Tümgeneral Gürbüz Kaya, Jandarma Tümgeneral Halil Helvacıoğlu ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu'nun bir üst rütbeye terfi ettirilmeme işleminin iptali istemini kabul ettiği kararın gerekçesinde AYİM, terfi ettirilmeme işleminin hukuka aykırı olduğunu savundu. Bir üst rütbeye terfisine kanunen bir engel bulunmadığının ileri sürüldüğü kararda, "Başbakanlığın, müşterek kararname düzenlenmesi aşamasında da davacının liyakat ve yeterliliğini yeniden değerlendirerek, olumlu/olumsuz şekilde işlem tesis etmek konusunda takdir yetkisi bulunduğu yönündeki savunmasına itibar etmenin hukuken mümkün görünmediği, davacıların bir üst rütbeye terfi ettirilmeme işleminin hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiştir." denildi.
Davacıların liyakatine ilişkin hususların YAŞ toplantısında Milli Savunma Bakanı ve Başbakan tarafından ileri sürülmediyse ya da ileri sürülmesine rağmen YAŞ'ın kararı davacının terfi ettirilmesi yönünde tecelli ettiyse, aynı hususların sözü edilen makamlar tarafından takdir yetkisi kapsamında idari denetime konu edilmesinün mümkün olmadığının savunulduğu kararda, toplantıya Başbakanın ve Milli Savunma Bakanının katılmamış olmasının ise YAŞ kararının hukuki niteliğine bir etkisi olmadığı iddia edildi.
"YAŞ'ın terfiye ilişkin kararlarını yargısal denetime kapatan normların, YAŞ toplantısında terfi için seçilmiş bir generalin terfisinde kamu yararı bulunup bulunmadığı değerlendirmesinin AYİM tarafından yapılmasına engel olmaktadır" denilen kararda, YAŞ'ın terfiye ilişkin kararlarının yargısal denetimi AYİM'ce yerleşik içtihatları uyarınca ancak yokluk denetimiyle sınırlı olarak yapılabildiği ileri sürüldü.
Kararda, "Davalı idarelerin davacıların bir üst rütbeye terfi için seçildiği toplantıda alınan kararları yoklukla sakatlayacak bir hukuka aykırılık olduğu yönünde herhangi bir iddiası bulunmadığı gibi, dosyadaki bilgi ve belgelerden ağır ve açık bir sakatlık bulgusuna da rastlanmamıştır. YAŞ kararının yargı denetimine kapalı olması, diğer taraftan müşterek kararnameyi imzalamakla yetkili makamların kararname aşamasında yapacağı idari denetimini de kanunun 47. ve 65. maddelerinde yer alan şartların bulunup bulunmadığına ilişkin denetimle sınırlandırmaktadır. Bu nedenlerle davalı Başbakanlığın, müşterek kararname düzenlenmesi aşamasında da davacıların liyakat ve yeterliliğini yeniden değerlendirerek, olumlu/olumsuz şekilde işlem tesis etmek konusunda takdir yetkisi bulunduğu yönündeki savunmasına itibar etmek hukuken mümkün görülmemiştir." görüşlerine yer verildi.