Dolar

34,8827

Euro

36,7517

Altın

3.042,74

Bist

10.058,47

Bakan Özak'ın fıkraları ödül törenine damgasını vurdu

Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, Okan Üniversitesi'nin "2010 Yılı Spor Ödülleri' töreninde anlattığı Karadeniz fıkralarıyla dinleyenleri kahkahaya boğdu. Okan Üniversitesi'nin düzenlediği '2010 Yılı Spor Ödülleri' töreninde Spordan Sor

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-10 14:10:01

Bakan Özak'ın fıkraları ödül törenine damgasını vurdu
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, Okan Üniversitesi'nin "2010 Yılı Spor Ödülleri' töreninde anlattığı Karadeniz fıkralarıyla dinleyenleri kahkahaya boğdu. Okan Üniversitesi'nin düzenlediği '2010 Yılı Spor Ödülleri' töreninde Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak'a 'Sporda Onur Ödülü' verildi. Özak, törende anlattığı Karadeniz fıkralarıyla dinleyenleri uzun süre güldürdü. Törene katılanlardan Şansal Büyüka, oturduğu yerden, "Sayın bakanımız Türkiye'nin en güzel fıkra anlatan insanıdır. Son ödülden sonra bize bir fıkra anlatsın." dedi., Özak, "Yok, bir değil 2 tane anlatacağım." şeklinde cevap verdi. Ödül töreninin sonunda mikrofonu eline alan Bakan Özak başladı. İlk önce Şansal Büyüka ile ilgili bir anısını hatırlamak istediğini söyleyen Özak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Trabzon ilk lige çıktığı yıl takım kaptanıydım.1973-1974'te Erzurum'a gitmiştik. Yakışıklı boylu-poslu Milliyet Gazetesi yazarı Şansal bey oradaydı. Oradan başladı dostluğumuz, arkadaşlığımız milattan evvel tabi bu biliyorsunuz. Tabi bu, işinizi ilkeli, kaliteli yaparsanız nerelere gidebileceğinize bir örnek. Hiçbir başarı tesadüf değil. Bir düşünür diyor ki; 'hep isabet edene hiç tesadüf denir mi? Neden Şansal bey başarılı olmuş bu kadar insan başarılı olmuş? Mutlaka ilkeli başarılı cesur olmuş sallanmamış araştırmış. O yüzden birlikteliğimiz çok eski." dedi. "Biliyorsunuz bu Karadenizliler olmasa çoğunuz gülemiyorsunuz." diyen Özak şu fıkraları anlattı: "Şimdi ben Trabzon'da kulüp başkanıyım. Bizden evvel Sadri Şener bey Şota ve Arçil'i aldı. Sonra biz de almak için uğraşıyoruz. Bunlar ikiz biliyorsunuz. Biri 19 yaşında . Aldık, alıyoruz, alacağız. Bir gün Cuma namazına gittik. İmam hasta Trabzonsporlu, namaza duracağız ben buradayım, Şenol Güneş burada, Ünal da burada. İmam döndü dedi ki; cemaati müslimin, safları sıklaştıralım. Beni gördü, dedi ki; 'Şota, Arcil'i aldık mı?' 'O iş tamam' dedim. Peki dedi, döndü 'Allahuekber' deyip namaza durdu. Şimdi onun devamı da var. Şota Arcil anne babalarından uzakta. Bir maç kötü, iki maç kötü, üç maç kötü, dört maç kötü beşinci maç, arkadan biri bana bağırıyor; A bu yönetim kurulu ne kadar gerizekalıdır. Aynı adamdan 2 tane almış. İşin tuhaf tarafı; şimdi de iki tane aynı adamdan aldık. Polonya'dan, inşallah iyi çıkarlar." "Temel anlatmış, 76 demiş herkes kahkaha atmış. İdris anlatmış 80 demiş hiç kimse gülmemiş. İdris demiş, 'daha demin onun kine güldünüz niye benimkine gülmediniz' Demişler ki anlatmaktan anlatmaya fark var." "Temel yolun bu tarafında, şimdi devlet çiftyol yaptı orta da refüj var. Karşı tarafta da İdris var. Temel karşıya bağırıyor; 'İdris abi karşıya geçeceğim nereden geçeceğim?' İdris bakmış bakmış demiş; 'affedersin bakayırum da sen zaten karşıdasın' " "Çok değerli insanların olduğu bir mekanda Temel orada olmayan birine çok ağır küfürler ediyor. Amcasının oğlu geliyor, 'oğlum bak küfür etme, yaşlı başlı adamsın' diyor. Temel, 'edeceğim' diyor. İdris diyor ki; 'et, istediğin kadar et. Senin bu küfür ettiğin adam ölmüş duymaz duymaz' deyince Temel, 'yok ya Fatiha okuyunca duyar.' diyor.

Haber Ara