OYAK yöneticilerinin bu amaçla Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı nezdinde de teşebbüste bulunduğu öğrenildi. Edinilen bilgiye göre OYAK'ın çabaları sonuç vermedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, sekiz yıldır Kamu İhale Kanunu'ndan (KİK) muaf gibi faaliyet gösteren OYAK konusunda kapsamlı bir çalışma emri verdi. OYAK için tartışmalı süreç Devlet İhale Kanunu'nun yerine 1 Ocak 2003'te 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle başladı.
Kanun kapsamındaki tüm kuruluşların mal ve hizmet alımları ile yapım işleri için mevzuata uygun ihale açması gerekiyor. Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı tüzel kişilik olarak kurulan OYAK, eski kanuna göre imtiyazlıydı ve özel şirket gibi davranabiliyordu. Yeni kanunla imtiyazı ortadan kalkmasına rağmen 8 yıldır İhale Kanunu'na tabi değilmiş gibi hareket ediyordu. Ancak bir firmanın şikayeti, bu ayrıcalığı tartışmaya açtı. Bolu'da Aladağ Orman İşletme Müdürlüğü'nün yaptığı ihaleye ilişkin bir firmanın şikâyet başvurusu üzerine Kamu İhale Kurumu (KİK), OYAK'ın yarıdan fazla hissesine sahip olduğu Bolu Çimento'nun 4734 sayılı kanun kapsamında bulunup bulunmadığını belirlemek için toplandı. Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun yazılı yaptığı 'Biz özel hukuk hükümlerine tabiyiz' itirazına rağmen, kurum OYAK'ın da İhale Kanunu'na uyması gerektiğine hükmetti. Kurumun kararında şöyle denildi: "OYAK'ın MSB'ye bağlı ve TSK mensuplarına bu kanunda yazılı sosyal yardımları sağlamak üzere kurulduğu, temsilciler kurulu, genel kurul, yönetim kurulu ve denetleme kuruluna Milli Savunma Bakanı tarafından üye seçildiği, kurumun her çeşit malları ile gelir ve alacaklarının devlet malları hak ve rüçhanlığını haiz olduğu, bunlara karşı suç işleyenlerin devlet mallarına suç işleyenler gibi takibata tabi tutulacağı, kanunun 17. maddesinde belirtilen üyelerin maaşlarından zorunlu kesinti yapılacağı tespit edildiğinden, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında bulunduğu anlaşılmıştır."
Bununla da yetinmeyen kurum, OYAK'ın yüzde 50'den fazla hisseye sahip olduğu iştiraklerine de bu kanun kapsamında hareket etme mecburiyeti getirdi. OYAK'ın çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 29'u doğrudan olmak üzere toplam 60 iştiraki bulunuyor. Bunlar arasında, OYAK İnşaat, Adana Çimento, Oyak Renault, OYAK Pazarlama da bulunuyor. Söz konusu karar sebebiyle OYAK ve iştirakleri aslında bütün faaliyetlerinde kamu ihale mevzuatını uygulamak zorunda. Ancak aradan geçen 8 aylık sürede bu karar yok sayıldı. OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy ve şirketin Yönetim Kurulu Başkanı emekli Korg. Yıldırım Türker'in kararı yok saymak için Genelkurmay Başkanı ve Genelkurmay II. Başkanı'nı makamında ziyaret ettiği ileri sürüldü. Ayrıca hem OYAK hem de KİK kararına birinci derece muhatap olan Bolu Çimento ayrı ayrı idare mahkemesine kararın iptali ve yürütmeyi durdurmak için dava açtı. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararını reddetti. Bu karardan sonra OYAK yöneticilerinin yeniden Genelkurmay Başkanı'nı ziyaret ettiği iddia edildi. OYAK'a zaman kazandıracak bir ara çözüm yolu bulundu. Milli Savunma Bakanlığı'na hitaben yazılan yazıda OYAK'ın MSB'ye bağlılığını ifade eden OYAK Kanunu'nun birinci maddesinin aslında KİK'in anladığı şekilde bir bağlılık olmadığı belirtildi. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ise OYAK'a istediği yazıyı verdi. Ancak bu yazı da probleme kalıcı çözüm anlamına gelmiyordu. Acilen Kamu İhale Kanunu'na OYAK'ın bu kanun hükümlerine tabi olmadığına dair bir hüküm konulması gerekiyordu. Korg. Türker, yine iddiaya göre bu amaçla Genelkurmay Başkanı ile irtibata geçerek gerekli yasal değişikliğin yapılmasını talep etti. Konu Savunma Bakanlığı'na iletildi. Bakan Gönül de konuyla ilgili gerekli emri verdi. O dönemde TBMM gündemindeki yasa değişiklikleri incelenerek en kolay düzenlemenin yine o tarihte Meclis komisyonlarından birinde görüşülmekte olan bir yasa değişikliğine monte edilerek yerine getirilmesi düşünüldü. AK Parti grup başkan vekilleri ile yapılan görüşmeler olumlu sonuçlandı. Ancak medyada yer alan 'OYAK'a yeni avantajlar sağlayacak yasal düzenleme' haberleri, düzenlemenin ertelenmesine sebep oldu.
Adli tatil sonrasında idare mahkemesindeki davada OYAK Genel Müdürü bizzat savunma yaptı. Hatta söz konusu yasal düzenlemenin yürürlüğe girmesi halinde OYAK'ın Erdemir özelleştirmesinin zora gireceğini ve Türkiye'nin tazminat ödemesi gerekeceğini öne sürdü. Bu açıklamalara rağmen mahkemenin kararı OYAK aleyhine oldu. Bu karar üzerine daha gerekçeli karar açıklanmadan OYAK yönetimi bir kez daha Genelkurmay Başkanlığı'nın devreye girmesini ve en kısa sürede OYAK'ı kamu ihale mevzuatından muaf tutacak yasal düzenleme için hükümet üzerinde baskı oluşturulmasını talep etti. OYAK'ı içinde bulunduğu durumdan kurtaracağı değerlendirilen bir kanun değişiklik teklifi emrivaki şekilde Bakan Vecdi Gönül'e imzalatılarak Başbakanlık'a gönderildi. Başbakanlık, değişiklik teklifini ilk aldığında bir anlam veremedi. Çünkü teklifin iletilme yöntemi yerleşik kurallar ve teamüllerin oldukça dışındaydı. Ne ilgili diğer bakanlık ve kurumların görüşleri alınmıştı, ne de bu şekilde bir yöntem izleneceği kendileri ile koordine edilmişti. Konu Savunma Bakanlığı tarafından Başbakan'a iletilmiş ve değişikliğin yapılması hakkında talimat alınmış olmalıydı. Ancak bu yönde de herhangi bir emare bulunmamaktaydı. Fakat beklenen olmadı. Başbakan Erdoğan, OYAK konusundaki teklifin mevcut sorunları çözmekten uzak olduğunu belirterek daha kapsamlı bir çalışma talimatı verdi.