İsrail'in raporundaki diplomatik kaynak

İsrail donanmasının 31 Mayıs 2010'da Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıyla ilgili İsrail hükümetince oluşturulan, eski yargıç Yaakov Turkel'in başkanlığındaki komisyonun hazırladığı rapor konusunda değerlendirmelerde bulunan diplomatik kaynaklar, raporların gizli tutulması konusundaki mutabakata karşın, İsrail tarafından raporun kamuoyu ile paylaşıldığına işaret ettiler.

Raporun, İsrail silahlı kuvvetlerini 'aklamaya' yönelik olduğunu kaydeden diplomatik kaynaklar, İsrail'de sorumlu kişilerin gelecekte olası bir uluslararası soruşturmadan kaçınma çabasının da gözlendiğini belirttiler.

Diplomatik kaynaklar, raporun ciddiyetten uzak olduğunu ve yüzde 97'sinin İsrail kaynaklarına ve istihbarat raporlarına dayandığını, saldırı sonrası gemidekilerden alınan ifadelerden de çok fazla yararlanılmadığını anlattı.

Öte yandan, İsrail'in ablukanın yasallığını savunabilmek için terörist örgüt olarak tanıdığı Hamas'la olan ilişkisini ilk kez 'uluslararası silahlı çatışma' olarak nitelediğinin altını çizen yetkililer, bu ifadenin ciddi sonuçlar doğurabileceğine işaret etti.

Diplomatik kaynaklar, İsrail'in yanlışlarını kabul eden, daha 'namuslu' bir rapor beklenirken, ortaya çıkan raporun şaşkınlık yarattığını belirtti.

-SONRAKİ SÜREÇ-

Verilen bilgiye göre, BM Soruşturma Komisyonu uluslararası bir siyasi süreç oluştururken, Cenevre'deki İnsan Hakları Konseyi süreci, asıl hukuki süreci teşkil ediyor. Ancak ABD ve İsrail bu süreci tanımıyor.

Kendi soruşturmasını yürütemeyen ve sınırlı yetkilere sahip olan bm komisyonu, mart ayında toplanarak, iki raporu incelemesinin ardından oluşturacağı tavsiyeler dizisini BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a teslim edecek. Ayrıca Türkiye'nin, süreci BM Genel Kuruluna taşıma imkanı bulunuyor.

İsrail, raporun, 150 sayfalık açıklanmamış bir bölümü daha olduğunu belirtirken, Türkiye de, nihai raporunda İsrail raporunun tutarsız yönlerini ve eksiklerini de içeren bölümlere yer verecek.

-TÜRKİYE'NİN RAPORU-

Türkiye'nin BM Soruşturma Komisyonu'na sunduğu ara raporda ise Gazze'nin hukuki açıdan İsrail işgali altında olduğu, İsrail'in kendi işgali altındaki bir toprak parçası üzerinde abluka ilan edemeyeceği ve yasal bir abluka söz konusu olmadığı için Mavi Marmara'ya yönelik saldırının da hukuka aykırı olduğu belirtiliyor.

İsrail'in can kaybına neden olmadan da bir insani yardım konvoyunu durdurabileceği düşünüldüğünde, bunun daha önceden planlanmış bir saldırı olduğu izlenimi oluşuyor.

Türkiye'nin raporunda, İsrail askerlerinin güverteye inmesinden önce ilk can kayıplarının yaşandığı da vurgulanıyor ve İsrail tarafının saldırı sonrası gemide yer alanlara yönelik 'işkence benzeri' kötü muamelesine ilişkin bulgulara yer veriliyor.

AA

İsrail'in raporundaki diplomatik kaynak

İsrail'in Mavi Marmara gemisine yönelik saldırısına ilişkin raporunun iç politika saiklerini içerdiğine işaret eden diplomatik kaynaklar, İsrailli sorumluların gelecekte olası bir uluslararası soruşturmadan kaçınma çabasına dikkati çektiler.