Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yargının içinde bulunduğu problemlerin ancak köklü bir reformla çözülebileceğini söyledi. Tutukluluk sürelerinin uzamasının çok büyük haksızlıklara sebep olabildiğini hatırlatarak, "Bunların giderilebilmesi için herkesin elbirliğiyle yargı reformuna katkı vermesi gerekiyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, dün Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Saleh'in davetlisi olarak bu ülkeye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını cevapladı. Terör sanıklarının da aralarında bulunduğu isimlerin tahliyesiyle başlayan tartışmalara değinen Gül, Türkiye'de tutuklu sayısının hükümlü sayısından çok olduğuna dikkat çekti. Bu durumun da ülkeye yakışmadığını söyledi. "Türkiye'de yargı reformu köklü bir ihtiyaçtır. Bunu başından beri söylüyorum, herkes de katılıyor." diyen Cumhurbaşkanı, reformdan ne kastettiğini ise şöyle özetledi: "Yargı sürecinin hızlandırılması, hâkimlerin, savcıların ihtiyaçlarının karşılanması ve kanunların daha modern hale getirilmesi.''
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Yemen'deki ziyaretinde de gazetecilerin benzer sorusuna muhatap oldu. Yargı reformuna ihtiyaç olduğunu yineleyen Gül, Danıştay'dan yapılan açıklamayı nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine şunları kaydetti: "Bir taraftan tezat içerisindeyiz. Bir yandan tutukluluk hükme dönüştü diyoruz. Bir yandan da sonuca ulaşamıyoruz. Bu adam suçlu mu değil mi? Demek ki yargı reformu gerekiyor. Eksikliklerin giderilmesi için yeni mahkemeler kurulmalı, savcı ve hâkimler alınmalı. Teknik imkanlar artırılmalı. Bütün bunlar el birliği ile yapılacak konular. Bu; Yargıtay'ın, Danıştay'ın, Adalet Bakanlığı'nın, hükümetin devletin sorunu. Bu sorunu herkesin görüp gece gündüz uğraşması gerekiyor." Gül, bir gazetecinin "Taraflar arasında uzlaşma zor görünüyor. Uzlaşma nasıl sağlanacak?" sorusuna da "Ortada iki ayrı devlet mi var ki uzlaşmak gibi şeyler söz konusu olsun. Nasıl çözüleceği belli. Bu kadar dışarıda güçlü görüntü verirken içeride hâlâ yapmamız gerekenler var. Bizi dışarıda da güçlü tutan bu reform süreci. Bu reform süreci devam etmeli." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı, tepki toplayan Muhteşem Yüzyıl dizisinin hatırlatılması karşısında da "Ben doğrusu dizi seyretmem. Çok ilgili değilim." ifadesini kullandı.
TBMM BAŞKANI ŞAHİN:
KAMU VİCDANINI RAHATLATACAK ADIMLAR ATILMALI
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de konuyla ilgili tartışmalara katıldı. Tahliyelere yönelik tepkileri doğal karşıladığını, kendisinin de bunlardan rahatsız olduğunu söyleyen Şahin, 10 yıllık tutukluluk süreleri dolmuş veya dolmaya yakın olan dosyalarla ilgili acil idari önlemler alınmasını istedi. Şahin, "Yetkili yargı organları, Adalet Bakanlığı ile de istişare ederek bu konuyu mutlaka her türlü tartışmadan uzak önümüze koymalı ve kamu vicdanını rahatlatacak adımlar atmalı." dedi. Parlamento Muhabirleri Derneği'ni ziyareti sırasında gazetecilerin tahliyelere ilişkin sorularını cevaplayan Şahin, hiçbir mazeretin başarının yerini tutamayacağını vurguladı. "Karşılıklı suçlamalarda Yargıtay ne kadar haklı, hükümet ne kadar haklı?" sorusuna şu karşılığı verdi: "Kim haklı, kim haksızı araştırmaya çalışırsak asıl sorunu çözmekten uzaklaşırız. 10 yıllık süre içinde bu dosyalar kesinleşmediği için bu durumla karşı karşıyayız. O halde bu dosyalar bir an önce kesinleştirilmeli, tahliye edilmiş kişilerle ilgili karar onanırsa tekrar tutuklanmalıdır." ANKARA, Yemen ZAMAN
Hükümetin yol haritası hazır
Cumhurbaşkanı Gül'ün reform çağrısı dikkatleri yargıda yapılacak çalışmalara çevirdi. Öncelikle Yargıtay'da daire sayısı artırılacak ve 9 bölgede istinaf mahkemeleri faaliyete geçirilecek. Boş kalan 3 bin kişilik kadro yeni hâkim ve savcı alımlarıyla kapatılacak. Bir diğer reform planı ise arabuluculuk sistemini devreye sokarak uzlaşmazlıkları mahkeme öncesinde çözüme kavuşturmak.
Terör ve cinayet davası sanıklarının tahliyeleri, yargıdaki reform çağrılarını hızlandırdı. Adalet Bakanlığı, 2010-2014 yıllarında uygulamayı planladığı 'Yargı Reformu Strateji Planı'nı hazırladı. Söz konusu planda, yargılama sürelerinin kısaltılması, yargının iş yükünün alternatif uyuşmazlık çözüm yollarıyla en aza indirilmesi gibi başlıklar bulunuyor.
Yargıdaki sorunların başında tahliyeler sonrası kamuoyunca da yakından bilinen Yargıtay'ın iş yükü ve uzun yılları bulan yargılama süreleri sorunu bulunuyor. Yargıtay'daki 1,5 milyondan fazla dosyanın mevcut yapıyla kısa sürede sonuçlanması zor görünüyor. Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı kanun tasarısı ile Yargıtay ve Danıştay'a üçer daire kurulacağı dile getiriliyor. İstinaf mahkemelerine de bin civarında hâkim-savcı atanacak. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, istinafların kurulması sonrası oluşacak hâkim-savcı açığı için bu yıl 3 sınav yapacaklarını, mülakatların da bu ay tamamlanacağını kaydetti.
Yargıdaki reform planlarından bir diğeri de uyuşmazlıkların mahkeme dışında çözümlenmesi. 'Arabuluculuk' adı verilen sistemle, uyuşmazlıkların dava yolu ile çözümü yerine, tarafların kendi iradeleri ile uzlaşarak uyuşmazlığa son vermeleri hedefleniyor. Avrupa'da etkin şekilde uygulanan arabuluculuk sistemi, Türkiye'de yalnızca ceza davalarında kullanılıyor. Adalet Bakanlığı'nın, 2008'de hazırladığı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı halen TBMM'de görüşülmeyi bekliyor.
Bakanlık, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısını azaltmak amacıyla da çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda denetimli serbestlik sistemi 2005 yılında yasalara girdi. Bu sistemin etkinleştirilmesi amacıyla kanun tasarısı hazırlanıyor. İdari uyuşmazlıkların yargı öncesi çözümünü hedefleyen kamu denetçiliği kurumu (ombudsmanlık) ile de yargının iş yükünün azaltılması hedefleniyor. METİN ARSLAN - ZAMAN