Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın ilk gününde, dernek ve vakıfların yönetiminde bulunan şahısların savunmaları alındı. Tutuklu sanıklar ile Ezer, Cengiz ile Güloğlu'nun da aralarında yer aldığı tutuksuz sanıklar ve avukatların katıldığı duruşmada, LÖSEV'in kesim yaptığı bir noktada, noter değişimi yapılarak gece kurban kesimi yapıldığı ortaya çıktı.
Vakfın avukatlığını ise Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu yapıyor. Duruşmada savunmasını yapan LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Üstün Ezer, hakkındaki iddiaları reddetti. Vakfın gelir yollarından birinin de vekalet yoluyla kurban kesimi olduğunu dile getiren Ezer, kesimlerin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklamaları ve görüşleri doğrultusunda yapıldığını vurguladı.
Kurbanda kan akıtılmasının yeterli olduğunun söylendiğini aktaran Ezer, Diyanet Vakfı'nın da aynı yöntemlerle kesim yaptığını savundu. 2009 yılında da aynı yöntemlerle kesim yapıldığını dile getiren Ezer, kesim yerlerini bir gün önce dolaştığını belirterek, kendisinde, firmanın bu işi yapabileceğine dair bir kanaat oluştuğunu söyledi. Kesim günü vakfın yetkililerinde bir takım sıkıntılar olduğunu ilettiğini anlatan Ezer, konuya ilişkin firmayı uyardıklarını, yazılı ihtar çektiklerini vurguladı. Savcılık soruşturması başlayınca firmaya ödeme yapmadıklarını belirten Ezer, bağışçı vatandaşlara vaat ettikleri şekilde kurban kestiklerini savundu.
"DEVLETİN NOTERİNE GÜVENİP TUTANAĞI İMZALADIM"
LÖSEV'de çalışan Murat Ünver ise firmanın hayvan tedariğinde yaşadığı sıkıntıyı yetkililere ilettiğini söyledi. Kendisinin kurban alım ve ihalelerinde bir görevi bulunmadığının altını çizen Ünver, ikinci üçüncü günü kesim yerinde çalışma yaptığını ifade etti. Ünver, "İkinci gün noter görevi yapan Gürsel bey yoktu. Üçüncü gün kesim yerine gittiğimde noterci Gürsel bey oradaydı. Bana 'gece kesim yaptıklarını ve buna ilişkin bir tutanak düzenlediklerini' söyledi. Tutanağı imzalamamı istendi. Ben de devletin noterine güvenerek imzaladım. Suç teşkil edecek bir harekette bulunmadım." dedi.
LÖSEV Genel Koordinatörü Hülya Ünver de kurumda 1998 yılından beri çalıştığını, oradaki çocukları kendi çocuklarından ayırt etmediğini söyledi. Verilen sözlerin yerine getirildiğini ileri süren Ünver, meydana gelen aksaklıkların ise kendileri dışında olduğunu savundu. Sözleşmelerinde gece kesimi bulunmadığının altını çizen Ünver, yaşanan hayvan temini sıkıntısı konusunda firmanın uyarıldığını vurguladı. Firmaya bir para ödenmediğini dile getiren Ünver, daha sonra tedbir kararı alındığını belirterek, isnat edilen suçları kabul etmediğini kaydetti.
"ÖRGÜT LİDERLİĞİ YAKIŞTIRMASI AYIPTIR"
İddianamede bir numaralı şüpheli olarak yer verilen ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, "ihaleye fesat karıştırmak", "edimin ifasına fesat karıştırmak", "resmi belgede sahtecilik suçuna iştirak", "resmi belgede sahtecilik suçuna azmettirme" suçlarından cezalandırılması istenenen Mahmut Ay da savunmasını yaptı.
Atılı suçları kabul etmediğini vurgulayan Ay, olmayan bir kurbanın tek kurbanı kendileri olduğunu iddia etti. 13 aydır hapis yattığını dile getiren Ay, kendisinin kimseye kurban keseceği vaadinde bulunmadığını söyledi. Mehmetçik Vakfı'nın 6 ilde kurban kesimini gerçekleştirdiklerini anlatan Ay, kesimle ilgili bir şikayet gelmediğini savundu. İddiaların, başka amaçlar taşıdığını ileri süren Ay, yalan beyanlarla suçlama yapılmasına bir anlam veremediğini belirtti.
Hayvan sıkıntısının başka illerden temin edilerek giderildiğini dile getiren Ay, "Pişmiş aşa su katıyorlar" iddiasında bulundu. LÖSEV ve Deniz Feneri'ne de aynı şartlarda kurban kestiğini ifade eden Ay, vergi borcunun ise ödenmeyecek bir borç olmadığını, şu an taksit halinde ödenmeye başlandığını söyledi. Evrakta sahtecilik, ihaleye fesat karıştırma suçlarını kabul etmediğini anlatan Ay, yaşanan kısa süreli aksaklıkların ise giderildiğini ifade etti.
Örgüt liderliği yakıştırmasının ayıp olduğunu dile getiren Ay, örgüt lideri olmadığını, yüz kızartıcı suçla itham edenlere bunu aynen iade ettiğini belirtti. Olaydaki rolünün sadece ticaret yapmak olduğunu iddia eden Ay, telefon konuşmalarının yalan yanlış olduğunu ileri sürerek hiçbirini kabul etmedi. Suçlamaların astı astarının bulunmadığını savunan Ay, tutukluluk süresince birçok insanın mağdur olduğunu belirtti.
LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Üstün Ezer'e parasını vermediği için Ay kızınca; Mahkeme Başkanı Süleyman İnce tarafından "Celallenme, sonra biz de celalleniriz ortam gerilir" şeklinde uyarıldı. Ay, tahliyesini talep etti.
"'FAZLA YAZ' İFADESİ ŞİŞİRME AMAÇLI DEĞİL"
Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, Ay'a telefon konuşmalarını hatırlattı. Konuşmalarda geçen 'ilaç' konusunu bilmediğini savunan Ay, notere resmi olarak 13 bin TL ödeme yaptıklarını belirtti. MAY-ET'in kendisi ve eşinin olduğunu dile getiren Ay, şüpheli Faik Yavuz'a ait olan Yavuz-Et ile bir iş yapmadıklarını, sadece Yavuz'un aile dostu olduğunu kaydetti.
Şüpheli Zülfü Kaplan'ın ise çocukluktan beri arkadaşı olduğunu dile getiren Ay, Gaziantep organizasyonunu yapan kişi olduğunu belirtti.
Telefon görüşmelerinde geçen "fazla yaz" ifadesinin sorulması üzerine de Ay, bunun bir şişirme amacını taşımadığını iddia etti. Vergi borcu olmadığına dair neden geçmişe ait bir belgeyi verdiğinin sorulması üzerine Ay, o an elinde bu belgenin bulunduğunu savundu. Deniz Feneri ile de diğerleri gibi anlaşma yaptığını anlatan Ay, 12 bin 750 TL'ye et satın aldığını belirterek, 2009 yılında anlaşma gereği 918 büyükbaş hayvan kestiklerini ifade etti.
Ahmet Ay, iddianamedeki 6 ayrı suçlamayı da kabul etmediğini vurguladı. Tek suçunun soyadının 'Ay' olması olduğunu ileri süren Ay, kendisine ait olan kombinada, kardeşine Mehmetçik Vakfı'na ait kurbanların kesimi için kiraya verdiğini söyledi. Ay, ihaleye girmediğini belirtti. Savunmaları alınan diğer sanıklar da haklarındaki iddiaları reddetti. Duruşmaya, yarın kaldığı yerden devam edilecek.