DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BAĞIŞ: (1) -'TÜRKİYE, YAKLAŞIK 8 YILDIR ÜYESİ O
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin, yaklaşık 8 yıldır üyesi olduğu AB çerçeve programları kapsamındaki Marie-Curie U
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-01-21 22:15:00
Columbia Üniversitesi Türkiye Kulübünün, Conrad Otel'de düzenlediği toplantıya katılan Bağış, farklı Amerikan üniversitelerinin mezunlarıyla birlikte olmaktan çok büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
Bağış, New York eyaletinin en eski yüksek öğrenim kurumu olan Columbia Üniversitesinin, dünyanın en saygın ve önemli üniversitelerinden biri olduğunu belirterek, böyle köklü bir üniversitenin Türkiye Kulübü başkanlarından İlknur Aslan'a ve Zeynep Başak'a da organizasyonları için ayrıca teşekkür ettiğini kaydetti.
-'ÜLKEMİZİN DE KALKINMASINA BÜYÜK KATKILAR SAĞLIYORSUNUZ'-
Öncelikle bu üniversiteden mezun olanlarla gurur duyduğunu ifade eden Bağış, 'Her biri ayrı önemli mevkilerde bulunan sizler, sadece ülkemizi yurt dışında temsil etmekle kalmıyor, edindiğiniz bilgi birikimi ve donanımla ülkemizin de kalkınmasına büyük katkılar sağlıyorsunuz. Bu ülkenin bir bakanı olarak sizlere bu donanımınızı Türkiyemiz için kullandığınız için teşekkür etmek istiyorum' dedi.
Kendisinin de hayatının önemli bir bölümünü Amerika'da geçirerek eğitimini tamamladığını bildiren Bağış, 'Ben de sizler gibi Türkiye'ye hizmet etmek için ülkeme döndüm. Amerika'da Türk-Amerikan Dernekler Federasyonu Başkanlığı görevim dolayısıyla da her zaman Amerika'da yaşayan ve öğrenim gören vatandaşlarımızla iç içeydim. Türkiye'ye döndükten sonra da görüşme trafiğimiz her zamanki gibi devam etti ve nitekim bugün de sizlerle beraberim. Dolayısıyla sizlerin umutlarını, kaygılarını, düşüncelerini, hislerini ben de paylaşıyorum' diye konuştu.
Bugün Amerika'nın hiç şüphesiz eğitim ve bilimsel araştırmanın merkezi olduğunu anlatan Bağış, dolayısıyla Amerika'da eğitim gören öğrencilerin çokluğunun, bilim dünyasındaki en son gelişmeleri takip etmeleri ve bilimsel bilgiye vakıf olmaları açısından son derece önemli olduğunu söyledi.
-'AMERİKA'DA EĞİTİM GÖREN YABANCILAR İÇİNDE TÜRKLER 10. SIRADA'-
Uluslararası Eğitim Enstitüsünün verilerine göre, 2010 yılında Amerika'da eğitim gören Türk öğrenci sayısının 12500 civarında olduğunu kaydeden Bağış, şunları söyledi:
'Bu sayı, Amerika'da eğitim gören yabancılar içinde Türklerin 10. sırada yer almasını sağlıyor. ABD'de eğitim gören yabancıların en çok Çin, Hindistan, Güney Kore, Türkiye gibi hızlı büyüyen ve potansiyeli yüksek olan ülkelerden olması sanırım bir rastlantı değildir. Ülkemizin yakalamış olduğu kalkınma hızında, hiç şüphesiz sizler gibi çok iyi eğitim almış gençlerimizin önemli bir katkısı vardır. Biz göreve geldiğimizde bir şeyin çok iyi farkındaydık. Eğer büyük bir ülke olacaksak, böylesi genç bir nüfusa sahip olmanın sağladığı avantajı kullanmamız gerekiyordu. Bu da öncelikle gençlerin eğitim seviyelerini artırmakla olacaktı.'
Bağış, ayrıca, yurt dışında çalışan veya eğitim gören çok yetenekli ve birikimli gençleri Türkiye'ye tekrar kazandırmaları ve dolayısıyla beyin göçünü tersine çevirmeleri gerektiğinin farkında olduklarını kaydetti.
Bu yönde atılan önemli bir adımı örnek vermek istediğini vurgulayan Bağış, şöyle konuştu:
'Türkiye, yaklaşık 8 yıldır üyesi olduğu AB Çerçeve Programları kapsamındaki Marie-Curie Uluslararası Yeniden Entegrasyon Hibeleri ile tersine beyin göçü faaliyetlerine destek sağlamaktadır. Bu program, Avrupa dışındaki gelişmiş ülkelerde ikamet eden, doktora ya da yüksek lisans sahibi insanları Avrupa'ya çekmeyi amaçlamaktadır. Ülkemiz, 2007-2010 yılları arasında Avrupa'da bu programdan en fazla yararlanan ikinci ülke konumundadır. Toplamda 96 araştırmacının projesini yürüttüğü bu program kapsamında gelen araştırmacıların birçoğu ABD'den dönüş yapmıştır. Türkiye ayrıca, 2010 yılı Mart ayında kapanan son çağrıda, Avrupa dışından en çok araştırmacı çeken ülkeler arasında da ilk sırayı almıştır. Kısa bir süre içerisinde Avrupalı rakiplerimiz arasından sıyrılarak en üst sıralara çıkmayı başaran ülkemiz, bu yolla çeşitli nedenlerle ülkemizi terk etmiş parlak Türk beyinlerinin de geri dönmelerini sağlamaktadır.'
Türkiye'nin, büyüdükçe eğitimli gençlere çok daha fazla ihtiyaç duyduğunu belirten Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Biz gençlerimizin en iyi eğitimi almalarını arzuluyoruz. Gerek ülkemizde gerekse yurt dışında gençlerimizin iyi eğitim görmelerini teşvik eden politikalar üretiyoruz. Çünkü biliyoruz ki gençlerimizin vizyonu genişledikçe ülkemizin vizyonu genişliyor, onların ufku açıldıkça ülkemizin ufku açılıyor. Artık sizler gibi iyi üniversitelerden mezun arkadaşlarımız, yurt dışında yüksek lisans, doktora yapmış arkadaşlarımız, sadece büyük kentlerdeki üniversitelerimizde değil, Anadolu üniversitelerimizde de görev yapmaya başladı. Böylelikle üniversitelerimizin kalitesi de arttı. Sizlerin emekleri sayesinde bizim yakın gelecekteki hedefimiz, daha fazla üniversitemizin dünyanın ilk 500 üniversitesi arasına girmesini sağlamaktır.'
-KAMUDA ÇALIŞAN PERSONELİ TEŞVİK-
Bağış, eğitime verdikleri önemin bir diğer göstergesinin de kamuda çalışan personeli yüksek lisans ve doktora yapmaları konusunda teşvik etmek olduğunu belirterek, bürokratların, kamu görevlilerinin 10 yıl öncesinden çok daha donanımlı ve birikimli olduğunu, bunun gelişen Türkiye'nin vizyonuna yakışan bir durum olduğunu vurguladı.
Bakanlığı dönemimde, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği personelinin de eğitimine ayrı önem verdiğini anlatan Bağış, 'Türkiye'de bu kapsamda bir ilke imza attık. Dünyanın en saygın üniversitelerinden biri olan Harvard Üniversitesi ile gerçekleştirdiğimiz protokol çerçevesinde artık her yıl Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinden uzman bir arkadaşımızı Kennedy School of Government'ta kamu yönetimi alanında yüksek lisans eğitimi almaya gönderiyoruz' diye konuştu.
Egemen Bağış, sözlerine şöyle devam etti:
' Ayrıca, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde iyi donanımlı AB uzmanları, geleceğin Türk avrokratları ve AB vizyonlu iş adamlarını yetiştirmek amacıyla geçtiğimiz yıl Avrupa Koleji ile başlatılan programla gençlerimize 12 adet burs temin edilmiştir. 2011-2012 akademik yılı için özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından sağlanmış olan burs sayısı şu ana kadar 14'e ulaşmıştır. Bu sayının artacağını tahmin ediyoruz. Türkiye-AB ilişkilerinin en heyecan verici, en renkli boyutlarından biri de Jean Monnet burs programıdır. 20 yılda yaklaşık 1180 Türk genci bu burs sayesinde Avrupa'da eğitim alma imkanına kavuşmuştur.'
SON VİDEO HABER
Haber Ara