Davutoğlu-Fıscher ortak basın toplantısı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Çok kararlı bir şekilde Lübnan'daki tansiyon yükselmesinin önüne geçebilmek için elimizden gelen ne varsa yapmaya kararlıyız. Evet durum kritiktir. Maalesef Lübnan'daki kritik durum, eğer bölgeye sirayet ederse, bütün bölgede, hepimizi rahatsız edebilecek istikrarsızlıklar ortaya çıkacaktır'' dedi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-01-14 18:30:56
Davutoğlu, Avrupa Konseyi Seçkin Kişiler Grubu Başkanı Joschka Fischer ile Conrad Otel'de yaptığı ortak basın toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.
Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin bugün Ankara'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin soru üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin geçmişte olduğu gibi bugün de Lübnan'ın istikrarı ve huzuru için çok ciddi çabalar sarf ettiğini söyledi.
Ahmet Davutoğlu, 2005'de, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin suikaste kurban gitmesinden sonra Türkiye'nin, Lübnan konusunda, hükümetlerin oluşumunda, cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi her zaman her alanda yapıcı katkılarını ortaya koyduğunu ve bunu Lübnanlı tüm taraflarla çok yakın ilişkiler içinde yaptığını kaydetti.
Davutoğlu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son Lübnan gezisine, Başbakan Hariri'nin daveti üzerine çıktığını ve orada tüm liderlerle de görüşmeler gerçekleştirdiğini, bu görüşmelerin, muhtemel krizi önlemeye yönelik çalışmalar olduğunu vurguladı.
Ancak bütün bu çabaların, bu hafta içinde, ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya kaldığını ve 11 bakanın istifasıyla bir kriz sürecine girildiğini anımsatan Davutoğlu, bu istifalar öncesinde de Hariri ve Suriyeli, Lübnanlı yetkililerle temas halinde olduklarını belirtti.
Davutoğlu, Lübnan Başbakanı Hariri ile dün telefonda yaptıkları görüşmelerde onun Türkiye'ye gelerek daha kapsamlı bir değerlendirme yapma ihtiyacının ortaya çıktığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve sayın Hariri ile 2 saat Ankara'da görüştük. Bu görüşmede sayın Hariri'nin perspektifinden olayların gerçekleşmesi, sayın Hariri'nin New York'ta, Washington'da, Paris'te yaptığı temaslar ve diğer konuları ele aldık. Biz baştan itibaren Suriye-Suudi Arabistan girişimini destekledik ve bu girişimin başarıya ulaşması için özel çaba sarf ettik. Ama Suriye-Suudi Arabistan girişimi bir tıkanıklık ile karşı karşıya kalınca bu istenmeyen gelişmeler söz konusu oldu. Sayın Hariri ile görüşmeden sonra biz zaten Amerika Birleşik Devletleri ve bölgedeki diğer aktörlerle bu dönem içinde temas halinde bulunduk. Sayın Başbakan'ımızın bazı bölge liderleri ile ilgili ülkelerle görüşmeleri olacak. Ben de muhataplarımla görüşeceğim. Bu çerçevede Lübnan'daki krizin biran önce aşılması için atılacak adımları gözden geçireceğiz. Özellikle Lübnan, Suriye, Suudi Arabistan, İran bütün bu bölgedeki ülkelerin Lübnan'ın istikrarına pozitif katkıda bulunacak çabalarda ortak hareket etmeleri büyük önem taşıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri olmaları bakımından önemli rolleri dolayısıyla ABD, Fransa ve diğer ülkelerin, son Doha Anlaşması'na ev sahipliği yapması bakımından Katar'ın yapacağı katkılar var. Bütün bu katkıları bir araya getirerek bölgemizde bir tansiyon yükselmesinin önüne geçmeye çalışacağız. Önümüzdeki günlerde bu konuda birçok faaliyetin, birçok girişimin içinde olacağız. Çok kararlı bir şekilde Lübnan'daki tansiyon yükselmesinin önüne geçebilmek için elimizden gelen ne varsa yapmaya kararlıyız. Evet durum kritiktir. Maalesef Lübnan'daki kritik durum eğer bölgeye sirayet ederse, bütün bölgede hepimizi rahatsız edebilecek istikrarsızlıklar ortaya çıkacaktır. Kuzey Afrika'da, Tunus'ta yaşananlar ortada. Herkesin bölge istikrarını tekrar temin edecek çapta bir erdemle bir şey yapması lazım, bu perspektiften olayı değerlendirmesi lazım. Türkiye, ortak bölgemizde ortak geleceğimizi ilgilendiren bütün bu bu konularda her türlü çabayı ve girişimi yaparak, bu krizin daha da derinleşmesinin önüne geçmek için çaba sarf edecektir.''
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara