HowStuffWorks isimli internet sitesinde yer alan habere göre, bu konudaki iyi haber ise bitki örtüsü üzerindeki çalışma ile Amerikan hükümetinin dikkatini çekmeye başladı. 2010 yılının ortalarında, Amerikan Enerji Bakanlığı, alg tabanlı bioyakıtları ticarileştirmek için yollar arayan 3 araştırma grubuna 24 milyon dolar para vermeyi taahhüt etti.
Bilim adamlarının üzerinde tartıştığı en önemli konu alglerin içindeki yağın nasıl çıkarılacağı. Mekanik çıkarmanın en yaygın şekli basınçla boşaltımdır. Basınç, piston düzeneği gibi çeşitli presleme türleri bulunuyor. Yağ alglerden presleme yöntemiyle bir kez çıkarılınca kimyasal yöntem çıkarma sürecini devam ettirmek için kullanılabilir. Sadece presleme yöntemini kullanarak, araştırmacılar alg yağının yüzde 80'ini çıkarabiliyorlar.
Mekanik çıkarmanın ikinci türü preslemeden daha hızlı olan ultrasonik yöntemdir. Burada solventin içinde kabarcıklar oluşturmak için ultrasonik dalgalar kullanılıyor. Bu kabarcıklar algin hücre duvarının yanında patlayınca hücre duvarlarının yıkılmasına ve yağın solvent içine salınmasına yol açıyorlar.
Mekanik yöntemler başarılı olurken, bunlar bilim adamları tarafından kullanılan tek yöntem değildir. Kimyasal solventler de alglerden yağ çıkarmada sık sık kullanılıyor. Bu solventler etkili, ancak bunlarla çalışmak genellikle tehlikeli oluyor. Örneğin, benzen ucuz bir çözücüdür, fakat kanserojen olarak sınıflandırılmıştır. Diğer kimyasal solventler de patlama tehlikesi oluşturabiliyor.