İki ülke ilişkilerine egemen olan rekabet ve kuşkulara rağmen, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun Washington ziyaretinin ilk gününde, milyarlarca dolarlık yeni ticaret anlaşmaları sonuçlandırıldı.
ABD Başkanı Barack Obama, küresel ekonomiyi güçlendirmek ve uluslararası sorunlara çözüm getirebilmek için ABD ve Çin’in ilişkilerini güçlendirmesi gerektiğini söyledi, dostluk ve işbirliği mesajları verdi.
Obama'nın 21. yüzyıl vizyonu
Çin Devlet Başkanı Hu’yu Beyaz Saray’da en üst düzeyde ağırlayan Amerikan Başkanı Obama, Çin’in dünyanın en büyük güçlerinden biri haline gelmesini memnuniyetle karşıladıklarını, yeni dönemi “dostça rekabet” dönemi olarak görmek istediklerini söyledi.
Obama, ABD'nin en fazla dışalım gerçekleştirdiği ülke olan Çin’den, piyasalarında ABD şirketlerine daha fazla esneklik göstermesini isterken sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aramızda sağlıklı bir rekabet, iki ülkenin de inovasyonda ilerlemesini, rekabet gücünü artırmasını beraberinde getirecektir. 21. yüzyılda ilişkilerimiz için böyle bir vizyon görüyorum ve bugün bu yönde büyük ilerleme gerçekleştirdik.”
ABD Başkanı Obama, Çin liderinin Amerikan firmalarının Çin'deki ihalelerde ayrımcılığa uğramaması için çaba göstereceğini söylemesinden, fikrî mülkiyet haklarını ihlal eden firmalarla mücadele sözü vermesinden de memnuniyet duyduğunu kaydetti.
Ziyaretin ilk gününde, Çin'in ABD'den 45 milyar dolarlık alım gerçekleştirmesini öngören anlaşmaların sonuçlandırıldığı duyuruldu. Bu kapsamda Çin, Amerikan havacılık devi Boeing'den de 200 yolcu uçağı satın alacak. İmzalanan anlaşmalar, derin bir kriz yaşayan ABD ekonomisinde, 235 bin kişilik bir istihdamın korunmasını sağlayacak.
Kur konusunda uzlaşma yok
Çin Devlet Başkanı Hu’nun ziyaretinde, ABD'nin uzun süredir şikayetçi olduğu kur politikası konusunda ise somut bir sonuç çıkmadı. ABD yönetimi, Çin'in ihracatta avantajını sürdürmek için para birimi Yuan'ın değerini oldukça düşük tuttuğunu öne sürüyor ve Pekin'i eleştiriyordu.
ABD'li imalatçılar, Yuan'ın değerinin yüzde 40 kadar düşük olduğunu, bunun Çin ürünlerini ABD'de ucuz ve ABD mallarını Çin'de pahalı yaptığı için Çin'e çok büyük avantaj sağladığını savunuyorlar.
2010 yılının ilk 11 aylık döneminde Çin'in ABD'ye ihracatı 334 milyar dolar olurken, ABD'den ithalatı 81 milyar dolar düzeyinde kalmıştı.
Güven verici adımlar
Çin Devlet Başkanı Hu'nun ziyaretinde ekonomik ilişkiler ön plana çıkarken, güvenlik konuları da masaya yatırılıyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin'in son yıllarda savunma harcamalarına ve gizli silahlanma projelerine ağırlık vermesi, ABD'de dikkatle izleniyor.
İki ülke arasında askeri ve güvenlik alanında diyaloğun oluşturulması konusunda Hu'nun ziyareti sırasında somut bir adım da atıldı. İki ülke arasında nükleer güvenlik alanında işbirliği için Çin'de ortak eğitim merkezi kurulması konusunda uzlaşmaya varıldı.
İnsan hakları sorunları
Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun dört günlük ABD ziyaretinde bir başka önemli konuyu da insan hakları oluşturuyor.
ABD Başkanı Obama, ziyaretin ilk gününde ortak basın toplantısında, diplomatik ifadelerle Çin'i özgürlükler ve insan hakları alanında adım atmaya çağırdı. Hu, Obama'nın eleştirilerine katılmazken, özgürlükler konusunda yapmaları gereken “çok şey” olduğunu bildiklerini söyledi.
Hu'nun bugün ABD Kongresi'nde yapacağı temaslarda insan hakları konularında daha sert eleştirilerle karşı karşıya kalması bekleniyor.
Nobel Barış Ödülü sahibi Çinli demokrasi savunucusu Liu Şiaobo halen tutuklu bulunuyor.
ABD Başkanı Barack Obama'nın dün Çin Devlet Başkanı Hu onuruna verdiği yemek, bazı Kongre üyeleri tarafından protesto edilmişti. Boykotçulardan, Demokratlar'ın Senato Çoğunluk Lideri Harry Reid, Hu için “diktatör” demiş, sonra ifadesini geri çekmişti.
Alman basınında ziyaretle ilgili yorumlar
Dört günlük bir ziyaret için Washington'da bulunan Çin Devlet Başkanı Hu Jintao'nun temasları gazetelerin yer verdiği bir başka konu. Schwäbische Zeitung, konuyu şöyle yorumluyor:
"Bütün dünya Çin Devlet Başkanı ve Komünist Parti Başkanı'nın ziyaretinin, iki ülke arasındaki ilişkinin iyileşmesine yardım edeceğini umut ediyor. İklim değişimi, Kuzey Kore, nükleer silahların yayılmasının engellenmesi, bu iki büyük güç olmaksızın çözümlenemeyecek sorunlardan birkaçı."
Ostthüringer Zeitung ise geçen yıl Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen Çinli muhalif Liu Şiaobo'nun ödülü almak için yurtdışına çıkışına Çin yönetimince izin verilmediğini hatırlatarak şu görüşleri savunuyor:
"Oslo'daki ödül töreninde boş kalan sandalye, Nobel Barış Ödülü sahibi Barack Obama için, Çin'in vatandaşlık hakları konusundaki sansasyonel eksikliklerini açık ve net bir şekilde dile getirme yükümlülüğü olmalı."
Schweriner Volkszeitung ise aynı konuyla ilgili yorumunda, Çin'in gerekli gördüğü hallerde kendi çıkarlarını uluslararası devletler topluluğunun çıkarlarından üstün tutacağı görüşüne yer veriyor:
"Hu, gelecekte ilişkileri karşılıklı saygının belirlemesi gerektiği yönündeki ifadesiyle aslında şunu kastetti: Çin büyük tavizler verme niyetinde değil, buna sıcak bakmıyor."
DW