Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

DEVLET BAKANI ÇAĞLAYAN:(2) -'ARA MALLARINDA EN ÖNEMLİ KALEM OLAN ENERJİ GİRDİL

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ara mallarında en önemli kalem olan enerji girdilerinin Türkiye'nin olmazsa olmaz ithalat kalemi olduğunu be

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-01-19 12:16:00

DEVLET BAKANI ÇAĞLAYAN:(2)  -'ARA MALLARINDA EN ÖNEMLİ KALEM OLAN ENERJİ GİRDİL
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ara mallarında en önemli kalem olan enerji girdilerinin Türkiye'nin olmazsa olmaz ithalat kalemi olduğunu belirterek, '11 ayda 34 milyar dolara ulaşan ve yıllık olarak 38 milyar dolar olarak gerçekleşmesini beklediğimiz enerji kaynakları ithalat zorunluluğumuz olmasa, hem dış ticaret açığımız makul seviyelere inecek, hem de pek çok sektörde ve ülkede net ihracatçı konumunda olabileceğiz' dedi.
Çağlayan, ithalat rakamlarını analiz ettiği basın toplantısında yaptığı konuşmada, ithalatın, Türkiye'de yıllardır konuşulmaktan çekinilen, adeta tabu kabul edilen bir konu olduğunu söyledi.
Dış ticaretten sorumlu bakanlara, 'Hep 'ihracat' diyorsunuz, hiç ithalattan söz etmiyorsunuz' denildiğini hatırlatan Çağlayan, ithalatın, kötü bir şeymiş gibi gösterildiğini, kabul edildiğini anlattı.
İthalatın da, ihracat gibi, üretim gibi sadece Türkiye'nin değil, dünyanın gerçeği olduğunu ifade eden Çağlayan, her ülkenin her malı üreteceği kuralı bulunmadığının altını çizdi. 'Bugün kimsenin kimseyi ithalat yapıyor diye eleştirme hakkı yoktur' diyen Çağlayan, şöyle devam etti:
'Dediğim gibi, ithalat da ekonomik bir araçtır ve sonsuza dek devam edecektir. Size küçük bir örnek vereyim, DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü) verilerine göre 2010 yılında Çin 1,6 trilyon dolarlık ihracatı yapabilmek için 1,4 trilyon dolarlık ithalat yapmak zorunda kaldı. Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD, 2010'un 11 ayında 1,2 trilyon dolar ihracat yaparken, 1,8 trilyon dolarlık ithalat yaptı. Evet, Türkiye de ithalat yapıyor. Evet, pek çok ülkenin olduğu gibi, Türkiye'nin ithalatı, ihracatından daha fazla. Ben de eski bir iş adamı olarak, ithalatın ihracattan daha fazla olmasından rahatsız oluyorum. Ben de herkes gibi dış ticaret açığı değil, fazlası vermek istiyorum. Ancak, bütün bunlar sadece istemekle, arzu etmekle olmuyor. Çalışmakla, çabalamakla oluyor.
Keşke bugün Türkiye'nin ithalatını eleştirenler, ben Bakan olarak küresel krizin göbeğinde 2009 yılında bu uyarıları yaparken, olan biteni daha gerçekçi değerlendirip, tersine propaganda yapmasalardı. Merkez Bankası'nın o zaman elinde çok büyük fırsat varken, hatalı para politikasıyla yüksek faizde inat ettiği, fiyat istikrarı adına kurun düşük kalmasına müsaade ettiği günlerde bugün dediklerini söyleyebilselerdi. O zaman kurumları daha itibarlı hale gelirdi.'

-47 BİN İHRACATÇI 51 BİN İTHALATÇI FİRMA VAR-

Zafer Çağlayan, TÜİK'in 2009 yılı verileri üzerinden yaptığı 'Girişimci özelliklerine göre Dış Ticaret İstatistikleri' çalışmasına göre, 47 bin 352 ihracatçı, 51 bin 627 de ithalatçı firma bulunduğunu, ihracatın yüzde 60'ını 250'den az çalışanı olan KOBİ'lerin yaptığını, ithalatın yüzde 60'ını 250'den fazla çalışanı olan şirketlerin gerçekleştirdiğini bildirdi.
TÜİK verilerine göre, 2009 yılında 21 bin 662 firma tek ülkeye ihracat yaparken 7 bin 934 firmanın 2 ülkeye, 8 bin 928 firmanın ise 3-5 ülkeye ihracatı bulunduğunu, 20 üzeri ülkeye ihracat yapan firma sayısının ise bin 697 olduğunu ve bu firmaların da ihracatın yarısından fazlasını gerçekleştirdiğini kaydeden Çağlayan, ithalat boyutunda ise; 2009 yılında 23 bin 518 firmanın tek ülkeden, 8 bin 930 firmanın 2 ülkeden, 10 bin 122 firmanın ise 3-5 ülkeden ithalat gerçekleştirdiğini, 20 ve daha fazla ülkeden ithalat yapan firma sayısının ise 985'de kaldığını bildirdi.
Çağlayan, toplam ithalatın yüzde 51,7'sini bu 985 firmanın yaptığına dikkati çekti.
Dış Ticaret Müsteşarlığı olarak yaptıkları çalışmalara göre de; 2010 yılının 11 ayında 48 bin 719 firma ihracat yaparken 53 bin 710 firmanın ithalat yaptığını, toplam ihracatın yüzde 48'ini 100 milyon dolar ve üzerinde ihracat gerçekleştiren 245 firmanın gerçekleştirdiğini, ihracatların da 49 milyar dolara ulaştığını anlatan Çağlayan, şunları kaydetti:
'100 milyon doların üzerinde ithalat yapan firma sayısı ise 422'ye ulaşırken, ithalat miktarları 105,6 milyar dolara, genel ithalat içindeki payları da yüzde 64,2'ye ulaşmaktadır. İthalatımızda ilk 50 firma genel ithalatın yüzde 36,4'ünü yaparken, ihracatta benzer orana yüzde 37,9, ancak 100 ihracatçı firma ulaşabilmiştir.
Şimdi gelelim işin bam teline, ithalatımızın ürün kompozisyonuna, ana sektör sınıflandırmasına... Yatırım mallarının toplam ithalatı 2010 yılı Ocak-Kasım döneminde 24,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup bu kapsamda, ağırlıklı olarak ülkemizde üretimi bulunmayan makine teçhizat ve benzeri yatırım malları ithalatı yapılmaktadır. Aynı dönemde 10,5 milyar dolarlık yatırım malı ihracatı gerçekleştirilmiştir. 14,5 milyar dolarlık açık bulunan yatırım mallarında ülkemiz net ithalatçı konumdadır.
Tüketim mallarındaki ithalatımız da 11 ayda 21,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Tüketim mallarının başında 5,7 milyar dolarla otomotiv sektörü yani binek araçları yer almaktadır. Bunu tıpta ve eczacılıkta kullanılan ürünler ile ilaçlar ve rafine edilmiş petrol ürünleri izlemektedir. Tüketim ürünleri ülkemizin net ihracatçı olduğu bir kalemdir ve bunların ihracatı 11 ayda 40,6 milyar dolar olarak gerçekleşerek, 18,7 milyar dolar fazla vermiştir.'
11 aylık 164,9 milyar dolarlık ithalatın 117,7 milyar dolarlık bölümünün yüzde 71,4'ü ara malları, 24,9 milyar dolarlık bölümünün yani yüzde 15,1'ini yatırım mallarının ve 21,9 milyar dolarlık bölümünün de tüketim mallarından meydana geldiğini belirten Çağlayan, ara malları ihracatının ise aynı dönemde 50,5 milyar dolar olduğunu, bu çerçevede, 67,2 milyar dolar açık verilen ara mallarında Türkiye'nin net ithalatçı konumunda bulunduğunu söyledi.

-ENERJİ İTHALATI...-

Çağlayan, 'İşte en çok tartışılan ara malı ithalatının 34 milyar dolarlık kısmı enerji ithalatından oluşmaktadır' dedi.Diğer önemli mal grupları arasında 16,9 milyar dolar ile demir-çelik ve demir dışı metal sanayi, 13 milyar dolar ile plastik ve kimyasal ham maddeleri, 8,1 milyar dolar ile tekstil ve konfeksiyon girdileri, 6,2 milyar dolar ile hurda ithalatı ve 4,5 milyar dolar ile otomotiv sektörü girdileri olan motorlar ve aksesuarlarının bulunduğunu bildiren Çağlayan, şöyle devam etti:
'Ara mallarında en önemli kalem olan enerji girdileri, ülkemizin olmazsa olmaz ithalat kalemidir. 11 ayda 34 milyar dolara ulaşan ve yıllık olarak 38 milyar dolar olarak gerçekleşmesini beklediğimiz enerji kaynakları ithalat zorunluluğumuz olmasa, hem dış ticaret açığımız makul seviyelere inecek, hem de pek çok sektörde ve ülkede net ihracatçı konumunda olabileceğiz. Biraz evvel dediğim gibi, 2010 yılının 11 aylık döneminde enerji hariç ara malı ithalatımız 83,7 milyar dolar, 50 milyar dolarlık aramalı ihracatımızı çıkarttığımızda enerji dışı ara malının dış ticaret açığına katkısı 33,7 milyar dolar olmuştur. Ara malı ithalatındaki ağırlığı yüzde 30'ün üzerine çıkan enerji ürünleri ham petrol, doğalgaz ve kömür; toplam ithalat rakamı üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır.
Enerji ürünlerinin geçmiş yıllardaki ithalatına baktığımızda, enerji ithalatımızın miktar bazında büyük oranda artmadığını; ancak özellikle petrol ve doğalgaz birim fiyatlarındaki artışların ithalatımıza artış olarak yansıdığını görüyoruz. Nitekim, enerji ürünleri fiyatları 2009 yılı düzeyinde seyretmiş olsaydı, bugün 11 aylık dönem için 34 milyar dolarları konuştuğumuz toplam enerji ithalatımızda 29,5 milyar dolarlık bir tutarı görecektik. Dolayısıyla birim fiyatlardaki artışın 4,5 milyar dolar gibi ilave bir yük getirebildiğine dikkatinizi çekmek isterim.'
Bu noktada hükümetin öteden beri konunun öneminin farkında olup, bu yönde alternatif politikalar geliştirdiğini belirten Çağlayan, enerji açığını kapatmak için nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynakları dahil olmak üzere, Türkiye'nin tüm potansiyelinin henüz tam olarak kullanılamadığına dikkati çekti.
Çağlayan,85 milyar kwh elektrik üretmek için yapılması planlanan 2 adet nükleer santralin kullanacağı yakıtın toplam maliyetinin aynı miktar elektriği üretmek için kullanacak doğalgaz maliyetinin onda biri civarında olduğunu, bu durumda yaklaşık 3 milyar doların üzerinde enerji ithalatından tasarruf edileceğini bildirdi.
Türkiye'de sanayi üretimini sürdürebilmesi için pek çok sektörde ithalat yapılmasının zorunlu olduğunu söyleyen Çağlayan, bunların başında da, demir çelik sektörü geldiğini, demir-çelik sektörü ithalatının 11 aylık dönemde 16 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Ocak-kasım döneminde kimyevi maddeler ithalatının 26 milyar dolar, tekstil ithalatının 8,2 milyar dolar, konfeksiyon ve hazır giyim konfeksiyon ürünleri ithalatının 2,4 milyar dolar, makine sektörü ithalatının 18,6 milyar dolar, elektrik-elektronik sektörü ithalatının 13,1 milyar dolar, otomotiv ana sektörünün 7,5 milyar dolar, otomotiv yan sanayi ürünleri ithalatının ise 4 milyar dolar olduğunu belirten Çağlayan, tarım ürünlerinde ise ithalatın 6,7 milyar dolar seviyesine çıktığını kaydetti. Çağlayan, 'Türkiye olarak biz bu ithalat gerçeğiyle karşı karşıyayız' dedi.

-'İHRACATI UZAYDAN GELEN YARATIKLAR YAPMIYOR'-

Zafer Çağlayan, Türkiye'de ihracatı 'uzaydan gelen yaratıkların' yapmadığını ifade ederek, 'İhracatçı dediğimiz insanlar, farklı birer varlıklar değil. İthalatçı diye ayrı bir sınıf da yok. Bu arkadaşların hepsi, her gün gördüğünüz sanayiciler, tüccarlar' dedi.
İthalatın yükselmesinden kimsenin memnun olmadığını dile getiren Çağlayan, 'Ama devlet olarak 'bunun ithalatını yasaklıyorum' demek mümkün değil' dedi.
İç piyasaları koruyabilmek için kullanabilecekleri az sayıda araç bulunduğunu, Türkiye'nin mevcut araçları fazlasıyla kullandığını vurgulayan Çağlayan, şöyle devam etti:
'Ama biri hariç. Hangisi olduğunu biliyorsunuz: paramızın değeri. Her şey bir tarafa, ticaret savaşlarının döndüğü ve dünyanın birbirine girdiği bir dönemde, Türkiye'nin konumunun basit bir oyun üzerinden yüzeyselleştirilmesini yanlış buluyorum. Ayrıca, bunun şimdi söylenmesine de çok şaşırıyorum. Çünkü; şimdi ithalat artışından rahatsız olduğunu söyleyenler, aylardır bu konuda uyarı yapılırken seslerini çıkarmadılar. Merkez Bankası'na 'faiz indirimi konusunda geç kaldığı' yönünde eleştiri yapılırken, düşük döviz kurunun ithalatı kamçıladığını görmezden gelip, bunu sadece ihracatçıların derdiymiş gibi gördüler.
ABD, Euro Bölgesi, Çin, Brezilya ve pek çoğu parasının değerini düşük tutarak ihracatını artırmaya ve ithalatı zorlaştırmaya çalışırken, Türkiye tribündeydi. İçeride bu konuda uyarı yapanları, 'ihracat lobisi iş başında' diyerek, 'ihracat sadece kura bağlı değil' diyerek eleştirdiler.'
Küresel krizin Türkiye'nin önüne üç ödev koyduğunu belirten Çağlayan, 'Birincisi, ihracatını coğrafi olarak çeşitlendirmek. İkincisi, üretimini teknoloji ve katma değer açısından zenginleştirmek. Üçüncüsü, ithal ettiği ürünlerin mümkün olduğu kadar çok kısmını içeride üretebilmek. Şimdi bunların üçünde de çalışmalar yapılıyor ve ilk sonuçlar alınmaya başladı' diye konuştu.
SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara