Çek borcu yüzünden 1 yıl cezaevinde yatan Ercan Ergün, "Af ya da borçlarımız silinsin istemiyoruz. Biz, adli para cezasının idari para cezasına çevrilmesini, çekten hapsin tarih olmasını diliyoruz." dedi. Kendine ait şirketi iflas edince Ankara menşeli bir firmada müdür olarak çalışmaya başladığını, ancak kısa zamanda büyüyen firmanın borçları birikince icralık olduklarını ve haciz esnasında patronlarının samimiyetine dayanarak şahsi çek kestiğini aktaran Ergün, başından geçenleri şöyle özetledi:
"Borcu ödeyemedim. Tutuklanacağımı öğrenince kaçtım. Ancak teslim oldum ve 1 yıl hapis yattım.Tüberküloz oldum. Tedavi gördüm. Tekrar iş kurmak istedim, başarılı olamadım. Çek borcum yüzünden kara listede bulunduğum için iş yerimi kapatmak durumunda kaldım. Af ya da borçlarımın silinmesini istemiyorum. Sicilimiz temizlensin ve adli para cezası idari para cezasına çevrilsin."
Karşılıksız çekten 35 gün hapis yatan Nuri Tipon da Ercan Ergün gibi adli para cezasının idari para cezasına çevrilmesini istiyor. 2001 krizinde iflas ettiğini ve çek borçlarını ödeyemediği için tutuklandığını ifade eden Tipon, çekten hapis cezasının sadece Türkiye'de uygulandığını iddia ediyor. Çek yüzünden hapse atılmanın AB uyum yasaları çerçevesinde kaldırıldığını ancak getirilen adli para cezası dolayısıyla bunun uygulanmaya devam edildiğini ileri süren Tipon, şunları söyledi:
"Diğer suçlara indirim uygulanırken, çek cezasına 5 yıl gibi hapis cezası veriyor. Günlüğü de 20 TL'den hesaplanıp uygulanıyor. Çeke verilen cezada çek tutarını devlete ödeyip hapisten kurtulabilirsiniz ancak alacaklıya borcunuz devam ediyor. Merkez Bankası tarafından kara listeye alınan çek borçlusu bir daha iş yapamaz hale geliyor. Oysa kara liste uygulaması bir kenara bırakılıp vergi ve sigorta kurumları firmayı araştırabilir. Durumunu öğrenebilir."