DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BAĞIŞ'IN İYİMSER 2012 SENARYOSU AVRUPALILARI GÜLÜ
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın "Temmuz 2012'de Kıbrıs Birleşik Devletleri'nin dönem başkanlığında, 12 faslı açtığımız
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-01-27 14:07:00
Düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi'nin Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ile ortaklaşa düzenlediği kahvaltılı toplantıda konuşan Bağış, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde 1,5 yıl sonraki senaryosunu anlatırken, 2012'nin ikinci yarısında AB dönem başkanlığını devralacak Kıbrıs Rum kesiminden "Birleşik Kıbrıs Devletleri" şeklinde bahsetmesi dikkati çekti.
Bağış, senaryosunu şöyle anlattı:
"Temmuz 2012'de, Türkiye'nin 12 faslı açmak ve 6 faslı kapatmak için AB Komisyonu ve dönem başkanı Birleşik Kıbrıs Devletleri arasında oturduğunu tasavvur edelim. Kuzey ve güney (Rum) arasındaki ve Türkiye ile adanın bütünü arasındaki ticaret 6 ayda 4'e katlanmış. Türk-Yunan ilişkilerinde tarihte eşi görülmedik bir yakınlaşma yaşanmış ve Türk-Yunan ortak şirketleri Kıbrıs'ta turizm ve yat inşa yatırımları yapıyor.
Seçimlerde rahat bir çoğunluk sağlayan Türk hükümeti yeni bir reform yasası geçiriyor ve ilk Türk Ombudsman yeminini etmiş. Hükümet ve ana muhalefet tarafından desteklenen yeni anayasa, büyük bir oy çoğunluğuyla kabul edilmiş ve bu sayede Türkiye mevzuatından askeri darbe ürünü son kalıntıları temizlemiş.
AB ile vize serbestisi öğrenciler, araştırmacılar ve işadamlarını kapsayacak şekilde uygulanırken AB Komisyonu, vizeleri tamamen kaldırmak için müzakerelerini yürütmek üzere üye ülkelerden yetki almış. Türkiye-AB geri kabul anlaşması uygulamaya girmiş ve yasa dışı göçle mücadelede müspet sonuçlar alınmış. Eurobarometre anketinde Türkiye'de AB üyeliğine verilen destek, 2001 yılında olduğu gibi yüzde 75'lere ulaşmış.
Aralık 2011 AB zirvesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve diğer aday ülkelerin liderleri AB'nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası'na güçlü bir ivme kazandırmış. ABD, Rusya ve Çin liderleri, Aralık zirvesinde Türkiye'nin yoğun katkısıyla AB'nin kabul ettiği Küresel Yönetişim, Demokratikleşme ve Kalkınma Stratejisi'ne gıpta ediyor."
Avrupalıları gülümseten senaryosuyla ilgili "Gülümseyenleri görüyorum. Son 1 yılda Kassandra kehanetlerine o kadar çok alıştık ki herhangi bir iyimser senaryoyu peri masalı olarak görüyoruz" diyen Bağış, anlattığı iyimser senaryonun "ulaşılabilir olduğunu" vurguladı.
Bağış, "Türkiye'de bu irade var ve AB bu yolu açabilir" dedi.
AB Komisyonu'nun 2010 ilerleme raporunun son 12 yılın en iyimser ve teşvik edici raporu olduğuna dikkati çeken Bağış, 12 Eylüldeki referandumda kabul edilen anayasa paketi başta olmak üzere son dönemde birçok önemli reform gerçekleştiren Türkiye'nin sadece yasal düzenlemelerde değil, uygulamada da önemli adımlar attığını kaydetti.
-"ENGELLER KALKARSA 16 FASIL AÇARIZ"
Başmüzakereci Bağış, 2011'in seçim yılı olmasına rağmen AB reformlarını sürdürmeye kararlı olduklarını belirterek, muhalefetin de desteğiyle 4 bin maddelik Türk Ticaret Kanunu'nun kısa bir sürede TBMM'den geçtiğini hatırlattı.
TBMM gündeminde, Türkiye'yi AB'ye yaklaştıracak birçok yasa tasarısı bulunduğunu kaydeden Bağış, "Eğer uygulanan engeller kalkarsa Türkiye kısa ve orta vadede, açtığı 13 fasla ilaveten 16 faslı daha açmaya hazırdır" dedi.
Bağış, Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin en az 4 AB üyesindekinden daha yüksek olduğuna dikkati çekti.
"Bazı AB üyelerinin kendi iç meselelerini Birliğin genişleme masasına getirmeleri nedeniyle hak ettiğimiz hızda ilerleyemiyoruz" diyen Bağış, seçim yılı olmasının getirdiği zorluklara rağmen rekabet politikası faslını Macaristan dönem başkanlığı sırasında açmaya hazır olduklarını ve bunun için attıkları adımlarla "kritik eşiğin geçildiğini" söyledi.
Siyasi engellerin kaldırılarak enerji, yargı ve temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik, eğitim ve kültür gibi fasılların da açılmasını isteyen Bağış, "Bu engeller kimsenin çıkarına değil. Biz Ankara'da çalışmaya devam edeceğiz. Bazıları bizi Brüksel'de engelleyebilir, ama biz kendimizi Ankara'da engellemeyeceğiz" diye konuştu.
Bağış, AB'nin yaptığı "Top sizin sahanızda" şeklindeki açıklamalarla ilgili de "Evet katılıyorum. Top her zaman aday ülkenin sahasındadır. Fakat hızlı bir oyun kararlılığına sahipken umudumuz odur ki ortaklarımız da oyunu engellemek yerine iyi paslar atsın" dedi.
AB içinde bazılarının hala 'Türkiye üye olmalı mı olmamalı mı' tartışması yapmasının anlamsız olduğunu belirten Bağış, "Bu soruya 1963 Ankara Anlaşması, 1989 AB Komisyonu'nun Türkiye tavsiye kararı, aday ülke olduğumuz 1999 Helsinki Zirvesi, müzakerelere başlama kararının alındığı 2004 Brüksel Zirvesi ve 2005'te müzakerelere başlarken en az 5 kez müspet cevap verdik" hatırlatmasında bulundu.
-"KIBRIS DÖNEM BAŞKANLIĞI BİR FIRSAT"-
Bazılarının 2012'nin ikinci yarısında AB dönem başkanlığını devralacak Kıbrıs Rum kesiminin Türkiye-AB ilişkilerini 6 aylığına felç edeceğini düşünürken, kendisinin bunu bir "fırsat" olarak gördüğünü anlatan Bağış, "AB dümenine geçen bir ülkenin ada üzerindeki bir grup halkı izolasyonda bırakmayı mı yoksa istikrarlı bir barışı mı seçeceğini görmek için bir yılımız var. AB'nin ada üzerindeki iki halkın birleşik Kıbrıs tarafından temsil edilmesini güvence altına alarak birleştirici mahiyetini göstermesi için önümüzde 1 yıl var" diye konuştu.
AB'nin öncelikle doğrudan ticaret gibi Kıbrıslı Türklere verdiği sözleri tutarak ve Kıbrıs sorununun Türkiye-AB ilişkilerini rehin almasını engelleyerek çözüme katkı yapabileceğini belirten Bağış, "Bir tarafı suçlayarak mevcut gerçekleri keskin şekilde inkar etmek yanlış yönde atılmış bir adımdır. Bu sadece bir cehalet mi yoksa bariz bir menfaatperestlik mi anlayabilmiş değilim" dedi.
Bağış, kimsenin Kıbrıs sorununun çözümünde Türk tarafından tek yanlı adım beklememesini istedi.
Kıbrıs Rum kesiminin Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerine engel koymasını hiçbir zaman anlayamadığını söyleyen Bağış, "Türkiye'nin AB üyelik beklentisi tüm Kıbrıslılar için en ucuz sigortadır" ifadesini kullandı.
Karşıyaka basketbol takımının Kıbrıs Rum kesiminde yaşadığı saldırıyı da hatırlatan Bağış, Türkiye'ye gelen yabancı takımların misavirperverlik gördüğünü vurguladı.
-KADEMELİ VİZE MUAFİYETİ-
"Türk vatandaşlarının, AB konsolosluklarının önündeki kuyruklarda beklerken kendilerini en az Avrupalı hissettikleri anı yaşadıklarını" belirterek, AB'den kademeli vize muafiyeti talep eden Bağış, "Avrupalıların Türkiye'ye katabilecekleri gibi bizim işadamlarımız, öğrencilerimiz ve akademisyenlerimizin AB'nin ekonomik, sosyal ve entelektüel hayatına katabilecekleri çok şey var" ifadesini kullandı.
Bağış, AB ile geri kabul anlaşması imzalamak için vize muafiyetini şart koşmadıklarını, sadece Ukrayna, Moldova ve Rusya gibi ülkelerle bile vizeleri kaldırmak için diyalog başlatan AB'nin benzer müzakerelerin Türkiye ile başlatılması için AB Komisyonu'na yetki vermesini beklediklerini kaydetti.
Egemen Bağış, Belize ve Paraguay gibi ülkelere bile vize uygulamayan AB'nin hem katılım müzakereleri yürüten hem de AB ile büyük ekonomik entegrasyon içinde bulunan Türkiye'ye uyguladığı vize rejiminin hiçbir gerekçesinin olamayacağını vurguladı.
Bağış, kademeli vize muafiyeti yolunda atılacak her adımın 'AB Türklere adil davranmıyor' şeklindeki iddialara cevap vermesini kolaylaştıracağını kaydetti.
Soruları da cevaplandıran Bağış, Almanya Başbakanı'nın imtiyazlı ortaklık önerisiyle ilgili "Zaten Almanya ve Türkiye imtiyazlı ortak. Merkel'in Türkiye ziyaretinde ona 3 gün boyunca eşlik ederken yoğun görüş alışverişlerimiz oldu ve Türkiye'yle Almanya arasında imtiyazlı ortaklık bulunduğu konusunda uzlaştık. Orada 3 milyona yakın insanımız yaşıyor. Almanya'nın Türkiye'de büyük yatırımları var. İkili ticaret hacmimiz çok yüksek" diye konuştu.
Bağış, "Türkiye'nin 1959'da yaptığı üyelik başvurusundan itibaren hedefi hep tam üyelik oldu. 2004'te müzakereleri başlatma kararı alan AB de hedefin tam üyelik olduğunu kayda geçirdi. Merkel müzakere sürecinin ucu açık olduğunu güvence altına almaya çalışıyor. Ona, 'bugünlerde Katolik evliliklerinin bile ucu açık olduğunu' söyledim" dedi.
Başmüzakereci Bağış, Türkiye'nin bir gün AB üyeliğinden vazgeçip vazgeçmeyeceğinin sorulması üzerine "Son 10 yılda Türkiye'yi vazgeçirmek için çok çaba gösterildi. Biz vazgeçmeyeceğiz, bu zevki Avrupalılara bırakacağız" ifadesini kullandı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara