Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB Ombudsmanı Nikiforos Diamandouros ile Brüksel'de bir araya geliyor. Bakan düzeyinde yapılan bu ilk görüşmede Bağış'ın, Rum Kesimi'nde Türk basketbol takımına yapılan saldırıya ilişkin AB kurumları nezdindeki girişimlerinin tamamen cevapsız bırakılmasını gündeme getirmesi bekleniyor. Bağış, AB kurumlarının sporda şiddeti önlemek için birçok kararı olmasına rağmen Türk takımına yapılan saldırılar konusunda sessizliğe büründüğüne işaret edecek. Böylece Türkiye, ilk kez bir meseleyi AB ombudsmanına götürecek. Avrupa Ombudsmanı, AB kurumları ile ilgili şikayetleri değerlendiriyor. Hukuki bir müeyyidesi olmamasına rağmen suçluları afişe ediyor. Zaman'a konuşan AB kaynakları bir aday ülkenin bir üye ülkeyi ombudsmana şikayetinin teknik olarak mümkün olmadığını, aday ülkenin yetkilisinin ancak bir AB kurumunu ombudsmana şikayet edebileceğini kaydetti.
Başmüzakereci Bağış, Diamandouros ikinci kez AB ombudsmanı seçildiğinde kendisine bir kutlama mesajı göndermişti. Kaynaklar, Türkiye'de oluşturulacak olan kamu denetçiliği kurumu için seminer verilmesi ve 27 üye ülke arasında en iyi uygulamayı yapanları önermesi konusunda da AB ombudsmanı ile görüş alışverişinde bulunulacak.
Dün Brüksel'de AB Genişleme Komiseri Stefan Füle ve AP Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten ile görüşen Bağış, bir grup gazetecinin sorularını cevaplandırdı. Bazı ülkelerin Türkiye'ye yönelik eleştirilerine tepki gösteren Bağış, "Barış Manço'nun bir şarkısı var. Dışarıda lapa lapa kar yağıyor, benim içim yanıyor. Geçmişte bizim etkin olarak yönettiğimiz ülkelerin bugün Türkiye'nin AB süreciyle ilgili karar mercilerinde olmaları ve bazı haksız eleştirileri, çifte standartları da üzmüyor değil." ifadelerini kullandı.
Avrupalıların yeni içki yönetmeliğini gündeme getirip getirmediğinin sorulması üzerine, "Bana şu ana kadar kimse içki meselesini sormadı. Bu yönetmelik benim açımdan da sürpriz oldu çünkü Bakanlar Kurulu'nda tartışılmamıştı. Bunu Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu kendi yetkisiyle, kendi iradesiyle yayımladı." dedi. Tartışmalara yol açan Kars'taki heykel konusunda Avrupalılardan eleştiri alıp almadıkları sorusunda da Bakan, "Bu, ülkelerin iç işidir. O zaman bizim de Brüksel'dekilere soracak çok şeyimiz olur. Önce Fransızlar Romanlara yaptıklarının, Kıbrıs Rum Kesimi'nde 3.000 kişinin beş tane basketbolcunun üzerine gitmesine sessiz kalınmasının, 3 aydır iki Türk'ün cenazesini ailesine teslim etmeyen Belçika Adalet Bakanlığı yaptığı insafsızlığın ve Danimarka Roj TV'nin şiddet içeren eylemlerine hâlâ göz yummasının hesabını versinler önce. Sonra gelip bana heykeli sorsunlar. Cevabını da alsınlar." karşılığını verdi.
Zaman zaman İran ve Suriye ile ilişkilerin Avrupalılar tarafından kendisine sorulduğunu aktaran Bakan, konunun son olarak Slovakya Meclisi Dışişleri Komisyonu başkanı tarafından gündeme getirildiğini kaydetti. Bağış, "Bunun bir tercih ya da kayan bir eksen olmadığını, ama zenginliğin, refahın ve fırsatların kaydığını anlatıyoruz. Özel sektör fırsatların peşine gidiyor. Kendisine şunu sordum: Peugeot firması İran otomobil üreticisi Hudra'ya yılda 850 bin motor satıyor, ben niye doğalgaz almayayım? Ben niye onlara bisküvi ve salça satmayayım?" dedi.