Kanuna göre, Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanı yeniden belirleniyor.
Bankalar, tüketiciler ile yapacakları her türlü sözleşmelerde, yetkisiz bir mahkemeyi yetkili hale getiremeyecek, yani yetki sözleşmesi yapamayacak. Yapılan sözleşmelerdeki yetki kuralı da geçersiz sayılacak.
Yetki sözleşmesi, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konularda yapılabilecek. Ayrılık, boşanma gibi kesin yetki hallerinde ise yetki sözleşmesi yapılamayacak.
Davada görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda; taraflardan birinin, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi için gerekli süre, 10 günden 15 güne çıkarılıyor.
Buna göre, taraflardan birinin, 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekecek. Aksi halde, mahkeme davayı açılmamış sayacak.
Hakimin, davaya bakmaktan yasaklı olduğu hallerin kapsamı da genişletiliyor; hakim, kendisine ait olan davaya, eski eşinin, kendisi ve eşinin altsoy ve üstsoyunun, evlatlığının davasına, üçüncü derece de dahil olmak üzere kan veya evlilik bağı kalksa dahi, kayın hısımlığı bulunanların davasına bakamayacak. Hakim, nişanlısının davasına da giremeyecek.
-DÜŞMANLIK VARSA REDDİ HAKİM TALEBİNDE BULUNULABİLECEK-
Hakimin tarafsızlığını şüpheyi gerektiren önemli bir nedenin bulunması halinde, taraflardan biri hakimi reddedebileceği gibi, hakim de davadan çekilebilecek. Hakimin davada, iki taraftan birine öğüt vermesi ya da yol göstermesi, dava hakkında görüşünü açıklaması, davacı ve davalı ile aralarında düşmanlık olması durumunda, reddi hakim talebinde bulunulabilecek.
Reddi hakim talebinin, kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi halinde, talepte bulunanların her biri, 500 TL'den 5 bin TL'ye kadar disiplin para cezasına mahkum edilecek.
-HAKİMLERİN FAALİYETİ-
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek.
Kayırma, taraf tutma veya taraflardan birine olan kin veya düşmanlık, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması, duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmesi, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmesi, hakkın yerine getirilmesinden kaçınılması durumlarında tazminat davası yoluna gidilebilecek.
Tazminat davasının açılması, hakime karşı bir ceza soruşturmasının yapılması ya da mahkumiyet şartına bağlanmayacak.
-RÜCU DAVALARI YARGITAYDA GÖRÜLECEK-
Devlet ödediği tazminatı, sorumlu hakime ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içinde rücu edecek.
Hakimlerin kusurlu davranışları nedeniyle devlet aleyhine açılan tazminat davaları ile devlet tarafından hakime karşı açılacak rücu davaları Yargıtayda görülecek.
Hakim hakkında açılacak dava esastan reddedilirse davacı, 500 TL'den 5 bin TL'ye kadar disiplin para cezasına mahkum edilecek.
Bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hallerde, ''mecburi dava arkadaşlığı'' söz konusu olacak. Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilecek veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilecek.
Dava ehliyeti olan herkes, davasını kendisini veya tayin edeceği vekil aracılığıyla açabilecek ve takip edebilecek.
Yasa göre, davaya vekalet; kanunda özel yetki verilmesini gerektiren konular saklı kalmak kaydıyla, hüküm kesinleşinceye kadar, avukatın davanın takibi için gereken bütün işlemleri yapmasına, hükmün yerine getirilmesine, yargılama giderlerinin tahsiliyle buna ilişkin makbuz vermesine ve bu işlemlerin tamamının kendisine karşı da yapılabilmesine ilişkin yetkiyi kapsayacak.
-AVUKATA AÇIKÇA YETKİ VERİLEN DURUMLAR-
Yasayla, avukata açık yetki verilmesi gereken durumlar geniş tutuldu. Buna göre, ancak açıkça yetki verilmesi halinde, avukat; hakimi reddedebilecek, davanın tamamını ıslah edebilecek, yemin teklif edebilecek, haczi kaldırabilecek, tahkim ve hakem sözleşmesi yapabilecek, konkordato, sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulanabilecek.
Avukat; ayrıca, davadan veya kanun yollarından feragat edebilecek, karşı tarafın davasını kabul edebilecek, yargılamanın iadesi yoluna gidebilecek, hakimlerin fiilleri sebebiyle devlet aleyhine tazminat davası açabilecek.
Avukat, duruşma sırasında uygun olmayan tutum ve davranışta bulunursa, hakim tarafından uyarılacak; avukat uyarıya uymaz ve fiil disiplin suçu veya adli suç teşkil eder nitelikte görülürse olay, duruşma salonunda bulunan kişilerin kimlik bilgileri ve adresleri yazılarak tutanağa geçirilecek ve duruşma ertelenecek.
Mahkeme, avukat hakkında gerekli yasal işlem yapılmak üzere, bağlı olduğu baroya bildirimde bulunacak.
-TEMİNAT GÖSTERME-
Davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat göstereceği halleri de düzenleyen yasaya göre, Türkiye'de mutat meskeni olmayan Türk vatandaşları ile borçları nedeniyle ödeme güçlüğü içinde olan davacılar teminat gösterecek.
Davacının adli yardımdan yararlanması, yurt içinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malının veya ayni teminatla güvence altına alınan bir alacağının bulunması, 18 yaşını doldurmayan kişilerin menfaatini korumaya yönelik dava açılması durumlarında ise teminat gösterilmeyecek.
Sürelerin ne zaman başlayacağı ve biteceği de belirtilen yasaya göre, süreler, kanunda belirtilecek veya hakim tarafından belirlenecek. Hakim, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, süreleri artıramayacak veya eksiltemeyecek.
-ESKİ HALE GETİRME TALEBİ-
Elde olmayan nedenlerle, kanunda belirtilen veya hakimin kesin olarak belirlediği süre içinde işlemi yapamayan kimse, ''eski hale getirme'' talebinde bulunabilecek. Bu talep, işlemin, süresinde yapılamamasına neden olan engelin ortadan kalkmasından itibaren, 15 gün içinde yapılacak.
İlk derece ve istinaf yargılamalarında, en geç nihai karar verilinceye kadar ''eski hale getirme'' talebinde bulunmak mümkün olacak. ''Eski hale getirme'' talebi, yargılamanın ertelenmesini gerektirmeyecek.
Adli tatil, her yıl 1 Ağustosta başlayacak, 5 Eylülde sona erecek.
Eda (tahsil) davası yoluyla mahkemeden, davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya ya da yapmamaya mahkum edilmesi istenebilecek.
Davanın açıldığı tarihte, alacağın miktarını ya da değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde; alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilecek.
İnşai (yenilik doğuran) dava yoluyla da mahkemeden, yeni bir hukuki durumun yaratılması, hukuki durumun içeriğinin değiştirilmesi ya da ortadan kaldırılması talep edilebilecek.
Dernekler ve diğer tüzel kişiler, üyelerinin veya temsil ettikleri kesimin menfaatlerini korumak için kendi adlarına dava açabilecek.
-ELEKTRONİK ORTAMDA DAVA AÇILABİLECEK-
Mahkemeler, dava dilekçelerini elektronik ortamda da kabul ve kayıt edebilecek. Dava, dilekçenin mahkemeye kaydedildiği tarihte açılmış sayılacak.
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla, avukat ve vatandaşlar adliyeye gitmeden elektronik ortamda, güvenli elektronik imza kullanarak dava açabilecek, harç ve avans ödeyebilecek, dava dosyalarını inceleyebilecek.
''Tatil saati ve çalışma saati'' kavramı yerine, ''gün sonu'' kavramı kabul edilen ve ''7 gün 24 saat'' esasına göre çalışan UYAP sisteminin kullanılmasıyla, avukatlar ve vatandaşlar, sıraya girmeden saat 24.00'e kadar elektronik ortamda işlem yapabilecek.
-TELEKONFERANSLA DURUŞMALARA KATILIM-
Modern teknoloji ve Ulusal Yargı Ağı Projesinin (UYAP) sağlayacağı olanaklarla duruşmaya gelemeyenlerin, internet ve telekonferans gibi yöntemlerle bulundukları yerden duruşmaya katılabilmelerine de olanak sağlanacak. Mahkemeler, tarafların rızası olmak şartıyla kendilerinin veya vekillerinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine izin verebilecek. Tarafların rızası olmak kaydıyla tanık, bilirkişi veya taraflardan biri, başka bir yerden elektronik araçlarla dinlenebilecek. Dinleme, ses ve görüntü olarak aynı anda duruşma salonuna nakledilecek. Hakim, duruşmanın düzenini bozan kimseyi, bunu yapmaktan men edecek ve gerekirse avukatlar hariç, derhal duruşma salonundan çıkarılmasını emredecek.
İhtara rağmen mahkemenin düzeninin bozan kişi, uygun olmayan söz söylemeye devam ederse yakalanacak ve hakkında 4 güne kadar disiplin hapsi uygulanacak.
Duruşmaya katılan taraf avukatları, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılan diğer kişilere duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilecek.
-KAYIT VE YAYIN YASAĞI-
Duruşma sırasında fotoğraf çekilemeyecek ve hiçbir şekilde ses ve görüntü kaydı yapılamayacak. Ancak, dava dosyasında saklı kalmak kaydıyla yargılamanın zorunlu kıldığı hallerde, mahkemece çekim yapılabilecek ve kayıt alınabilecek. Bu çekim ve kayıtlar ile kişilik haklarını ilgilendiren konuları içeren dava dosyası içindeki her türlü belge ve tutanak, mahkemenin ve ilgili kişilerin açık izni olmadıkça hiçbir yerde yayımlanamayacak.
Kayıt ve yayın yasağına aykırı davranan kişi hakkında, TCK'nın 6 aya kadar hapis cezasını öngören 286. maddesi uyarınca işlem yapılacak.
Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller, mahkeme tarafından olayın ispatında dikkate alınmayacak.
-SENETLE İSPAT ZORUNLULUĞU-
Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 2 bin 500 TL'yi geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekecek. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle 2 bin 500 TL'den aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamayacak.
Güvenli elektronik imzayla oluşturulan elektronik veriler, senet hükmünde olacak.
Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen belgedeki yazı veya imzayı inkar etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunmak zorunda olacak. Aksi halde belge, aleyhine delil olarak kullanılacak. Sahteliği iddia edilen belge, mühürlenerek mahkeme tarafından saklanacak.
-MAHKEMELERDE YAPTIRILAN YEMİN-
Yasa, mahkemelerde yaptırılan yemini yeniden düzenliyor. Davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan olaylar, yeminin konusunu oluşturacak. Uyuşmazlık konusu olayın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan eden taraf da yemin teklif edebilecek.
Yemin teklif edilen kimse, duruşmaya gelmediği takdirde kendisine yemin için davetiye çıkarılacak. Yemin mahkeme huzurunda yapılacak.
Yemin edecek kişiye, ''Size sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?'' diye sorulacak. Mevcut düzenlemeye göre, ''Allahım ve namusum üzerine yemin ediyorum'' diye yemin eden kişi de ''Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum'' diyecek.
Okuma ve yazma bilen sağır ve dilsizler, yemin hakkındaki beyanlarını yazıp imzalayarak; okuma ve yazma bilmeyen sağır ve dilsizler ise işaretlerinden anlayan bir bilirkişi aracılığıyla yemin edecek.
Tanık, duruşmaya davetiye ile çağrılacak ancak davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenebilecek. Tanığa davetiye, gerektiğinde telefon, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilecek.
MAZERETSİZ GELMEYEN TANIK ZORLA GETİRTİLECEK-
Mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık, zorla getirtilecek ve gelmemesinin neden olduğu giderleri ödemeye ve 500 TL'ye kadar disiplin para cezasına hükmolunacak.
Tanık olarak çağrılan kişi, tanıklık yapmaktan çekilebilecek.
Koruyucu aile ve çocukları ile koruma altına alınan çocuk arasında, evlatlık bağına benzer sıkı kişisel ilişkilerin varlığı kabul edilerek, bu kişilere tanıklıktan çekinme hakkı tanınacak.
Mahkeme, kendisine sorulan sorulara cevap vermeyen veya yemin etmemekte direnen tanığa, 15 günü geçmemek üzere disiplin hapsi verecek.
Hakim, tanığın, yalan söylediğini ya da menfaat sağladığını tespit ederse, bu durumu cumhuriyet savcılığına bildirecek.
Tanığa, her yıl Adalet Bakanlığınca hazırlanan tarifeye göre, kaybettiği zamanla orantılı ücret verilecek. Tanık, seyahat etmek zorunda kalmışsa yol giderleri ile tanıklığa çağrıldığı yerdeki konaklama ve beslenme giderleri de karşılanacak.
-BİLİRKİŞİYE BAŞVURMA-
''Bilirkişi'' uygulamasını yeniden düzenleyen yasaya göre, mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden, bilirkişi görüşüne başvurulmasına karar verebilecek.
Bilirkişiler, yargı çevresinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi adli yargı adalet komisyonları tarafından, her yıl düzenlenecek listelerde yer alan kişiler arasından görevlendirilecek. Listelerde, bilgisine başvurulacak uzmanlık dalında bilirkişinin bulunmaması halinde, diğer bölge adliye mahkemelerinde oluşturulmuş listelerden, burada da yoksa liste dışından bilirkişi görevlendirilebilecek.
Bilirkişilere, il adli yargı adalet komisyonu huzurunda, ''Bilirkişilik görevimi sadakat ve özenle, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsız ve objektif bir biçimde yerine getireceğime, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim'' şeklindeki sözler, tekrarlattırılarak yemin ettirilecek.
Bilirkişi raporunun hazırlanması için verilecek süre 3 ayı geçemeyecek. Bilirkişinin talebi üzerine, kendisini görevlendiren mahkeme, gerekçesini göstererek, süreyi 3 ayı geçmemek üzere uzatabilecek.
Bilirkişi, görevini yerine getirirken, öğrendiği sırları saklamak, kendisi ve başkaları yararına kullanmaktan kaçınmakla yükümlü tutulacak.
-SOYBAĞININ TESPİTİ İÇİN ZORLA TEST YAPILMASI-
Soybağının tespiti için inceleme yapılabilecek. Uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan ve doku alınmasına katlanmak zorunda olacak. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde, hakim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verecek.
Dava sonunda verilen hüküm, ''Türk milleti adına'' verilecek. Hüküm verildikten sonra, gerekçeli karar imzalanmadan hakim ölür veya herhangi bir nedenle imzalayamayacak hale düşerse, yeni hakim, hükme uygun olarak gerekçeli kararı yazarak imzalayacak.
Taraflar, harcının ödenmiş olup olmamasına bakılmaksızın ilamı her zaman alabilecek. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyecek.
-TARAFLARA SULH OLMA İMKANI SAĞLANIYOR-
Yasayla, görülen bir davada tarafların kısmen veya tamamen anlaşarak, ''sulh'' olmalarına olanak sağlanıyor. Sulh, ''görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme'' şeklinde tanımlanıyor. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda olabilecek. Dava konusunun dışında kalan konular da sulhun kapsamına dahil edilebilecek. Sulh, şarta bağlı olarak ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilecek.
Yasada, kötü niyetli kişilere karşı caydırıcı bir hüküm de yer alıyor. Buna göre, kötü niyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın avukatıyla aralarında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilecek. Bu kişilere bundan başka, 500 liradan 5 bin liraya kadar disiplin para cezası verilebilecek. Bu hallere avukat neden olmuşsa, disiplin para cezası onun hakkında da uygulanacak.
-ADLİ YARDIM-
Kamu yararına faaliyette bulunan dernek ve vakıflar ile kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla, adli yardımdan yararlanabilecekler.
Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri, karşılıklılık şartına bağlı olacak. Adli yardımdan yararlanan kişinin mali durumu hakkında yanlış bilgi verdiği ortaya çıkarsa, adli yardım kaldırılacak. Adli yardımdan yararlanan kişi için atanan avukatın ücreti Hazinece ödenecek.
İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilecek.
Bölge adliye mahkemesi, hukuk dairelerinde karşı dava açılamayacak, davaya müdahale talebinde bulunulamayacak, davaların birleştirilmesi istenemeyecek. Bölge adliye mahkemesince resen gözönünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesince ortaya konulmayan iddia ve savunmalar dinlenemeyecek. Ancak, usulüne uygun gösterildiği halde, bölge adliye mahkemesince incelenmeden reddedilen deliller, bu mahkemelerde incelenebilecek.
Yasada, mahkemelerin iş yoğunluğu ve bazı nedenler gerekçe gösterilerek, hüküm verildikten sonra gerekçeli kararın yazılmasının geciktirilmesini önlemek için de düzenleme yapılarak, ''Gerekçeli kararın yazıldığı tarih'' de ''kararda yer alacak unsurlar'' içine alındı. Buna göre, gerekçeli karar hükümle birlikte açıklanacak.
-TEMYİZ EDİLEMEYEN KARARLAR-
Bölge adliye mahkemelerinin şu kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamayacak:
-Miktar veya değeri 25 bin TL'yi geçmeyen davalara ilişkin kararlar.
-Özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar.
-Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararlar.
-Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar.
-Soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar.
-Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar.
-KANUN YARARINA TEMYİZ-
İlk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek, Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilecek.
Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulacak. Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacak.
Temyiz talebinin kötü niyetle yapıldığı anlaşılırsa, temyizi yapan taraf, yargılama giderlerini ve karşı tarafın avukatlık ücretini ödemeye mahkum edilecek.
-ÇEKİŞMESİZ YARGI-
Çekişmesiz yargı, ''ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan'', ''ilgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı'' ve ''hakimin doğrudan harekete geçtiği'' hallerde uygulanacak.
''Kişiler'', ''aile'', ''miras'', ''borçlar'', ''icra ve iflas'' hukuku ile ''çeşitli kanunlardaki'' çekişmesiz yargı işleri sayılan yasaya göre, listede yer alan konuların bazıları şöyle:
''Ergin kılınma, ad ve soyadın değiştirilmesi, henüz evlenme yaşında olmayanların evlenmesine izin verme, yeniden evlenmede bekleme süresinin hakim tarafından kaldırılması, terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi, eşlerden birinin, evlilik birliğini tek başına temsil etmede yetkili kılınması, aile konutuyla ilgili işlemler için diğer eşin rızasının sağlanamadığı hallerde hakimin müdahalesinin istenmesi, sağ kalan eşe aile konutu üzerinde ve ev eşyası üzerinde mülkiyet veya intifa hakkı tanınması, mal ortaklığında eşlerden birinin mirası reddine izin verilmesi, ana babaya çocuğun mallarından bir kısmını çocuğun bakım ve eğitimi için sarf etme izninin verilmesi, velayetin kaldırılması...''
Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesi olacak. Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlara karşı hukuki yararı bulunan ilgililer, özel kanuni düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, kararın öğrenilmesinden itibaren 15 gün içinde istinaf yoluna başvurabilecek.
-TAHKİM-
Tahkimle ilgili hükümler, Milletlerarası Tahkim Kanunu'nun tanımladığı anlamda yabancılık unsuru içermeyen ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği uyuşmazlıklar hakkında uygulanacak.
Taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar, tahkime elverişli kabul edilmeyecek.
Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, tahkim yeri bölge adliye mahkemesi olacak.
Yargılama sırasında tarafların tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşmaları halinde, dava dosyası mahkemece ilgili hakem ya da hakem kuruluna gönderilecek. Aksi kararlaştırılmadıkça, tahkim yargılaması sırasında hakem veya hakem kurulu, taraflardan birinin talebi üzerine ihtiyati tedbirin alınmasına ya da delil tespitine karar verebilecek. Hakem veya hakem kurulu, ihtiyati tedbir kararı vermeyi, uygun bir teminat verilmesine bağlı kılabilecek.
Tahkim yeri, taraflarca veya onların seçtiği bir tahkim kurumunca serbestçe kararlaştırılacak. Tahkim süresi 1 yıl olacak, ancak tahkim süresi mahkemece uzatılabilecek.
Hakem veya hakem kurulu, duruşma yapabileceği gibi, yargılamanın dosya üzerinden yürütülmesine; bilirkişi seçimine ve keşif yapılmasına karar verebilecek. Hakem heyetindeki kişilerden birisi, alanında 5 yıl ve daha fazla kıdeme sahip hukukçu olacak.
Senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümler, kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılan dava ve işlerde uygulanmayacak. Böylece, açılmış olan binlerce davanın idari yargıya gitmesi de önlenmiş olacak.
ZAMAN