Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Polat'tan gençlere mesaj var

Necati Şaşmaz, Vadi'yi, Polat Alemdar'ı, hayatından çok özel anları anlattı...

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-07 15:00:44

Polat'tan gençlere mesaj var
Haziran 2002. Küçük toplantı odasında Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener, Hasan Kaçan ve ben varız, hava çok sıcak. Ben de senaryo ekibindeyim. Az sonra Necati Şaşmaz gelecek ve bir ay önce kendisine teklif edilen rolü yani Polat Alemdar olup olmayacağını açıklayacak. Neden sonra odanın kapısı açılıyor, içeriye Necati giriyor. Sandalyeye oturuyor, çay getiriyorlar hemen. Biz heyecanla beklemekteyiz, Necati gözlerini kısıp bakıyor ve 'Tamam' diyor, 'Oynayacağım'...

Tanımaktan her zaman onur duyduğum, hem Seyid hem Şerif soyundan gelme, Elazığ'da türbesi bulunan büyük dedeleri mutasavvıf Cafer-i Tayyar'ın tasavvuf kültürüyle yetiştirilmiş, aile olarak edindikleri misyonu şerefle taşıyan, baba ocağını insanlara açan, Peygamber hayatlarının ışığında kendine yol arayan bir aileden gelen sevgili dostum Necati Şaşmaz ile Polat Alemdar oluşunun sekizinci yılında 'Kurtlar Vadisi Filistin' filmi için bir araya geldim.

- Necati Şaşmaz mı daha çok seviliyor Polat Alemdar mı?

Polat Alemdar daha çok seviliyor, insanlar beni o kadar iyi tanımıyorlar. Tanısalar belki daha çok severlerdi (gülüyor).

FENOMEN OLACAĞINI TAHMİN ETMİŞTİK

- Bu kadar büyük bir şöhreti öngörmüş müydün?

Aslında fenomen olur diye tahmin ediyorduk ama işe başlarken '3-4 bölüm yayınlanır ve dizi kalkabilir' diye de düşünmüştüm doğrusu, kendimi hazırlamıştım.

- Oyuncu olmaya karar verirken hiç tereddüt yaşadın mı?

Tek aklımı kurcalayan şey bir anda ünlü olursam acaba değişir miyim, şöhret beni etkiler mi düşüncesi olmuştu.

- Bana kalırsa ekip arkadaşların seni şöhretin keyfini çıkartmaman için çok çalıştırıyorlar.

Haklısın, kaç yıldır gece-gündüz çalışıyoruz, sanırım kasti olarak bu kadar çalıştırıyorlar beni (gülüyor). Benim onları, onların da beni dikkate almasıyla, karşılıklı olarak birbirimizi büyüten bir değer haline geldi. Bunu nereden anlıyoruz, Polat'tan anlıyoruz.

Polat hepimizin üzerine çıktı. Polat kim peki?

- Sahi kim, söyle de bitsin bu çile, yılladır kim olduğu hakkında fikir yürütülüyor!


Polat biziz. Ben, Raci (Şaşmaz), Bahadır (Özdener), Cüneyt (Aysan), Zübeyr (Şaşmaz), Hasan Abi (Kaçan); biz Polat'ız. Polat'ta hepimizden izler var. Hiçbirimiz egosantrik olarak ön planda değiliz, Polat ön planda.

- İlk zamanları hatırlıyorum, Polat sendin. Senin karakter özelliklerinle Polat yaratılmıştı...

Bunu o zamanlar söylemedik. Ters olurdu o zaman söyleseydik, ben sanki kendimi rolüme kaptırmışım durumuna düşerdik. Söylemeyince de öyle kaldı. Aktifliği, detaycılığı, sürekli olarak plan yapması, üç adım öncesini ve üç adım sonrasını düşünüp hareket etmesi, ani karar vermesi aslında hep ortak özelliklerimizdi.

- Polat'ta sende hiç olmayan bir özellik var mı?

Sanırım ben romantik olmasam da duygusal biriyim ama Polat mantıkla hareket eder. Bazı durumlarda sadece kendisini değil, arkadaşlarını da tehlikeye atabiliyor. Kendi hayatımı riske edebilirim ama başkasınınkini asla.

- İlk bölümleri seyredince neler hissediyorsun?

Bugün çektiklerimiz için de yıllar sonra aynı şekilde düşüneceğim sanırım. İlk bölümlerde beni çok genç ve toy gösterme çabaları vardı, saçım ve kıyafetlerim öyle seçiliyordu. Zaman içinde çok değiştim tabii. İç dinamik olarak da geçen zaman içinde gençleştim aslında, aksiyon oynuyorum neticede, aktifim dizide ve bu beni genç kıldı.

ELİF'E BAKTIĞIM SAHNEYİ UNUTAMAM

- Unutmadığın sahne oldu mu?

Elif'le bakıştığım sahneyi hiç unutamam. İlk bölümdeydi, Elif'in camının önünde bekliyordum, belki görürüm diye.

- Zor olmamış mıydı aşık değilken aşık gibi bakmak!

Aşk sahnelerinde ben oynarken hep sılayı düşünürüm. Amerika'da penceremden bakarken, 'Acaba memlekette aynı gökyüzüne bakan kimse var mıdır? Belki de birkaç sevdiğimin bakışıyla gökyüzünde buluşuyorumdur' diye düşünürdüm. Gurbettekiler bilir bu duyguyu. Sılaya bakar gibi baktım sevdiğimin gözüne. Aynı duygu değil ama ben öyle yorumladım. Sevdiğim hep yanımdaydı ama bir o kadar da uzaktı bana. Seyirci de sevdi bu bakışı, samimi buldu.

- Polat'ı yüklenmek sana ağır gelmedi mi, bir de misyon yüklendin?

Zor gelebilirdi, düşünsenize sizin önünüze geçen bir karakter. Onunla anılmak istemeyebilirsiniz. Neyse ki ben olumlu bir taraf buldum; Polat'ın bu kadar seviliyor olması, benim onu iyi oynadığın anlamına geliyor diye düşündüm. İnsanların beni Polat diye çağırması Necati'nin iyi oyunculuğunun göstergesiydi.

- Babanızdan onay alarak oyunculuğa başladığını biliyorum ama daha sonradan 'Oğlum sen yaptın böyle' dediler mi?

Doğrusunu istersen evet, sigara içme sahnesinde onlara mahcup oldum. Babamın yanında asla sigara içmemiştim ama bir bölümde içiyordum. O gece evde beraber seyrediyorduk ve ekranda da olsa sigara içerken babam yanımdaydı, nereye saklanacağımı bilemedim. Sonradan yasaklandı da rahat ettik.

- Babanız ilk başta nasıl tepki göstermişti oyunculuğa?

Ben ilk kez babama danıştığımda, bana gerçekten de bu işi sevip sevmediğimi sordu. Ben ne cevap vereceğimi bilememiştim, oyunculuk yapmadan sevip sevmediğimi bilemezdim. Neye dayanarak evet dedim bilmiyorum. Sevgiyle ve işimizi sevgili seyredecekmiş gibi yaptık. Hep daha iyisini yapmaya çalıştık diye de sevildi bu kadar.

- Annenizin tepkisi neydi oyuncu olmana?

Annem ilk olarak 'Bu senin evlenmene engel olur mu' diye sormuştu. Raci de 'Bir süre evlenemez' demişti. Annem bir ona üzülmüştü.

- Ömer Baba'nın anlattıklarına sizin babanızın katkısı oluyor mu?

Bazı bazı evet, anlattığı hikayelerle katkısı olur. Zamanında Ömer Lütfü Mete de katkıda bulunurdu.

- Peki, 3. sayfa haberlerine konu olmak sizi incitti mi?

Üzdü tabii, asılsız olduğu için. Çamur at izi kalsın durumu yaşadık

GENÇLERE GÜVENİM SONSUZ


- Gençleri nasıl buluyorsun, onlara güveniyor musun?

Muhteşemler, onlara çok güveniyorum. Her şeyi elinde hazır, her şeye ulaşabilen, çabuk kandırılamayacak ve akıllı bir gençlik var. Bir sonraki nesil çok daha avantajlı olacak, bir tek şey söyleyebilirim onlara. Hedeflerini tayin etsinler. Küçük, orta ve büyük hedefleri olsun. Okulu kastetmiyorum, amaçları olsun hayatla ilgili. 10 yıl sonra kendimi görmek istediğim yer neresi, 20 yıl sonra neresi? Kendimiz için ve ülkemiz için 20 yıl sonra ne düşünüyoruz? Biz bugünden 2023 yılını yazdık. Biz ülkemizin dünyayla bütünleştiğini öngördük. Olur veya olmaz ama bizim istediğimiz budur ve gideceğimiz nokta bellidir. Iskalasa da insan, kaçırsa da hedefini önemli değil, gittiği yer önemlidir. İyi arkadaş seçsinler bir de.

Aşkı belki ucundan yaşamışlığım vardır

- Aşık olmadın mı gerçekten!

Olmadım.

- Nasıl oluyor bu?

Büyüdüğüm ortamda birçok ilahi aşkı yaşamış aşıkla tanıştım. Aşkın insanı en olgun ve güzel hale getirdiğini, diğer bütün mecazi aşkların o aşka kavuşmak için araç olabileceğini gördüm. O kadar da yoğun olmadığı halde günümüzde aşkın çok kutsallaştırıldığını ama bir o kadar da değersizleştirildiğini gördüm. Oysa ben o saf ve temiz olan o aşıkların yaşamış olduğu aşka hep hayranlık duydum. Onu yaşamak istedim. Belki ucundan köşesinden yaşamışlığım da vardır. O yüzden mecazi olarak yaşanan aşklar bana cezbedici gelmemiştir.

- Yaşanan her şeye aşk denince, aşk anlamını kaybediyor...

Ondan başka her şeyi yok eden bir şeydir aşk. Aşık olmadım ama ilahi aşk anlamında diyorum. Yeri doldurulabilen bir şey değildir aşk.

- Aşık olmam demiyorsun...

Olmaz demem ama sanırım maşukla ilgilidir aşk. Kişi aşık olduğunu zanneder ama aslında maşukun aşkıdır aşığı aşık eden.

- Aşkın kişiyi zayıflatması korkutur mu seni?

Eğer maşuk olan kadınsa, aşık olan erkekse erkeği zayıflatır. Tam tersi ise kadını zayıflatır. Aslında ne zayıflık ne kazanım vardır aşkta, beraberce bir kapta erimek vardır.

Eğlenceli ve espritüelimdir

- Bir komedide veya farklı bir işte oynamak ister miydin?

Düşünürüm, önce senaryoyu görmem lazım. Yaz bir tane oynayayım ama ben güzel ve kaliteli senaryolara alıştım biliyorsun (gülüyor).

- Komedi sana yakın mı peki?

Tabii, zaten ben de Gürkan (Memati'yi oynayan Gürkan Uygun) da çok eğlenceli ve espritüel insanlarız. Çekim arkasında bizi görseler inanamazlar herhalde. Kırar geçiririz normal hayatta, dizide ise asık suratlıyız, ne yapalım!

- Başka bir ekiple çalışabilir misin acaba?

Çalıştım zaten, reklam çekimleri için başka bir ekiple bir araya geldik; gayet de güzel oldu. Ben çok uyumluyumdur, 10-11 farklı yönetmenle çalıştım. Bir-iki plan sonra yönetmen ne ister hemen anlarım, tecrübeliyim artık. Karşılıklı güven ve anlayış varsa herkesle çalışırım.

- Polat'a atılan bir tokat sahnesinden sonra insanlar Elazığ'da sokaklara dökülmüştü, Elazığlılar alıştı mı artık Polat'ın başına gelenlere?


Alıştılar, alıştılar.

- Gidiyor musun Elazığ'a?


En son bayramda gittim, elimden geldiği kadar gitmeye çalışıyorum. Ben gidemezsem Raci gider.

- Büyükanneniz hayatta mı, seyrediyor mu diziyi?

Seyrediyor, arada sırada Raci'yi arayıp kızıyor, hatta fırça atıyor 'Sen sıcacık odada oturup yazıyorsun, Necati neler çekiyor cephede' diyor. Biliyor dizi olduğunu ama yine de üzülüyor. Ben bir bölümde cezaevine girmiştim, sabaha kadar Kuran okumuş tez zamanda çıkayım diye (gülüyor).

- Rocky mi, Superman mi, James Bond mudur Polat?

Polat, Polat'tır. Başlı başına bir kahramandır. Biz kendimiz için nasıl benzetme yapalım? Yabancı biri bizi anlatmak için bu tarz bir benzetme yoluna gidebilir. Biz böyle bir örnek veremeyiz, bildiğimizi ne diye kıyaslayalım?

- Polat'ın bir Türk kahramanı olması, bu haliyle dünyayı dize getirmesi pek kabul edilebilir gelmedi galiba birilerine...

Bilmiyorum aslında özümüzde, damarlarımızda kahramanlık da mevcut. Polat sadece Türk karakteri de değildir, Polat bir Doğulu karakterdir. Sadece Türk ve Müslümanlar seyretmiyor, Polat Batılı değil, Doğulu bir kahramandır. İlk defa Doğulu bir kahramanı sevmişiz. Ne var bunda?

- Batılı olmak iyidir ama Doğulu olmak kötüdür!

Öyle bakarlar, oysa en iyi zeytinyağı Yunanistan'da değil Suriye'dedir. Batılı olamama kompleksidir bu.

- Hükümetle yakın olduğunuz söyleniyor bir de...

Biz kimseye herhangi bir mesafede değiliz, 'Falan yerden doküman aldınız' diyenler oluyor, olacaktır da. Aslı astarı yoktur bu söylenenlerin, olamaz da. Biz hiçbir zaman bir grubu, bir partiyi temsil etmedik. Olan biten ne varsa, kendi algımızla anlatmaya çalıştık. İnsanlar yakıştırabilirler, olabilir.

- 'Kurtlar Vadisi Filistin' filmi için nasıl bir araştırma yapıldı?

Her biri ayrı ayrı 500'er kitap okudular, güzel bir yoğunluk yaşandı. Her okunan kitabın ardından tartışmalar, analizler yapıldı. Ekibimizin kurgu matematiği zaten kusursuzdur, harika da bir film çıktı ortaya.

- Mavi Marmara yeterince kullanılmamış filmde deniyor...

Sanırım bütün film Mavi Marmara'da geçecek gibi algılandı, oysa bizim yola çıkış noktamızdı. 'Plaj katliamı' diye bilinen olayla başlayacaktık ama Mavi Marmara olunca, bu baskınla başlamayı uygun bulduk. Sadece o olay anlatılacak sanmış olabilirler.

- Hükümetin tavrını nasıl buldunuz Mavi Marmara olayı sonrasında?

Hükümet olarak sanırım yapılabileceklerinin en mantıklısını yaptılar. Fazlası fazla kaçardı, eksiği eksik kalırdı. Savaş çıkartmak için bir gerekçe vardı ama savaşa gerek yoktu.

- Sen hiç İsrail'e gittin mi?

Hayır.

- Gitsen ne olur?

Bilmem (kahkahalar) alırlar mı? Pek sanmıyorum.

- Kurtlar Vadisi seyircisi filmi sevdi mi?

Aksiyon seven seyirci bayıldı filme ama dizide de aksiyon istiyorlar artık, iyice yorulacağız.

- Almanya'da oynuyor mu film?

Önce yasaklandı sonra izin verildi ama 18 yaş sınırı ile izin çıktı, akşam seanslarında oynuyor sadece.

Senaryo odası kutsaldır

- Kurtlar Vadisi senaryolarına müdahale ettiğin oldu mu hiç?

Olmuştur ama şöyle anlatayım. Senaryonun yazıldığı o özel odaya girme şansı olan ender insanlardan biriyim. Bilirsin sen de, herkes giremez senaristlerin yanına. O oda kutsaldır. Senaryoya karışmak değil ama müdahale ettiğim olmuştur. Onlar yazarken oradaysam, mekanları da bildiğim için akıl verdiğim ya da söylediğim bir cümleyle onlara ilham verdiğim olmuştur. Senaryoya katkım oldu diyemem ama oraya girebildim diye müdahil olduğum olmuştur.

- Hiç darıldığınız oldu mu ekiple, küstüğünüz oldu mu?

Kişisel olarak abi-kardeş, dost olarak darıldığımız zamanlar olmuştur ama etle tırnak ayrılır mı? Bugüne kadar olmadı, olmaz da inşallah. Herkes kökünü bildikten ve amacını-niyetini bildikten sonra böyle şey olmaz. Kimse kimse için kötü düşünmez, iyi niyet vardır işin içinde bir kere. Bazen baktığınız pencere açısı, iyi niyetiniz olsa bile aynı yere bakmıyor olabilir. Bu noktada çatışabilirsiniz. Ben bu pencereden bakarken, Raci, Zübeyr veya Cüneyt başka pencereden bakıyor olabilir. Gördüklerimiz örtüşmez belki ama niyetler yeniden ortaya koyulur ve bütün sorun ortadan kalkar.

(ELİF AKTUĞ / AKŞAM)


Haber Ara