derinden sarsıldığı açık. Suriye, Ürdün, Cezayir ve Libya'nın baskıcı liderleri de, 'Amerika'dan aldığı tüm askeri ve mali yardımlara karşın, Mısır rejimi devrilebilirse, bunun her yerde yaşanabileceğini' bilecek. Baskı altındaki Arap dünyası, üç ayda iki devrimi tüm ayrıntılarıyla izledi. Kısmen El Cezire haber kanalının sayesinde. Arap devrimi, daha bitmedi."
'Bin uçağa geri zekalı'
Daily Telegraph, muhalif gösteriler sonucu devrilen eski Tunus Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin, Suudi Arabistan'a gitmeden önce, Tunus'taki son anlarında yaşananları haberleştirmiş.
İsmini açıklamayan bir hava kuvvetleri yetkilisinin tanıklığına dayandırılan habere göre, Bin Ali uçağa binmek istemeyince, eşi Leyla "Bin uçağa geri zekalı. Tüm hayatım senin ahmaklıklarına katlanmakla geçti!" diye bağırdı.
Bin Ali "Hayır, ben kalıp ülkem için ölmek istiyorum" deyince, bu kez Emniyet Müdürü Ali Şeriati, "Allah aşkına bin" diyerek Zeynel Abidin Bin Ali'yi merdivenlerden yukarı itti ve uçağa bindirdi.
Bin Ali çiftini taşıyan uçak kalktıktan sadece bir kaç dakika sonra, çoğu Leyla Bin Ali'nin ailesinden olan 20 kadar kişi Fransa'ya gitmek üzere havaalanına gitti; ancak askerlerce tutuklandı.
Sıra Portekiz'de kaygısı
Guardian'da para birimi olarak euroyu kullanan ülkelerin oluşturduğu Euro bölgesindeki borç kriziyle ilgili bir haber yer alıyor.
Gazete, İrlanda ve Yunanistan'dan sonra Portekiz'in üçüncü borç krizi kurbanı olmasından kaygı duyulduğunu yazıyor.
Habere göre, piyasalarda Portekiz'in borç tahvillerine uygulanan faizin çok fazla yükselmesi üzerine, Avrupa Merkez Bankası harekete geçti ve krizi önlemek için, Portekiz, borç tahvili satın aldı.
Bu duruma karşın, Portekiz hükümetinin borç ödemede sorun olmadığı konusunda ısrarcı olduğu belirtiliyor.
Ancak piyasa oyuncularının, Portekiz'in, İrlanda'nın yolunu izlediğine inandığı kaydediliyor.
İrlanda hükümeti de, borç ödemede sorun olmadığı konusunda ısrar etmiş, ancak borçlanma faizlerinin çok fazla yükselmesi üzerine Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu IMF'den yardım istemek zorunda kalmıştı.
Kuzey Kore'de açlık alarmı
Independent, açlık sorunuyla karşı karşıya kalan Kuzey Kore'nin uluslararası topluluktan acil yardım istediğini yazıyor.
Habere göre Kuzey Kore yönetimi, tüm büyükelçiliklerine, bulundukları ülkelerin hükümetlerinden gıda yardımı isteme talimatı verdi. Her büyükelçiye belirli bir gıda yardımı kotasını doldurma zorunluluğu getirildi.
Bu konuyu genelde Dünya Gıda Programı ve Dünya Gıda ve Tarım Örgütü'yle görüşen Kuzey Kore'nin, doğrudan gıda yardımı istemesinin, durumun aciliyetini ortaya koyduğu belirtiliyor.
BBC