İngiliz istihbaratı ve sivil yetkillilerin hazırladıkları planda ''Filistinli güvenlik birimlerinin dışında İsrail istihbaratıyla doğrudan bağlantısı olan bir görev gücü kurulması, Hamas liderlerinin ve orta kademedeki yöneticilerin enterne edilmesi, geçici olarak etkisiz hale getirilmesi, radyo istasyonlarının kapatılması ve bazı cami imamlarının değiştirilmesi'' gibi öneriler dikkat çekiyor.
Doha merkezli El Cezire televizyonunun sızdırdığı 16 bin belge iki yayın kuruluşunun işbirliğiyle eş zamanlı olarak yayınlanıyor.
Guardian belgelerin Filistinli müzakerecilerin İsrail'e verdikleri ödünlere ilişkin çok önemli bilgiler içerdiğinin altını çiziyor.
İsrailli bakan ile ilginç görüşme
Belgeler arasında ayrıca İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz ile Filistinli İçişleri Bakanı Nasır Yusuf arasında geçen çarpıcı görüşmenin tutanakları da var.
İki yetkili, El Fetih'in silahlı kanadı El Aksa Şehitleri Tugayı'nın üst düzey liderlerinden Hasan el Madun hakkında konuşuyorlar. 2005 yılında geçen konuşmada Mofaz, Yusuf'a, ''Biz kendisinin adresini biliyoruz. Neden öldürmüyorsunuz?'' diye soruyor.
Yusuf'un yanıtı ise, ''Kolay değil, kapasitemiz sınırlı'' oluyor.
Guardian, Madun'un bir kaç ay sonra İsrail tarafından insansız bir hava aracıyla otomobiline düzenlenen saldırı sonunda öldürüldüğünü anımsatıyor.
Filistin yönetimi öfkeli
Filistinli yetkililer, Orta Doğu barış görüşmelerinin gizli belgelerini sızdıran kaynakları arıyor.
İstihbarat servisinin Filistinli müzakerecilere destek veren ofisteki bilgisayarları incelemeye aldığı bildiriliyor.
El Cezire tarafından hafta başında yayınlanmaya başlayan gizli belgeler, Filistin liderlerinin Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkından vazgeçmeye hazır olduğunu ima ediyor.
Geri dönüş hakkından vazgeçilmesi, İsrail'e dönmesine izin verilecek mülteci sayısının ciddi bir şekilde kısıtlanması anlamına geliyor.
Belgeler 'muhtemelen gerçek'
Filistinli liderler, sızıntıların bağlamından koparıldığını öne sürüyor.
Yetkililerin ilk tepkisi ise, sızdırılan belgelerin sahte olduğunu iddia etmek olmuştu.
Başmüzakereci Nebil Şaat belgelerle ilgili yaptığı açıklamada, "Muhtemelen gerçekler. Asıl sorun, bu belgeleri nasıl okuyacağımız" dedi.
Şaat, belgelerden yalnızca üç tanesinin İsrailli müzakerecilere sunulduğunu, kalanların ise iç tartışmalarda kullanıldığını söyledi.
Şaat, belgelerin "her şey üzerinde anlaşılmadan, hiçbir şey üzerinde anlaşılmamıştır" ibaresini içerdiğini belirtti.
Başmüzakereci, tüm noktalar üzerinde anlaşılsa bile, "referanduma sunulmadan, herhangi bir anlaşmanın yasal bağlayıcılığı olmadığını" da ekledi.
Basına sızan Orta Doğu görüşmelerine ilişkin yüzlerce belge, El Cezire televizyonu ve Guardian tarafından yayınlanmaya başlamıştı.
Belgelerden biri, Filistinli müzakerecilerin bir aşamada Doğu Kudüs'ün bir bölümü hariç tamamında inşa edilen Yahudi yerleşim merkezlerini kabullendiklerini ortaya koyuyor.
Belgelere göre, daha önce Filistinlilerin müzakerelerde hiç gündeme getirmedikleri teklif, Filistinli yetkililer tarafından İsrail'e 2008 yılında yapılmış, ama İsrail tarafından reddedilmiş.
İsrail, ayrıca karşılığında da hiçbir şey vermemiş.
Yine aynı belgelere göre, kutsal mekanlardan Mescid-i Aksa ve Kubbet-ü Sahra'yı da kapsayan Harem-üş-şerif'in statüsü konusunda da Filistin tarafı bazı ödünler veriyor.
El Cezire elinde elektronik posta mesajları, İsrail, Filistin ve Amerikalı yetkililerin toplantı tutanaklarına ilişkin 16 bin sayfa gizli belgenin bulunduğunu söylüyor.
BBC