Tedavi edilmediği zaman körlüğe bile neden olabilen 'kırmızı göz salgını' Güneydoğu'da sıklıkla görülmeye başlandı. Göz doktoru Sedat Özkul, son günlerde aynı şikâyetle hastanelere başvuranların sayısının ciddi oranda arttığını söyledi. Vücut direncinin düşük olduğu kansızlık, diyabet, ileri zayıflık, zayıf hijyen şartları gibi durumların enfeksiyona yakalanma olasılığını artırdığını belirten Özkul, gözde kızarıklık ve kaşıntı gibi belirtilerin 'kırmızı göz'e zemin hazırladığını kaydetti.
Özkul, "Sulanma, kızarıklık, çapaklanma, kapaklarda şişlik, yanma, batma, kaşıntı, ışıktan rahatsızlık, en çok görülen belirtilerdir. Enfeksiyon söz konusu olduğunda başkalarına bulaşmayı önlemek açısından temizliğe dikkat etmek, elleri sık sık yıkamak, ortak malzeme kullanmamak çok önemlidir. Ortak kullanım alanlarında hijyene dikkat etmek gerekir. Tedavide duruma göre antibiyotikli damlalar ve merhemler gibi doktorun yazacağı ilaçlar kullanılır. Ancak bilinçsiz ilaç kullanımından kaynaklanan sorunlar kesinlikle göz ardı edilmemeli." uyarısında bulundu.
Toplu yaşam alanlarından okul, kreş ve kapalı ortamların virüsün yayılmasında etkili olduğunu belirten Özkul, bu mikroptan korunmak için el-göz temasının önlenmesi ve ellerin temiz tutulması uyarısında bulundu. Özkul, gözdeki her kızarıklık veya sulanmanın konjonktivitten kaynaklanmayabileceğini, başka hastalıkların da aynı belirtileri verebileceğini, böyle durumlarda hastaların mutlaka bir göz hekimine başvurmaları gerektiğini dile getirdi.
Hastalığın genelde doktor kontrolünde 15 gün sürdüğünü bazen da bir aya kadar devam edebildiğini anlatan Özkul, viral kökenli hastalığın özellikle son bir yılda yayıldığını kaydetti. Özkul şunları söyledi: "Hastalık genelde göz nezlesiyle karıştırılıyor. Bu hastalıkta boyun ağrısı ve şişkinlik belirtileri de var. Kapalı ortamlar çok ciddi riskler taşıyor. Hastalığın geçmesi için düzenli tedavi gerekiyor."