KÜRESEL KİRLİLİĞE KARŞI İKLİM MEYDANI ETKİNLİĞİ -ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI İKLİM
Çevre ve Orman Bakanlığı İklim Değişikliği Dairesi Başkanı Fulya Somunkıranoğlu, iklim değişikliğinin çevresel yönünün artık bir kenara at
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-04 18:38:00
Somunkıranoğlu, Adana HiltonSA Oteli'nde, Adana Ticaret Odası, British Council, Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu ve Çevre Kültür Girişimcileri Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği 'Küresel Kirliliğe Karşı İklim Meydanı' konulu etkinlikte yaptığı konuşmada, iklim değişikliği konusunun ilk olarak dünya gündemine 1993'te geldiğini kaydetti.
Türkiye'nin 'İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nde yanlış konumlandırıldığını düşünerek, sürece entegrasyonunu uzun müzakerelere taşıdığını ve 2004 yılında sözleşmeye taraf olduğunu belirten Somunkıranoğlu, 'Süreçte 12 yıllık gecikmenin acılarını ve sancılarını maalesef yaşıyoruz. Bugün dünyada bu tür tartışma platformları kaçıncı turuna dönerken, biz yeni yeni tartışmaya başladık' dedi.
İklim değişikliğinin bir çevresel olgu olmadığını vurgulayan Somunkıranoğlu, şöyle devam etti:
'Aslında bunu görmemiz gerekiyor. Ekonomik bir terim. Çevresel yönü artık bir kenara atılmış, ekonomilerle, paralarla ifade edilen bir kavrama dönüşmüş. Dünyada eskiden bilim adamları ve akademisyenler iklim değişikliğini tespit ederken, artık bankacılar ve brokerlar iklim değişikliğiyle uğraşıyorlar. Uluslarası platformda ne kadar 'dileniyorsanız', süreçten kendinize o kadar katkı sağlıyorsunuz.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olanlar üzerinde, bir anlamda süreci yöneterek egemenlik haklarını koruyorlar. Gelişmekte olan ülkelerse 'gelişmişlerin altında ezilmeden ben bu süreci nasıl kendi lehime sonuçlandırırım, kazançlı çıkarım', bunun telaşında.'
Söz konusu durumun en küçük örneğinin, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne üyeliği konusu olduğunu belirten Somunkıranoğlu, şunları söyledi:
'Kyoto Protokolü'ne Türkiye 2009 yılında taraf oldu. Kyto Protokolü altında herhangi bir sera gazı azaltım hedefimiz de yok. Ama protokole çok önceden taraf olan bazı ülkeler bu süreci çok iyi kullanıyorlar. Bunlardan birisi Çin.
Bugün ABD ve Çin, iklim değişikliğine neden olan gazların üretiminin yüzde 40'ından sorumlu. Kyoto Protokolü altında birtakım esneklik mekanizmaları, yani sera gazının ticaretinin yapıldığı mekanizmalar oluşturuldu. Bunlar o ülkelerde o kadar kökleşmiş ve iyi yönetiliyor ki, temiz kalkınma mekanizmaları, Çin'in kalkınma mekanizmalarına dönüşmüş. Artık uluslararası düzeyde ülkeler 'çevreyi nasıl kurtarırız' olgusundan ziyade, 'bu süreçten nasıl fayda sağlarız'ın derdindeler.'
İZ TV Genel Yayın Koordinatörü, gazeteci ve belgesel yapımcısı Coşkun Aral ise halkın iklim değişikliği konusundaki algılamasının, kendisi gibi 'bilgi taşıyanlar' ile aynı olmadığını, halkın konuları somut olarak görmek istediğini belirtti.
Medya tarafına bakıldığında, her gazetenin bir çevre sayfası oluşturduğunu ve her televizyon kanalının en durgun olduğu saatlerde bile olsa çevre programları ve belgeselleri yayınladığını belirten Aral, 'Bazı tematik kanallar bunu daha sorumlu bir anlayışla sürdürmeye çalışıyorlar ama biz ne yazık ki yaşamımızı birebir etkileyen bu olaydan bihaberiz' dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara