YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK'ü kaldırmanın hiçbir soruna çözüm olmayacağını savunarak, ''YÖK'ü kaldırırsanız ne olur, belki kaos olur. Eğer kaos yaratmak istiyorlarsa memlekette tamam buyursunlar, yapsınlar'' dedi.
Prof. Dr. Özcan, Gaziosmanpaşa Üniversitesinde Öğrenci Konsey Başkanı Ali Meşe ile yaptığı görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Prof. Dr. Özcan, bir soru üzerine, son zamanlarda akademisyenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi için bir adım attıklarını belirterek, ''Ama bu önümüzdeki seçim, daha sonra yapılacak anayasa, ondan sonra yapılacak 1547 sayılı kanundaki ana değişiklikler nedeniyle bir müddet daha beklemesi uygun görüldü'' diye konuştu.
Öğrenci konseyi başkanlarıyla yaptığı görüşmede öğrencilerin fikirlerini özgürce ve rahatça açıklayabileceği mekanlar oluşturacağını söyleyen Prof. Dr. Özcan'a, bu sözleri hatırlatıldığında, şunları kaydetti:
''Biz bunu epey önce denemiştik. Şöyle bir şeye özendik. Dedik ki öğrencilerimiz gerçekten eğer açıklayacakları bir fikirleri varsa, görüşleri varsa ki muhakkak vardır, bunları rahatlıkla açıklasınlar. Ama biz buna imkan sağlayalım, olanaklar hazırlayalım. O zaman aklımıza gelen yerde, dedik ki üniversitenin bir köşesinde, hem öğrencilerin, hem idarenin ortaklaşa kararlaştıracakları bir köşesinde bir mekan olsun, bir açık alan olsun. Öğrenciler orada isterse büyük bir grup olarak toplantı da yapabilsinler, konuşabilsinler. Böyle bir mekanı, Hyde Park gibi düşünün, Hyde Park gibi bir alan yapalım. Burada herkes, kim olursa olsun, öğrenciler, idareciler, başka insanlar orada istediklerini konuşsunlar, dinleyici bulurlarsa dinleyicileri de dinlesin.''
Ancak öğrencilerin bu fikri çok tasvip etmediklerini ve beğenmediklerini ifade eden Prof. Dr. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Onların aklında belki birazcık daha medyanın daha kolaylıkla onları bulabileceği, medyanın önünde daha fazla kendilerini gösterebilecekleri mekanlar aradılar. Onun için o çalışmadı, ama şimdi biz gerçekten öğrencilerin kendilerini ifade etmeleri için çok bir imkanları olduğunu düşünmüyoruz. Bir yere pankart assalar onları gelip hemen indiriyoruz. İşte konuşmaya toplansalar, 'dağılın' diyoruz. Bence bu da çok doğru değil. Yani insanlara konuşmak için fırsat vermezseniz çok başka şekilde bu işler tezahür edebilir. Onun için en iyisi bırakalım herkes kendisini ifade etsin, bunda bir şey yok. Birbirimize saygılı olduğumuz müddetçe, birbirimizin özgürlüklerine dikkat ettiğimiz müddetçe. Buna hiçbir şey diyemeyiz, hiç kimse bir şey diyemez. Zaten bizim de ana fikrimiz, mesela o son zamanlarda üniversitelerde gösteri yapan gruplara karşı itirazımız, bir şiddeti kullanmaları, ikincisi başkasının özgürlüklerini engellemeleri, üçüncüsü de eğitim faaliyetlerini engellemelerini. Eğer bir öğrenci hareketi bu üçünü yapmıyorsa, şiddete başvurmuyorsa, başkasının özgürlüğünü önlemiyorsa, bir de eğitim faaliyetini aksatmıyorsa bunlar serbest olmalı ve üniversiteler bunlara müsaade etmelidir.''
Prof. Dr. Özcan, üniversitede sağlanan özgürlüklerin kendisinden sonra da devam edip etmeyeceği yönündeki bir soru üzerine, şöyle konuştu:
''Bu sorunuza cevap vermek zor. Çünkü YÖK de büyük bir değişime uğrayabilir, yani 6 ay sonra konuşacağımız şey, bugün konuştuğumuz şey olmayabilir. Onun için ben kesin bir cevap vermeyim. Ama Türkiye değişiyor, sadece YÖK ile alakalı bir şey değil bu özgürlüklerin artması. İşte yeni bir anayasa çıkarılmak isteniyor, oradaki en büyük vurgu özgürlüklerin artırılması olacak. Belki öyle bir anayasa çıkacak ki bizim YÖK'te düşündüğümüz, yapmayı düşündüğümüz özgürlükler bile birazcık hafif kalacak. Diyeceğiz ki biz de anayasanın ruhuna uygun olarak şu öğrencilerimizle ilgili özgürlükleri birazcık daha artıralım, üniversitelerimize şunları da devredelim filan gibi hususları konuşur durumda olacağız. Onun için çok kesin de bir şey söylemeyim. Ama bir 6 ay bekleyelim, seçim, ondan sonra anayasa geliyor. Anayasadan çok ümitliyim, özgürlükleri tamamen değiştireceğini zannediyorum. O değişirse zaten YÖK de kendiliğinden değişir gibime geliyor.''
-''YÖK'ÜN ORTADAN KALDIRILMASI BİR ŞEYE ÇÖZÜM DEĞİL''-
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Prof. Dr. Özcan, ''Bazı öğrenciler,CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüler ve YÖK'ün kaldırılmasını talep ettiler. Kılıçdaroğlu'ndan da bazı olumlu sözler işittiler. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?'' şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı:
''YÖK'ün ortadan kaldırılması bir şeye çözüm değil. Madem Türkiye'de şimdiki durumda 156 tane üniversitemiz var, bu üniversitelerin denetimi, gözetlenmesi, üniversitelerle ilgili politikaların ortaya konabilmesi için bir birim lazım. Ama bu birim bazı ülkelerde yükseköğretim bakanlığı oluyor, bazı ülkelerde bize benzer kurullar oluyor, bazı ülkelerde rektörler komitesi oluyor. Bu üç şeyden bir tanesini yapmanız lazım. YÖK'ü kaldırırım demekle olmaz bu iş. Kim sorumlu olacak, yani bu 156 tane üniversite, yakın zamanda sayısı da artacak, nereye gidecek, 20 yıl sonra ne planlanıyor, kim bu yükseköğretimle ilgili planları yapacak, kim bu memlekete yol gösterecek meselesi her zaman orada duruyor, çok ciddi bir şekilde duruyor. Bir şekilde bununla ilgilenecek merci lazım. Yani YÖK'ü kaldırırsanız ne olur, belki kaos olur. Eğer kaos yaratmak istiyorlarsa memlekette tamam buyursunlar, yapsınlar. Ben akıllı bir YÖK'ü kaldıracak insanların aynı görevi yapacak bir düzenleme, denetleme ve politika geliştirme görevini yapacak başka bir kurul getireceklerini düşünüyorum. Adı YÖK olmayabilir ama başka bir şey olabilir.''
Prof. Dr. Özcan, açıklamasının ardından ''Kardeş Üniversiteler Projesi'' kapsamında düzenlenen, başkanlığını yaptığı İç Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri Üniversite Rektörleri Toplantısına katıldı. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantıdan önce basın mensuplarının kısa bir süre
görüntü almasına izin verildi.
-ÖĞRENCİ KONSEYİ BAŞKANI ALİ MEŞE-
YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan'ın görüşme yaptığı Gaziosmanpaşa Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Ali Meşe ise basın mensuplarına, Özcan'ın üniversitelerini ziyaretinde kendileriyle de bir görüşme yaptığını söyledi.
Bu görüşmede Prof. Dr. Özcan'a taleplerini dile getirdiklerini ifade eden Meşe, ''Sayın YÖK Başkanı taleplerimizi sabırla dinledi. 16-17 maddelik talebimiz oldu. Bu taleplerimizin sonucunda bazı sonuçlara vardık. Tabii ki bu taleplerimizin takipçisi olacağız. Hem üniversitemiz hem de genel öğrenci sorunlarını dile getirdiğimiz toplantının sonucunu sabırla bekleyeceğiz. Burada istediklerimizi aldığımızı düşünüyoruz'' dedi.
Bu toplantının ilk kez yapıldığının hatırlatılması üzerine Meşe, ''Benim için onur verici bir durum oldu bu. 156 tane üniversitenin içerisinde böyle bir durumun Tokat'ta gerçekleşmesi, benimle gerçekleşmesi tabii ki onur verici bir durum. Bu üniversite öğrenci konseyleri başkanları için çok olumlu bir gelişme'' diye konuştu.
Prof. Dr. Özcan, Gaziosmanpaşa Üniversitesinde Öğrenci Konsey Başkanı Ali Meşe ile yaptığı görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Prof. Dr. Özcan, bir soru üzerine, son zamanlarda akademisyenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi için bir adım attıklarını belirterek, ''Ama bu önümüzdeki seçim, daha sonra yapılacak anayasa, ondan sonra yapılacak 1547 sayılı kanundaki ana değişiklikler nedeniyle bir müddet daha beklemesi uygun görüldü'' diye konuştu.
Öğrenci konseyi başkanlarıyla yaptığı görüşmede öğrencilerin fikirlerini özgürce ve rahatça açıklayabileceği mekanlar oluşturacağını söyleyen Prof. Dr. Özcan'a, bu sözleri hatırlatıldığında, şunları kaydetti:
''Biz bunu epey önce denemiştik. Şöyle bir şeye özendik. Dedik ki öğrencilerimiz gerçekten eğer açıklayacakları bir fikirleri varsa, görüşleri varsa ki muhakkak vardır, bunları rahatlıkla açıklasınlar. Ama biz buna imkan sağlayalım, olanaklar hazırlayalım. O zaman aklımıza gelen yerde, dedik ki üniversitenin bir köşesinde, hem öğrencilerin, hem idarenin ortaklaşa kararlaştıracakları bir köşesinde bir mekan olsun, bir açık alan olsun. Öğrenciler orada isterse büyük bir grup olarak toplantı da yapabilsinler, konuşabilsinler. Böyle bir mekanı, Hyde Park gibi düşünün, Hyde Park gibi bir alan yapalım. Burada herkes, kim olursa olsun, öğrenciler, idareciler, başka insanlar orada istediklerini konuşsunlar, dinleyici bulurlarsa dinleyicileri de dinlesin.''
Ancak öğrencilerin bu fikri çok tasvip etmediklerini ve beğenmediklerini ifade eden Prof. Dr. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Onların aklında belki birazcık daha medyanın daha kolaylıkla onları bulabileceği, medyanın önünde daha fazla kendilerini gösterebilecekleri mekanlar aradılar. Onun için o çalışmadı, ama şimdi biz gerçekten öğrencilerin kendilerini ifade etmeleri için çok bir imkanları olduğunu düşünmüyoruz. Bir yere pankart assalar onları gelip hemen indiriyoruz. İşte konuşmaya toplansalar, 'dağılın' diyoruz. Bence bu da çok doğru değil. Yani insanlara konuşmak için fırsat vermezseniz çok başka şekilde bu işler tezahür edebilir. Onun için en iyisi bırakalım herkes kendisini ifade etsin, bunda bir şey yok. Birbirimize saygılı olduğumuz müddetçe, birbirimizin özgürlüklerine dikkat ettiğimiz müddetçe. Buna hiçbir şey diyemeyiz, hiç kimse bir şey diyemez. Zaten bizim de ana fikrimiz, mesela o son zamanlarda üniversitelerde gösteri yapan gruplara karşı itirazımız, bir şiddeti kullanmaları, ikincisi başkasının özgürlüklerini engellemeleri, üçüncüsü de eğitim faaliyetlerini engellemelerini. Eğer bir öğrenci hareketi bu üçünü yapmıyorsa, şiddete başvurmuyorsa, başkasının özgürlüğünü önlemiyorsa, bir de eğitim faaliyetini aksatmıyorsa bunlar serbest olmalı ve üniversiteler bunlara müsaade etmelidir.''
Prof. Dr. Özcan, üniversitede sağlanan özgürlüklerin kendisinden sonra da devam edip etmeyeceği yönündeki bir soru üzerine, şöyle konuştu:
''Bu sorunuza cevap vermek zor. Çünkü YÖK de büyük bir değişime uğrayabilir, yani 6 ay sonra konuşacağımız şey, bugün konuştuğumuz şey olmayabilir. Onun için ben kesin bir cevap vermeyim. Ama Türkiye değişiyor, sadece YÖK ile alakalı bir şey değil bu özgürlüklerin artması. İşte yeni bir anayasa çıkarılmak isteniyor, oradaki en büyük vurgu özgürlüklerin artırılması olacak. Belki öyle bir anayasa çıkacak ki bizim YÖK'te düşündüğümüz, yapmayı düşündüğümüz özgürlükler bile birazcık hafif kalacak. Diyeceğiz ki biz de anayasanın ruhuna uygun olarak şu öğrencilerimizle ilgili özgürlükleri birazcık daha artıralım, üniversitelerimize şunları da devredelim filan gibi hususları konuşur durumda olacağız. Onun için çok kesin de bir şey söylemeyim. Ama bir 6 ay bekleyelim, seçim, ondan sonra anayasa geliyor. Anayasadan çok ümitliyim, özgürlükleri tamamen değiştireceğini zannediyorum. O değişirse zaten YÖK de kendiliğinden değişir gibime geliyor.''
-''YÖK'ÜN ORTADAN KALDIRILMASI BİR ŞEYE ÇÖZÜM DEĞİL''-
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Prof. Dr. Özcan, ''Bazı öğrenciler,CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüler ve YÖK'ün kaldırılmasını talep ettiler. Kılıçdaroğlu'ndan da bazı olumlu sözler işittiler. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?'' şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı:
''YÖK'ün ortadan kaldırılması bir şeye çözüm değil. Madem Türkiye'de şimdiki durumda 156 tane üniversitemiz var, bu üniversitelerin denetimi, gözetlenmesi, üniversitelerle ilgili politikaların ortaya konabilmesi için bir birim lazım. Ama bu birim bazı ülkelerde yükseköğretim bakanlığı oluyor, bazı ülkelerde bize benzer kurullar oluyor, bazı ülkelerde rektörler komitesi oluyor. Bu üç şeyden bir tanesini yapmanız lazım. YÖK'ü kaldırırım demekle olmaz bu iş. Kim sorumlu olacak, yani bu 156 tane üniversite, yakın zamanda sayısı da artacak, nereye gidecek, 20 yıl sonra ne planlanıyor, kim bu yükseköğretimle ilgili planları yapacak, kim bu memlekete yol gösterecek meselesi her zaman orada duruyor, çok ciddi bir şekilde duruyor. Bir şekilde bununla ilgilenecek merci lazım. Yani YÖK'ü kaldırırsanız ne olur, belki kaos olur. Eğer kaos yaratmak istiyorlarsa memlekette tamam buyursunlar, yapsınlar. Ben akıllı bir YÖK'ü kaldıracak insanların aynı görevi yapacak bir düzenleme, denetleme ve politika geliştirme görevini yapacak başka bir kurul getireceklerini düşünüyorum. Adı YÖK olmayabilir ama başka bir şey olabilir.''
Prof. Dr. Özcan, açıklamasının ardından ''Kardeş Üniversiteler Projesi'' kapsamında düzenlenen, başkanlığını yaptığı İç Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri Üniversite Rektörleri Toplantısına katıldı. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantıdan önce basın mensuplarının kısa bir süre
-ÖĞRENCİ KONSEYİ BAŞKANI ALİ MEŞE-
YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan'ın görüşme yaptığı Gaziosmanpaşa Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Ali Meşe ise basın mensuplarına, Özcan'ın üniversitelerini ziyaretinde kendileriyle de bir görüşme yaptığını söyledi.
Bu görüşmede Prof. Dr. Özcan'a taleplerini dile getirdiklerini ifade eden Meşe, ''Sayın YÖK Başkanı taleplerimizi sabırla dinledi. 16-17 maddelik talebimiz oldu. Bu taleplerimizin sonucunda bazı sonuçlara vardık. Tabii ki bu taleplerimizin takipçisi olacağız. Hem üniversitemiz hem de genel öğrenci sorunlarını dile getirdiğimiz toplantının sonucunu sabırla bekleyeceğiz. Burada istediklerimizi aldığımızı düşünüyoruz'' dedi.
Bu toplantının ilk kez yapıldığının hatırlatılması üzerine Meşe, ''Benim için onur verici bir durum oldu bu. 156 tane üniversitenin içerisinde böyle bir durumun Tokat'ta gerçekleşmesi, benimle gerçekleşmesi tabii ki onur verici bir durum. Bu üniversite öğrenci konseyleri başkanları için çok olumlu bir gelişme'' diye konuştu.
AA