ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM: 'NEDEN TAŞERONLAŞMA VAR?' DİYE SORGULAMAK YER
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, taşeronlaşmanın bir olgu olduğuna dikkat çekerek, 'neden taşeronlaşma var?' diye sorgulamak yerine derin
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-01-21 13:37:00
Ulaştırma Bakanlığı, Türkiye Yol, Yapı, İnşaat İşçileri (YOL-İŞ) Sendikası ve Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) ile birlikte Antalya'daki Rixos Lares Otel'de 'Toplu İş SÖzleşmesi Öncesi Diyalog Toplantısı' düzenledi.
Yıldırım, toplantının sadece tarafların birbiriyle görüşmesi, bazı hususlarda mutabakat sağlamasıyla sınırlı olmayacağını, ulaştırma camiasında tarafların bölgesel ve merkezi temsilcilerinin de birbiriyle her düzeyde görüş alışverişine imkan sağlayacağını kaydetti.
Kamuda hatırı sayılır örgütlü çalışanı olan bakanlıkların başında Ulaştırma Bakanlığının geldiğini dile getiren Bakan Yıldırım, örgütlü toplum, ortak akıl ve çalışma hayatını ilgilendiren konuları istişare ederek, çözüm üretme yönünde herkese büyük sorumluluklar düştüğünü ifade etti.
Ulaştırma Bakanlığı olarak Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren kazmayla, kürekle, emek gücüyle yol ihtiyacının karşılandığını dile getiren Bakan Yıldırım, 1950'li yıllarda Karayolları Genel Müdürlüğünün kurulmasıyla birlikte yol yapımında makineli döneme geçildiğini bildirdi.
Bakan Yıldırım, 'Bugün insanımızın yaşam kalitesini artırmak, hayatını kolaylaştırmak ve trafik emniyetini sağlayacak şekilde kaliteli yol yapma prensibini sürdürmekteyiz' dedi.
Türkiye'deki 64 bin kilometrelik karayolu ağının her karışında karayolu çalışanlarının emeği, alınteri, göznuru olduğunu vurgulayan Yıldırım, karayolu çalışanlarına vatandaşlar adına teşekkür etti.
-DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ-
Gençlik yıllarında işverenle işçilerin 'adeta hasım gibi' toplu sözleşme görüşmeleri başlamadan neredeyse 8 ay önce atışmalara başladıklarını ve ilk toplantıda hemen uyuşmazlık zaptı imzaladıklarını hatırlatan Yıldırım, Türkiye'nin böyle günlerden bugünlere geldiğini ifade ederek, şunları söyledi:
'Ama demokrasi bir öğrenme sürecidir. Demokrasimiz geliştikçe sosyal sorumluluklarımız da istişare ihtiyaçlarımız da gelişiyor, paylaşacak alanlarımızın çatışacak yanlarımızdan daha fazla olduğunu görüyor, hepimiz daha çok şey öğreniyoruz. İdareciler, işverenler, çalışanlar herkes öğreniyor. Bu da örgütlü toplum yapısının gittikçe derinleşmesini, kurumsallaşmasını beraberinde getiriyor.'
Bakan Yıldırım son Anayasa değişikliğinde birçok değişiklikler yapıldığını vurgulayarak, 'Örgütlü toplum adına yapılan değişikliği önemsiyorum' dedi.
Günümüzde sendikacılığın da işveren olmanın da sorumluluğunun değiştiğini ifade eden Yıldırım, işçi, işveren ve iş yerinin her zaman birbirine muhtaç olduğunu kaydetti. Bakanlık teşkilatının da bunun farkında olduğunu anlatan Yıldırım, 'Öyle olmasa Türkiye'nin her yanında 8 yılda 80 yıla sığdırılamayan hizmetleri yapamazdık. Verilen emeğin, yapılan işin değerini bulması, takdir toplaması bizim için kazançların en büyüğüdür' şeklinde konuştu.
Aidiyet duygusu geliştirilemeyen kurumların yaşatılamayacağını belirten Yıldırım, 'Ulaştırma Bakanlığı 100 bine yakın çalışanıyla bir büyük ailedir ve aidiyet duygusu en tepedeki arkadaşımla arazide çalışan arkadaşlarım arasında yayılmıştır' dedi.
1964'ten beri 23 toplu sözleşme yapıldığını ve 24'üncüsü için gün saydıklarını vurgulayan Yıldırım, '28 Şubatta herhalde başarıyla toplu sözleşme görüşmeleri tamamlanacak. Sürecin karşılıklı anlayış içinde konuşarak, istişare ederek ve iş barışına katkı sağlayarak verimliliği arttıracak bir anlayışla sonuçlandırılması için YOL-İŞ ve TÜİS gayret gösterecektir' diye konuştu.
-'KRİZİN ETKİSİNİ AZALTTIK'-
Karayolunun sadece bir taşımacılık olmadığına işaret eden Bakan Yıldırım, ekonomik kalkınma ve refahın gelişmesinde karayolunun çok önem taşıdığını ve diğer bütün sektörlerle de yakın ilişkisi olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
'2009 krizinin ülkemizde diğer gelişmiş ülkelere nazaran daha az hasarla atlatılmasının arkasında en önemli pay, yollar için ortaya koyduğumuz yatırım programıdır. 2009'da, krizin en şiddetli olduğu yılda 2 bin kilometrenin üzerinde bölünmüş yolu tamamlayarak 400 bine yakın insanımızın doğrudan iş, aş sahibi olmasına katkı sağladık. Hem krizin olumsuz etkilerini azalttık, hem de ülkemizi Cumhuriyetimizin 100. yılına, 2023'lere hazırlayacak çok önemli altyapı projelerini geliştirdik.'
Yıldırım, artık 'Her işi ben yaparım anlayışı'nın geçerli olmadığını, uzmanlaşmaya önem verilmesi gerektiğini de söyledi. Taş üstüne taş koyan, gayret eden herkesin bu camianın birer üyesi olduğunun altını çizen Bakan Yıldırım, çalışma anlayışlarında hiç kimseyi ötekileştirmediklerini kaydetti. Yıldırım, 'Üretilen eser ortak çabanın, gayretin, aklın bir ürünüdür. Aynen bir zinciri oluşturan halkalar gibi, zincirin kuvveti en zayıf halkanın kuvvetiyle ölçülür' diye konuştu.
Taşeronlaşmanın bir olgu olduğuna dikkati çeken Bakan Yıldırım, şöyle devam etti:
'Bu olguyu 'neden taşeronlaşma var' diye sorgulamak yerine derinliğine inmeli. Bu bir sonuçtur. Bunun neden olduğunu sorgulamak ve buna göre uzun vadede daha sağlıklı sonuçlar elde etmek istişare toplantılarında ele alınması gereken konuların başında gelmelidir. Eşit işe eşit ücret, çalışma hayatımızın muhafaza edilmesi, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bunu birbirimizi kırıp dökmeden başarmak zorundayız.'
-TÜRK-İŞ GENEL BAŞKANI KUMLU-
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu da sosyal diyaloğun çözüm odaklı bir yaklaşım olduğunu belirterek, Türkiye'de işçi, işveren ve hükümet arasındaki üçlü diyalog süreçlerinin 1990'lı yıllardan itibaren gelişmeye başladığına dikkati çekerek, 'Sosyal taraflar ülkemizde sosyal diyaloğa olumlu yaklaşmaktadır. Ancak ülkemizdeki sosyal diyalog süreç ve kurumlarının temsil ve kapasite açısından önemli sorunları bulunmaktadır' dedi.
Örgütlenmenin önündeki engellerin tarafların temsil gücünü zayıflattığını ifade eden Kumlu, bunun işbirliğinin kurumsallaşmasını, karşılıklı güveni ve işbirliği imkanlarını zayıflattığını kaydetti.
Toplantının geniş tartışmaları beraberinde getiren Torba Yasa Tasarısı'nın TBMM Genel Kurulunda görüşülmesinin arefesinde yapıldığını belirten Kumlu şunları ifade etti:
'Bildiğiniz gibi bu tasarıda İl Özel İdarelerinde ve belediyelerde çalışan işçilerin Milli Eğitim Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü taşra teşkilatına devredilmesi hükmü yer alıyordu. YOL-İŞ Sendikamızın üstün duyarlılığı ve kararlılığı ile TÜRK-İŞ'in öncülüğünde bu yanlış uygulamanın önüne geçilmiş ve sözkonusu işçilerin karayollarına devredilmesi sağlanmıştır. Aynı kapsamda bulunan belediye işçileri için de aynı çaba sarf edilmiş ancak benzeri bir sonuc elde edilmemiştir. Bunun da sorumlusu elbette ki hükümettir.'
-TÜHİS GENEL BAŞKANI ÇİÇEK-
TÜHİS Genel Sekreteri Adnan Çiçek ise diyaloğun olmadığı yerlerde ortak aklın devreye giremeyeceğini ve sorunların çözülemeyeceğini söyledi. Çiçek, sosyal diyalog mekanizmasının işlemesi için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini vurguladı. Küreselleşmenin getirdiği sorunlarının çözümünün sosyal diyalog mekanizmalarını işletmekten geçtiğine vurgu yapan Çiçek, duble yol çalışmalarıyla çağın en önemli hizmetinin verildiğini belirtti.
Türkiye Yol İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar da 14. toplu iş sözleşmesi öncesi düzenlenen toplantının önemine işaret ederek, 'Diyalog demokrasi kültüründen beslenen sihirli bir sözcüktür. Doğası gereği sosyal diyaloğun bir yüzü tartışma diğer yüzü mutabakattır' dedi.
Kamuda taşeronluk sistemini Türkiye'nin çıkarları açısından doğru bulmadıklarını vurgulayan Ağar, bu sistemin iş kazalarının artmasına, üretim kalitesinin düşmesine ve iş yerlerinde adaletsizliğe neden olduğunu savundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara