Başbakan Erdoğan’ın beklenen mısır olayları ile ilgili açıklaması, açık ve net mesajlar içeriyordu. Hüsnü Mübarek’e, “halkını dinle ve demokratik değişim taleplerine yanıt verin, samimi tavsiye olarak halk çağrılarına ve fazlası ile insani olan taleplerine kulak verin, tereddüt etmeden insanların değişim arzularına kulak verin. Hiçbir otorite halka rağmen iktidarda kalamaz, hepimiz faniyiz. Siyasi sorunların çözümü sandıktadır…”
Böylece Erdoğan, Ortadoğu genelinde demokratik reforma destek vereceğini, “baskı hükümetleri devri sona ermiştir” diyerek Arap dünyasında halkın istek ve arzuları özlemleri karşısında yönetimlerin özellikle Mısır olaylarından ders almasının altını çizdi.
Gözler Arap dünyasının aslında iç siyasette en sancılı ve kapalı ülkesi olan Suriye ye çevrildi.
Tunus Yemen ve Mısır olayları Arap ülkelerinde şaşkınlık ve heyecan oluşturmaya devam ederken, Suriye devlet başkanı Beşşar Esad Arap dünyasındaki ayaklanmalar ile ilgili The Wall Street Journal Gazetesine verdiği demeçte; Arapların isyanını “yeni bir çağ” olarak ifade ederken, “Arap ülkeleri, yönettikleri halkının ekonomik ve politik taleplerini dikkate almalılar” açıklamasını yaptı. Esad, halkın taleplerini yerine getirmezseniz Mısır ve Tunus ta yaşanan olaylar ile karşı karşıya kalırsınız derken, kendi ülkesinin durumu ile ilgili ise sadece 10 yıllık iktidarı döneminde yapılanların sınırlı olduğunu kabul etti ve önümüzdeki yıl bazı reformları yapma sözü verdi.
Esad, Suriye’nin konumunu diğer ülkeler gibi ABD ve İsrail ile yakın ilişki kurmadığının altını özellikle çizmiştir. Ama unutulmamalıdır ki Suriye Ortadoğu’nun en kapalı ve kontrollü ülkelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Suriye de tek partili Baas yönetimi 40 yılı aşkın bir zamandır hala iktidarı elinde tutuyor. Siyasi örgütlenmeler, sosyal ve kültürel STK yapılanmaları, internet bilişim sistemleri tamamen devlet kontrolü altındadır.
Suriye 40 yıldır olağanüstü hal yasaları 49.sayılı kanun 7agustos 1980 Müslüman Kardeşler’e üyeliğin idam ile cezalandırıldığı kanunlar ile yürütülmektedir. Suriye’nin önündeki en büyük engel, tek partili anti-demokratik baskıcı ve %10 azınlık olan etnik yapının Suriye çoğunluğu üzerinde demokratik seçme seçilme ve düşünce özgürlüklerinin baskı altında olmasıdır. Bu durum, Suriye’yi çok ciddi sorunlarla karşı karşıya getirebilir.
Beşşar Esad batı da yetişmiş sakin ve soğukkanlı duruşu ile aslında Arap dünyasındaki olaylara en çabuk yorum getiren lider oldu. Baba Hafız Esad’dan devir aldığı Baas kadroları Beşşar Esad’ın kendisinden beklenen köklü değişimi ve Suriye halkı ile barışını hep engelledi. Ya da Esad bu durumu bahane olarak kullandı.
10 yılı geçen süre zarfında Suriye dış dünyaya sadece Filistin sorununa olan desteği ile gündemde kaldı. Suriye’nin çözmesi gereken en önemli iç siyasi sorunları her geçen gün derinleşerek toplumsal patlamanın eşiğine gelebilir. Beşşar Esad Arap ülkelerine halkın ekonomik ve siyasi talepleri dikkate alın derken Suriye’nin iç sorununu gözardı etmemesi gerekiyor.
Ortadoğu’da Müslüman Kardeşler’in en yoğun olduğu ülkelerin başında gelir Suriye. 40 yıldır Müslüman Kardeşler demir yumruk altında tutulmakta, 2 milyon Suriyeli siyasi yasaklı olarak ülkelerine dönemiyor, Suriye’de liberal, laik, Kürt ve İslamcı hiçbir siyasi görüş yazılı yada sözlü muhalefet yapamaz, Suriye’de Müslüman Kardeşler’e üye olmanın cezası idamdır, BM ve Uluslararası Af Örgütü ve Suriye İnsan Hakları Komitesi’ne göre 20.000 insan 1982 Hama olaylarında kaybolmuş ve hala mezar yerleri bile belli değildir.
Beşşar Esad’ın tüm iyi niyet ifadelerine rağmen 10 yıldır kendisine uzatılan zeytin dalını hep hava bıraktı. Suriye, Mısır, Ürdün, Filistin ve Irak’ın bir bölümünde çok disiplinli, sağduyulu, iyimser ve Arap dünyasının en örgütlü siyasi kültürel hareketi olan Müslüman Kardeşler ile artık barışma zamanı gelmiş ve geçiyor olduğunu görmesi gerekir.
Suriye’de artık köklü ve radikal çözümler zamanıdır. Dipten gelen dalga yıların öfke ve nefretini de beraberinde getiriyor. Suriye Türkiye ile olan yakınlığının avantajını ve Türkiye’nin demokratik mücadele tecrübelerini çok iyi kullanmalıdır. Bu öfke fay hattı Tunus ve Mısır’dan sonra Ürdün, Yemen ve Suriye’deki enerjiyi boşaltabilecek bir güce sahiptir.
*Aktivist-yazar.