Cumhurbaşkanı, bu ilgiyi devletin topluma şefkatle yaklaşmasına bağlıyor. Samimiyetin karşılığını gördüklerini belirten Gül, "Bu sevginin aynısı Diyarbakır'da da vardı. Sokaklara dökülen kadın çocuk herkes buradaki yürekten sevginin aynısını gösterdi. Halkınıza nasıl davranırsanız öyle karşılık alırsınız, Diyarbakır'da da öyle oldu. Taş atan çocuklar, bu kez gül attı." diyor.
Abdullah Gül, Diyarbakır'daki temasları sırasında Bağlar semtinde durmak istediğini ancak potansiyel riskleri sebebiyle yardımcılarının buna karşı çıktıklarını aktarıyor. Ancak kendisinin, "Ne demek, oradaki halkımızın batıdaki halkımızdan ne farkı var? Hepsinde aynı sevgi vardır." diyerek arabadan indiğini, çocukları kucakladığını ve insanlarla konuştuğunu ifade ediyor. Gül, halkın, bu hareketini karşılıksız bırakmadığını şu sözlerle özetliyor: "Pırıl pırıl çocuklar, hepsi bana bakıyordu. Arabamızın üzerini, attıkları güllerle doldurdular. 'O taş atıyor, bunlardan bir şey olmaz' denilen çocuklarımız bu kez gül attı. Ama bu işin gerçeği bu."
Balıkesir'de uçaktan indikleri köyde "Halalca'nın da Cumhurbaşkanı, Hakkari'nin de Cumhurbaşkanı" diye pankart gördüğünü dile getiren Abdullah Gül, "Sağ olsunlar. İşte aynen böyle olmalı." ifadelerini kullanıyor.
Bu durumun ülkenin dört bir yanında aynısı olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı, şöyle devam ediyor: "Diyarbakır'da da bize gül atan eller hep bu mantıkla yaklaştı. Hep bu inanca sahip oldu. Taş atan ellerin, gül atabileceğini gösterdi."
Abdullah Gül, Kürt sorununun çözümü için devletin hep halkının yanında olduğunu ve kimseye düşman olmadığını yürekten hissettirilmesi gerektiğini kaydediyor. Bu noktada şu tespiti yapıyor: "Onlara daha çok sahip çıktığını gösterirseniz, daha da önemlisi Diyarbakır'da ve o bölgede halka Türkiye'nin diğer bölgelerinden hiçbir farkı olmadığını gösterirseniz, sorunun önemli bir bölümünü çözmüş olursunuz. Yapmamız gereken, çocukların sadece yanağını göstermelik olarak sevmek değil, şefkatle kucağınıza almak, sarmaktır." Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Balıkesir ve Diyarbakır'daki koruma sayısının aynı olduğunun altını çizerken, bölgeye önümüzdeki dönemde daha fazla gitmeyi ve halkla iç içe olmayı planladığını kaydediyor.
MİT VE EMNİYET'E TALİMAT VERDİM; YARGIDAKİ TAHLİYELERİ TAKİP EDİYORUM
Cumhurbaşkanı, Balıkesir'den dönüş yolunda Yargıtay'ın davaları karara bağlamamasından dolayı yaşanan tahliyeleri de değerlendirdi. Yargı kararları çerçevesinde terör örgütü üyelerinin serbest kalmasının vicdanını sızlattığını belirten Gül, "Yakından takip ediyorum. Hatta bu konuda önceki gün MİT ve Emniyet'e bu şahıslarla ilgili istihbarat faaliyetlerini daha da yoğunlaştırmaları talimatı verdim." şeklinde konuşuyor. Cumhurbaşkanı Gül, kamu çalışanlarının çeşitli vesilelerle yurtdışında eğitim ve seminer aldığına işaret ederek, yüksek yargı mensuplarının da yurtdışında eğitim görmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Asker, polis, kaymakam ve vali gibi yetkililerin büyük bölümünün yurtdışına gönderildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı, "Bu konuda ben de gitmelerini arzu ediyorum. Hatta girişimde bulundum." diyor.