Kılıçdaroğlu, DTO'yu ziyaret etti

Kılıçdaroğlu, Denizli Ticaret Odası'nı (DTO) ziyaret etti. Burada bir konuşma yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP olarak yeni bir anlayışla yola çıktıklarını, sorunları tartışarak öneri getirmek ve planlama yapmak gerektiğini ifade ederek, ''Ülkemizin sorunları var. Ne yazık ki kısır siyasal çekişmeler de var. Biz, bu kısır siyasal çekişmelerin ötesinde ülkeyi nasıl kalkındırır, güvenli hale getirir, barışı, iç huzuru nasıl sağlarız, işsizliği nasıl azaltırız derdindeyiz'' diye konuştu.

1970'li yıllarda Türkiye, Yunanistan, İspanya ve Portekiz'in ekonomilerinin aynı paralelde olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şimdi bu ülkelerin kişi başına düşen milli gelirleri dikkate alındığında Türkiye'nin çok geride kaldığını belirtti. Aynı şekilde ABD kaynaklı global krizden etkilenen Brezilya, Arjantin, Hindistan ve Çin'in de gereken atılımları yapmalarına rağmen, Türkiye'nin krizin etkilerinden kurtulamadığını söyledi.

Cumhuriyet tarihinin en düşük kalkınmasının ve en yüksek borçlanmasının bu dönemde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''30 milyar dolarlık mal sattık, 400 milyar dolar üzerinde borçlandık. Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanması. Halkın refahı arttı mı? Sattığımız mallar gitti, kalkınmamız ne oldu? Şuna benziyor, bir evde oturuyorsunuz, aileniz var, buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyonu satıyorsunuz, bir de borçlanıyorsunuz. Geriye dönüp bakıyorsunuz, ortada bir şey yok. Düşünmeliyiz, biz daha sağlıklı nasıl büyümeliyiz? Bunun yolu sanayileşmeden, üretmekten, çalışmaktan geçer. Üretmezsek, çalışmazsak, hiçbir şey olmaz. Birileri mal satıyor, alıyoruz. 'Otomobil ihracatında yüksek rakamları yakaladık', peki ithalatında? Sanki ithalatı Türkiye yapmıyor? 100 liralık otomobil ihraç ediyorsak, 120 lira da ithal ediyoruz. Kendi kendimizi kandırmayalım. Tekstilde de aynı. Niçin bu tablo böyle oldu? Bu tablonun zincirleri, halkaları var. Tekstil de pamuktan başlar. Pamuğu üretmeyip ithal ederseniz, tekstiliniz her zaman dıştaki krizlere açık demektir. Ülkemizde toprak, çiftçi, gübre, ilaç, yok mu? Var. Peki niye dışarıdan pamuk ithal ederiz? Yunanistan'daki pamuk üreten köylü, köylü de bizim ülkemizdeki köylü değil mi? Yöneticinin, siyasal iktidarın, sorunları önceden görüp önlem alması lazım. Sorunları görüp önlem almazsanız, sorunlar büyür. Bizde siyasetin yaptığı budur. Sağlıklı bir yönetici, kriz çıkmadan önlem alır, risk oluşmadan önlem alır. Bizde de yer altında işçi, maden var, Avrupa'da da var. Bizde ölümler daha fazla, niçin? Biz bekleriz grizu patlasın, insanlar ölsün, sonra önlem alırız. Japonya'da da deprem oluyor, ölen yok. Onlarınki akıl, bizimki değil mi? Niye böyle oluyor? Biz yeni bir anlayışla yola çıktık. Toplumun her kesimini kucaklayacak, gelecek riskleri görerek, önlemi bugünden alacağız.''

-''TAM 4 KEZ MALİ AF ÇIKARDILAR''-

Kredi Garanti Fonu'nun çok önceden kurulması gerektiğini, sonradan kurulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ancak fonun kurulmasına rağmen çalışmadığını savundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, bu hükümet döneminde 4 kez mali af çıktığını ifade ederek, ''Açın, yurt dışında tanıdıklarınız, akrabalarınız vardır, üniversite hocaları var, sorun; dünyanın hangi ülkesinde 8 yılda 4 defa af çıkarılır? Tüccar, sanayici memnunsa niye af çıksın? Demek ki kriz var, ülkeyi iyi yönetemediğiniz için insanlar vergi, sigorta primlerini ödemekte zorlanıyorlar. Af Kanununa hiçbir siyasi parti karşı değil ama niye sık sık af çıkarıyoruz, düşünmemiz lazım. Tüccar mal alıyor, satıyorsa, geliri iyiyse vergisini öder. Hangi tüccar, maliye ve sosyal güvenlik baskısını ister, faiz yükü ister?'' diye konuştu.

CHP olarak hedeflerinin herkesin çalışması ve üretmesi olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, fabrikaların bacası tüterse ülkenin güçlü olacağını kaydetti.

Parlamentoda Türkiye'nin lehine olduğuna inandıkları bütün yasalara destek verdiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''İktidar getiriyor diye engelleyelim kaygısında olmadık. Bu ülkede insanın lehineyse biz de elimizi kaldırdık. 2 bin küsur maddelik Türk Ticaret Kanunu böyle geçti. 'AB'ye gireceğiz.' Hangi AB? -Gündüzün 12'sinde Kızılay'da, Ankara'da havi fişek attık, 'AB'ye girdik'- diye. Hangi AB'ye girdik? AB ile ilişkilerde ciddi sorunlar çıkmaya başladı. Gittik imza attık, 'Limanlarımızı, havaalanlarımızı Rum Kesimine açacağız' diye. Dedik ki; atmayın yanlış yaparsınız dedik. Attılar, şimdi bekliyorlar. 'Açmazsanız sizi almayız.' Öyle noktaya geldik ki Erzurum'da Ulusal Kurtuluş Savaşı mücadelesinin verildiği ilk meclisin toplandığı yerde beyefendi gelip, 'Kıbrıs'taki ordunuz işkencecidir' diyor. Meclis kararıyla barışı, huzuru sağlamak için gitmiş, soydaşları korumak için giden orduya, 'Sizin ordunuz işgalcidir, çıkmazsanız (AB) hayal diyor'. Niçin? Siz imza attınız, 'Havaalanlarını, limanları açacağız' diye. Korkuyoruz. Benim isteğim, kısır siyasal tartışmaların dışında, doğruları söyleyen, o yönde tavır koyan, halkı aldatmayan, soymayan, yolsuzlukların üzerine kararlılıkla giden, ulusal çıkarları savunan siyasal anlayışa destek verin. Türkiye kan kaybediyor.''