Sıradaki Tunuslar
Tunus'daki kaosun, diğer ülkelerde yaşanan benzer olaylarla ilgisi var mı?
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-01-21 21:10:38
İktidar: Abdülaziz Buteflika 1999’dan bu yana Cezayir devlet başkanı. 2009’da üçüncü bir dönem daha seçilmesi için anayasayı değiştirdi ve muhalefetin boykot ettiği seçimlerde oyların büyük çoğunluğunu alarak yeniden seçildi. Son zamanlarda, 73 yaşındaki başkanın sağlığına –yani çok gizli tutulan bir devlet sırrına– ilişkin endişeler arttı ve kardeşinin, Buteflika’nın yerine geçme peşinde olduğu dedikoduları dolaşıyor. Buteflika, on yıl boyunca süren Cezayir iç savaşının sonunda iktidar oldu, ardından da Avrupalı ve Afrikalı güçlerle ilişkiler geliştirmeye çalıştı; ancak “İslamî Mağrib’de el-Kaide” ile ilişkilendirilen İslamcı ayaklanmayı kontrol altına almada başarısız olmakla ve yönetimi altındaki Cezayir’in demokratik kurumlarını sağlam bir erozyona uğratmakla suçlandı.
Uyarı alametleri: Tunus’ta olduğu gibi, gıda fiyatları ve yaygın işsizlik meseleleri nedeniyle Cezayir’de de Haziran ayının başında ayaklanmalar meydana geldi. Hükümet süt, şeker ve unda zam açıklaması yapınca kargaşa iyice alevlendi. Güvenlik güçlerine taş atan ve bir polis merkezini yakan binlerce genç başkent Cezayir’de ayaklandı. Cezayir, Avrupa’nın gaz ihtiyacının %20’sini karşılıyor ve vatandaşları da bu gelirlerden eşit bir şekilde pay alamamaktan muzdarip. Geçtiğimiz hafta, Tunus’taki durum doruk noktasına ulaşmışken, Cezayir’in oldukça büyük olan iç güvenlik güçleri ayaklanmayı kontrol altına almış gibi görünüyordu. Ancak beş Cezayirli adamın, Aralık ortasında kendini yakarak intihar eden Tunuslu üniversite mezunu Muhammed Buazizi’yi taklit ederek kendilerini ateşe vermeleri ile birlikte işler iyice karıştı.
Buteflika rejimi her ne kadar sevilmiyor ve demokratik değil ise de, kitlesel bir muhalefet hareketinin oluşmasına imkan tanımayan Zeynelabidin bin Ali’ninki kadar baskıcı da değil. bunun yanında, Cezayir’in güçlü ticaret birliklerinin ya da muhalefet gruplarının, an itibariyle çoğunlukla işsiz gençlerden müteşekkil isyancıları desteklediğine dair bir işaret de yok. Buteflika, muhtemelen Bin Ali’ye benzetilmekten kaçınma çabası olarak Tunus’un yeni hükümetine başarı diledi.
MISIR
İktidar: Başkan Hüsnü Mübarek, görev süresi boyunca siyasi sistemi yönlendirme imkanı sağlayan sıkıyönetim kanunlarının yürürlükte olduğu son otuz yıldır Kahire’yi yönetti. Lakin 82 yaşındaki firavunun gücü elinden kayıp gidebilir. Mübarek’in kötü sağlığı ile ilgili dolaşan dedikodular, yerini kimin dolduracağı meselesine ilişkin -başta oğlu Cemal ile kudretli istihbarat şefi Ömer Süleyman arasında olmak üzere- siyasî entrikaların fitilini ateşliyor.
Uyarı alametleri: Çileden çıkan vatandaşların, Muhammed Buazizi’nin intiharının neden olduğu popüler protestoları tekrarlamak istemeleriyle Mısır, geçtiğimiz günlerde bir intihar dalgasına şahit oldu. Üçüncü intihar, 25 yaşında bir gencin İskenderiye’de bulunan evinin en üst katında kendini ateşe vermesi ile gerçekleşti. Genç yanıklarından dolayı öldü.
Aynı günün erken saatlerinde 40 yaşında bir avukat, aktarıldığına göre ülkedeki gıda fiyatlarında meydana gelen artışla ilgili sloganlar atarak canına kıymaya teşebbüs etti. Bir önceki gün, hükümeti protesto eden bir adam da keza parlamento önünde kendini ateşe verdi. Her ikisinin de yaşayacağı sanılıyor. Bununla birlikte Mısır Dışişleri Bakanı Ebu’l-Geyt, Tunus’taki karışıklığın Mısır’a sıçrayabileceği yorumlarına hiddetle karşı çıkarak bunları “saçmalık” olarak niteledi. Ona göre böyle bir kıyas “fantazi kurmak ve ortalığı ateşe vermeye çalışmaktan” ibaretti. Diğer Mısırlı siyasetçiler ise farklı sinyaller verdiler. Başkanlığa talip ve eski Uluslararası Atom Enerjisi Başkanı olan Muhammed el-Baradey, Tunus’taki olayların ardından Mısır’da değişimin “kaçınılmaz” olduğunu söyledi.
LİBYA
İktidar: 1969’da bir askeri darbe ile iktidara gelen Muammer Kaddafi, dünyanın en uzun süre devlet başkanlığı yapan adamı. Libya, insan hakları ihlalleri ve anti-demokratiklikte mütemadiyen listenin üst sıralarında yer aldı. Basın özgürlüğünün olmadığı ve sadece göstermelik muhalefet partilerinin olduğu totaliter bir devlet olan Libya’da, Kaddafi’nin yönetim felsefesini anlattığı Yeşil Kitap’ına neredeyse bir kutsal metinmiş gibi yaklaşılıyor. Geçtiğimiz yıllarda iç çekişmelere müsamaha gösterildiğine ve nükleer programından vazgeçmesinden sonra Libya’nın uluslararası meselelerde kısmen daha az parya muamelesi gördüğüne dair bazı işaretler göründü. Bu reformlar muhtemelen siyasi görüşleri babasına kıyasla biraz daha adil ve demokratik olan ve çoğu gözlemcinin Kaddafi’nin veliahtı kabul ettiği oğlu Saif tarafından gerçekleştirilmiştir.
Uyarı alametleri: Dışarıdan Libya ile ilgili güvenilir bilgi edinmek zor, ancak son günlerde el-Beyda şehrinde sloganlar atılıp ateş yakılan protestoların olduğuna ilişkin -Youtube’a gönderilen videoların yanında- bazı raporlar var. Bu aşırı baskıcı ülkede sokak gösterileri şimdiye kadar duyulmamış bir olaydı.
Muhtemelen, gıda fiyatlarındaki artışın, komşu Cezayir ve Tunus’ta kışkırttığı isyanların önüne geçmek için Libya hükümeti, ithal edilen gıda maddelerinde vergi indirimine gitti.
Kaddafi, 15 Ocak’ta bir televizyon programında, doğrudan Tunus’taki olaylardan bahsederek “isyancıların neden Tunus’ta gerçekleşen dönüşüme zarar verdiğini” sordu. Ayrıca “kaos yaratmak için yalancı büyükelçiler tarafından yazılan bilgileri yayınlayan Wikileaks”i suçladı. Sızan Dışişleri Bakanlığı evrakları, Libyalı liderlere ilişkin bir hayli rahatsız edici bilgiler içeriyordu ki bunlardan meşhuru da “albenili sarışın” bir Ukraynalı hemşire ile olan yakın ilişkisiydi. Son görüşmelerinde Zeynel Abidin’in “sevgili kardeşim” dediği Kaddafi, Tunus’ta hükümetin düşüşünden epey alınmış görünüyor.
Libya sokaklarındaki sahnelerin ardından, Kaddafi ailesi içindeki hengameye de bakmaya değer. Tavizsiz rejim yanlılarının ve Saif’in küçük kardeşi olan ve Libya’daki en güçlü güvenlik birimlerinden birinin başında bulunan Mutessim’in, büyük kardeşin reform projesini ortaklaşa geri püskürtmekte olduklarına dair işaretler var. Saif, geçtiğimiz günlerde başını çektiği bir insan hakları cemiyetinden istifa etmek zorunda bırakıldı ve onun gazetesinde çalışan muhabirlerden biri tutuklandı. Bunun ötesinde bir dengesizlik bir kardeşin, diğerinin pozisyonunu zora sokması fırsatını sağlayabilir.
SUDAN:
İktidar: Görevde bulunduğu 20 yıllık süre boyunca başkan Ömer el-Beşir, muhalifleri bölerek ve rejime yönelik siyasi tehditleri kırarak, ustaca böl ve fethet stratejisini takip etti. İktidarda geçen ilk 15 yılına Kuzey-Güney hattında meydana gelen iç savaş damgasını vurdu. Sonrasında, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne göre, 2000’lerin başında Cancavidleri silahlandırarak Darfur isyancılarını püskürttü.
Güney Sudan şu anda, Kuzey’den ayrılıp ayrılmyacaklarını gösterecek olan referandumun sonuçlarını bekliyor. Beşir referandumdan çıkacak sonuçlara saygı göstereceğine söz verdi, tabi kimse sözüne sadık kalıp kalmayacağını bilmiyor. –Her ne kadar genellikle basın üzerinde baskı ve muhaliflere karşı sindirme durumu mevcutsa da– şu an başkent Hartum’un da bulunduğu Kuzey, Beşir’in popüler olduğu tek bölge. Çoğu muhalefet partisinin adil bir seçim olmayacağından korkarak seçime girmemesinin ardından Beşir, geçen yıl kolaylıkla yeniden seçilebildi.
Uyarı alametleri: Beşir, geleneksel kalesinde bile dostsuz kalabilir. Protestocuların 17 Ocak’ta sokaklara dökülmesinden sonra, muhalefet lideri Hasan el-Turabi Beşir’e AFP aracılığı ile bir mesaj verdi: Tunus’ta olan bir ihtardır. Bunun Sudan’da da olması muhtemel. Eğer olmazsa, çok kan dökülecek.”
Aslında, karakteristik gücüne karşın Beşir’e yönelik tehditler bağlayıcı nitelikte. 9 Ocak’ta ülkenin güneyi, büyük Sudan’dan ayrılıp ayrılmayacaklarını görmek için oy vermeye başladı. Beşir açısından risk büyük, zira ülke petrollerinin çoğu, varsayılan sınırın güneyinden geçiyor. Kuzey Sudan’da ise ekonomi konusundaki huzursuzluk giderek daha da kaynıyor. Beşir, mevcut bütçe açığı ile baş etmeye çalışıyor, ki yönetimi bunu petrol ve temel gıdalara yönelik verdiği mutlak desteği keserek yapmaya çalıştı. Öğrenciler de artan gıda fiyatlarını protesto etmek için sokaklara döküldü.
Gene de halen Sudan ufuklarında olası bir devrim görünmüyor. Turabi, Tunus’taki halk hareketini açıkça övdükten ve Sudan’da reform çağrısı yaptıktan sonra, pek çok muhalefet lideri ile birlikte Salı sabahı tutuklandı.
ÜRDÜN:
İktidar: Ürdün Kralı II. Abdullah, kayda değer bir Amerikan müttefiki ve Ortadoğu projesinde İsrail’in önemli bir muhatabıdır. Amerikan eğitimi almış ve Star-Trek hastası Abdullah, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Ürdün’ü yöneten Haşimî hanedanlığının dördüncü üyesi. Bununla birlikte, “tahmin edilemeyen yeni parlamento” ve çift haneli işsizlik rakamları, bazı analistlerin Abdullah’ın iktidarını sorgulamasına neden oldu.
Uyarı alametleri: 16 Ocak’ta 3000’den fazla Ürdünlü, hükümetin ekonomi politikalarını protesto etmek için başkent Amman sokaklarına döküldü. Taşıdıkları pankartlarda “Ürdün sadece zenginlerin değil”, “Ekmek kırmızı çizgidir”, “Sefalet ve öfkemize dikkat” gibi uyarılar yazıyordu. Protestocuların istifaya çağırdığı Başbakan Samir Rifai’nin hükümeti heli hazırda, şeker ve pirinç gibi temel gıdalara yönelik 225 milyon dolarlık bir ek destek paketi açıkladı. Bununla birlikte protestocular, ülkenin güvenlik birimlerinden şiddetli bir tepki gelebileceğinden korktukları için doğrudan kralı eleştirmekten kaçınıyorlar.
Ürdün Kraliçesi Rania, Twiter’da “Tusun’ta olanları yakından takip ediyor ve halkı için sükunet ve istikrar diliyorum” mesajını girdikten sonra, çevrimiçi bazı vatandaşlarından düşmanca mesajlar aldı. Bir Twiter kullanıcısı ise, Tunus devlet başkanının ülkesinden kaçtıktan sonra sığındığı Suudi Arabistan şehrini işaret ederek, “Cidde’de bir saray yapmaya başla!” şeklinde cevap verdi.
Çeviren: Muttalip Tütüncü / Ekopolitik
Haber Ara