Dolar

34,8885

Euro

36,7597

Altın

3.043,31

Bist

10.058,47

'Süt fiyatları 53 kuruşa kadar düştü'

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, süt fiyatlarının 53 kuruşa kadar düştüğünü, bunun çok vahim ve ürkütücü bir durum olduğunu belirterek, devletin sütü sübvanse etmesi gerektiğini belirtti.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-01-30 15:17:00

'Süt fiyatları 53 kuruşa kadar düştü'
Yetkin, dernek genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de 300 bin süt üreticisi bulunduğunu ve yıllık toplam 12 milyon ton süt üretildiğini ifade ederek, bunun ancak yarısı kadarının tüketilebildiğini söyledi. Süt fiyatlarının 53 kuruşa kadar düştüğünü belirten Yetkin, bunun çok vahim ve ürkütücü bir durum olduğuna işaret etti. Sanayicinin üreticiden süt almadığını ve üreticinin sütü sokağa dökmeye başladığını savunan Yetkin, '2008'deki gibi sütten para kazanamayan üreticinin, hayvanlarını keserek etinden para kazanma yoluna gitme tehlikesi bulunuyor. Bunun yüksek et fiyatları krizine dönüşmemesi için tedbirler alınmalı. Devlet sütü sübvanse etmeli. Fazla üretim sütler, askerlere, polislere, ilköğretim okullarına, kamu kurumlarına dağıtılmalı. Ayrıca süt ihracatını kolaylaştıran kararların bir an önce alınması gerekiyor' dedi.

-DÜNYADA TARIM ÜRÜNLERİ VE GIDA FİYATLARINDA DALGALANMA-

İbrahim Yetkin, dünyada tarım ürünleri ve gıda fiyatlarında ciddi dalgalanmalar yaşandığına dikkati çekti. Özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinin bu konudaki hakimiyetlerinde çöküş yaşandığını belirten Yetkin, ABD'nin tarım ürünleri stokunda ciddi oranda azalma olduğunu kaydetti. Dünya tarım üretiminin, başta Rusya, Çin ve Hindistan olmak üzere Asya ülkelerine kaydığını ifade eden Yetkin, Türkiye'nin bu süreçten olumlu etkilenebilmesi için alması gereken tedbirler olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, dünya piyasalarında rekabet için avantajlı ve dezavantajlı ürünlere sahip olduğunu belirten Yetkin, Türkiye'nin meyve-sebze üretiminde dünyada ilk 5 ülke içerisinde yer aldığını, buna karşın ihracatta başarılı olamadığını söyledi. Toplam meyve-sebze üretiminin yüzde 6'lık bir bölümünün ihraç edilebildiğini dile getiren Yetkin, bu ürünlerin başında yer alan domateste geçen sene domates güvesi çıkması ve Rusya'nın tarımsal ilaç kalıntısı gerekçesiyle ihracatın yüzde 76'sını gerçekleştiren 5 firmaya ithalat yasağı koymasının, ciddi sıkıntılar oluşturduğunu söyledi. Rusya'nın yanlı tavrını doğru bulmadığını belirten Yetkin, buna karşın Türkiye'nin ürünlerinde de sıkıntılar olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye'nin avantajlı olduğu ürünlerin başında çayın yer aldığını vurgulayan Yetkin, Türkiye'nin çay üretiminde güçlü bir ülke konumunda bulunduğunu, çayın dünya piyasalarında Türkiye'nin rekabetçiliği için önemli silahlardan biri olduğunu kaydetti. Yetkin, fındıkta da durumun böyle olduğuna işaret ederek, dünya fındık üretiminin yüzde 74'ünün Türkiye'de gerçekleştiğinin altını çizdi. Yetkin, buna karşın dünya fındık piyasasının Hamburg gibi bir merkezden yönlendirilmesini anlamanın mümkün olmadığını dile getirdi.

TZD Başkanı, Türkiye'nin zeytin ve zeytinyağı üretiminde de oldukça güçlü bir konumda bulunduğunu ifade ederek, bazı fiyat politikası uygulamaları nedeniyle üreticinin zaman zaman sıkıntı yaşadığını, bunun gereğinin yapılması gerektiğini söyledi.
Özellikle şeker üretiminde dünyada ciddi boyutta bir sıkıntı bulunduğuna işaret eden Yetkin, ABD'nin şeker stoklarının tükendiğini ve ihracatın durduğunu belirtti. Şeker fiyatlarının dünya piyasalarında tavan yaptığına dikkati çeken Yetkin, 'Türkiye'de şeker üretimi ağırlıklı olarak şeker pancarından yapılıyor. Buna devam edilmeli ve desteklenmeli. Şeker pancarını işleyen 33 fabrika bulunuyor. Buna karşın nişasta bazlı şeker kotası yüzde 15. Bu rakam AB ülkelerinde sıfır. Her yüzde 1'lik artış fabrikalardan birinin kapanması demek. Türkiye, şeker pancarına yönelerek dünya şeker piyasalarındaki bu krizi avantaja çevirebilir. Üretimi daraltmak yerine geliştirmek zorundayız' diye konuştu.

-DEZAVANTAJLI ÜRÜNLER-

Türkiye'nin dezavantajlı olduğu ürünlerin ise yem bitkileri ve yağlı tohumlar olduğunu ifade eden Yetkin, Türkiye'nin bu ürünlerde dışa bağımlı hale geldiğini savundu. Yetkin, bu ürünlerin her yıl 3 milyar dolar verilip ithal edildiğini söyledi. Bunların başında soyanın yer aldığını vurgulayan Yetkin, soyanın ardından mısırda da dışa bağımlı olunduğunu kaydetti. Türkiye'nin yıllık 5 milyon ton mısır tüketimi olduğunu ifade eden İbrahim Yetkin, buna karşın 4,2 milyon ton mısır üretildiğini belirtti.

TZD Başkanı Yetkin, yem bitkilerinde de ciddi sıkıntıların yaşandığına dikkati çekti.

Türkiye'nin çeltik ve pirinç üretimi konusunda ise tam ortada olduğunu belirten Yetkin, pirincin yıllık 600 bin ton tüketime karşılık 480 bin ton üretimi olduğunu ifade etti. Zaman zaman ithalat, zaman zaman da stoktan kullanma yoluyla aradaki farkın kapatıldığına işaret eden Yetkin, pirincin desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'nin üretiminde orta noktada olduğu ürünlerden en önemlisinin hububat olduğunu belirten Yetkin, nüfus artış hızına göre her yıl üretimini 1 milyon ton artırması gerektiğini vurguladı. Geçen yıl 18,5 milyon ton tüketime karşın 19,5 milyon ton üretimin gerçekleştirildiğini ifade eden Yetkin, şunları söyledi:

'Üretim geçen yıl yeterliydi. Ancak bazı fiyat politikaları yüzünden üretimin çoğu özel sektörün eline geçti. Stokta tutuluyor. Toprak Mahsulleri Ofisinin elinde 2 milyon tonluk stok bulunuyordu. Bunun 600 bin tonunu piyasaya sürdü. 1 milyon ton ithalat izni verildi. Bunun 300 bin tonunun ithali gerçekleştirildi, yakında gelecek. 240 bin tonu ABD'den alındı. Türkiye'nin buğday üretimi 10-15 yıldır aynı düzeylerde inip çıkıyor. Türkiye'nin buğday üretimini artırması lazım. Kalite ve verim konusunda problem var. Bunları geliştirmemiz gerekiyor. Dünyada fiyatlar ciddi oranda arttı. işin şakası yok, üretimimizi geliştirmeliyiz.

Türkiye'nin, dünyada oluşan olumsuz fiyat hareketlerinden etkilenmemesi için geçen yıldan itibaren ithalatı kronikleşmiş ürünlerin üretimini artırması, stratejik ürünlerde ise ürün stokuna gitmesi gereklidir. Tarım ürünleri üretimine ayrılan kaynak artırılmalıdır.'

-TEKNİSYENLERİN İLAÇ BAYİLİĞİ AÇMA HAKKI-

Tarım ilaçlarının Türkiye'de artık reçeteyle satıldığını belirten Yetkin, meslek lisesinden mezun olan tekniker ve teknisyenlerin reçete yazma yetkilerinin ellerinden alınmasına tepki gösterdi. Kendisinin de meslek lisesi mezunu bir teknisyen olduğunu ifade eden Yetkin, bu kişilerin 4 yıl mesleki eğitim gördükten sonra donanımlı bir şekilde mesleğe başladıklarını dile getirdi.

Şimdi reçete yazacak mühendisin her ilde bulunmadığını belirten Yetkin, vatandaşların bu konuda sıkıntılar yaşadığını söyledi. Teknisyen ve teknikerlerin ilaç bayiliği yapma haklarının da bir düzenlemeyle ellerinden alınmak istendiğini savunan İbrahim Yetkin, 'Bu insanların ilaç yapma hakları ellerinden alındı, ilaç bayiliği de yapamayacaklar. O zaman bu meslek liseleri kapatılsın. 'Türkiye'nin ara elemana ihtiyacı yok' densin. Bu hiç de doğru bir yaklaşım değil' görüşünü dile getirdi.

Yetkin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu durumdan haberi olmadığını düşündüğünü ifade ederek, Başbakan Erdoğan'ın basın yoluyla duyacağını ve gerekeni yapacağını umduğunu söyledi.

AA
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara