CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ile birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Hamzaçebi, 5421 Sayılı Çek Kanunu'nda Değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Hamzaçebi, karşılıksız çek keşide etme fiilinin, 1929 - 1985 yılları arasında 'dolandırıcılık', 1985-2003 döneminde ise hapis cezası kapsamında bu tarihten sonra ise adli para cezasını gerektiren bir suç olarak düzenlendiğini hatırlattı. Hamzaçebi, bu tarihsel süreç içinde karşılıksız çek keşide etmenin engellenemediğini ve tersine arttığını ileri sürdü.
Kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınamadığını, çekin karaparanın aklanmasında ve terörün finansmanında kullanılmasının önüne geçilemediğine dikkat çeken Hamzaçebi, şöyle devam etti: "Temyiz mercii olan Yargıtay 10. Ceza Dairesince ,2009 yılında 19872 dava karara bağlandığı halde, 2010 yılına 30580 dava devredilmiş; 29.11.2010 tarihi itibarıyla, 2010 yılında 21.565 çek davası sonuçlandırılmış olup halen Dairede 43.581 çek davası inceleme için sıra beklemektedir. Böylece bu daire, sadece çek suçlarıyla ilgili davalara bile yetişemez duruma gelmiştir. Ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda 70 binin üzerinde çek dosyası bulunmaktadır. Yürürlükteki 5914 sayılı Çek Kanunu'nda , çekle ilgili olarak karşılıksız işlemi yapılmasına sebebiyet verme fiili, adli para cezası ve güvenlik tedbiri yaptırımlarını gerektiren bir suç olarak düzenlenmiş; şikayetten vazgeçme veya ödeme durumunda davanın düşmesi öngörülmüştür. Bu durum, yasa koruyucunun bu suçu çok da önemsemediğini göstermektedir. Ülkemizin ve Yargının çok daha önemli ve öncelikli sorunları varken, birçok Cumhuriyet Savcısı ve Hakimin zamanını bu suçlara ayırmak zorunda kalması kabul edilemez."