Dolar

34,8734

Euro

36,7448

Altın

3.033,86

Bist

10.058,47

Bizler, atalarımızın kopyasıyız

Abbas Kiyarüstemi'nin imzasını taşıyan 'Aslı Gibidir', insanın tabiatı, üzerine görsel bir düşünme eylemi. Kiyarüstemi, her ne kadar klasik Avrupa sinemasının kalıplarına riayet etmiş görünse de filmde kendi sineması ile akrabalığını muhafaza ediyor.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-12-31 12:55:55

Bizler, atalarımızın kopyasıyız

Abbas Kiyarüstemi'nin son filmi Aslı Gibidir (Copie Conforme), nesneler dünyasına dair orijinallik, kopya, gerçek üzerine bir tartışma ile başlıyor ve bu mülahazayı insan ilişkilerine taşıyor. Filmin başında dile getirilen, "İyi bir kopya, orijinalinden daha iyi olabilir." cümlesinin gölgesi tüm görüntünün üzerine düşüyor. Film, insanın tabiatı, özellikle kadınlık, erkeklik halleri üzerine görsel bir düşünme eylemi.

İngiliz yazar James Miller'ın, filme ismini veren, yeni çıkan kitabının tanıtım konferansıyla açılıyor perde. İsimsiz kadın oyuncumuz bir sanat galerisi sahibi, kâküllerinden gözünü göremediğimiz oğlu ile başı dertte. Onun soruları ve sorumsuzluklarından iyice sıkılmış. Konferanstaki sunumundan etkilendiği yazar ile bir şekilde tanışır kadın ve kendilerini Toscana'ya giderken bulurlar. Kiyarüstemi'nin sinemasında alışık olduğumuz gibi burada da bir arabanın içinde, yol üzerinde filmin ana soruları sorulur. Sanat üzerine uzun bir tartışma başlamıştır: Nesne değil kişinin algısı mıdır önemli olan? Bir nesneye bakış biçimimiz onun değerini değiştirebilir mi? Peki ya bir insana? Nesneler üzerinden yapılan tartışmanın insanlar âlemine geçişinde kilit cümle şudur: Bizler de atalarımızın kopyasıyız.

Çağdaş felsefenin ünlü düşünürü Gilles Deleuze'e göre, sinema ile felsefe sürekli paralel giden iki eylemdir. Kendi ifadesiyle: "Felsefe ve sinema, çağımızda düşüncenin şeyleşmesine karşı beraber savaşan iki etkinliktir." Abbas Kiyarüstemi'nin sineması tam da Deleuze'ün işaret ettiği noktada durur. Yönetmen, sinemasıyla adeta felsefe yapar ve seyirciyi de bu sürece dâhil etmek en büyük hedefidir. Bir önceki filmi Şirin'de (2008) sinemanın tabiatı üzerine bir denemeydi izlediğimiz. Bir sinema salonundaki izleyicilerin yüzlerindeki mimiklere zum yapmıştı yönetmen. Fonda dinlediğimiz hikâye ve yalnızca seyircilerin mimikleriydi gördüğümüz. Yönetmenin niyeti belli ki seyircinin hayal dünyasını harekete geçirmekti. Aslı Gibidir'de de sinemanın doğasına ilişkin benzer denemeler var. Mesela bir heykel üzerine yapılan uzun tartışmalara rağmen yönetmen özenle görmemize mani oluyor bu külçeyi. Anlatılanlardan yola çıkarak ister istemez kafamızda canlandırmak zorunda kalıyoruz imgeyi.

Filmin bir noktasından sonra çiftin birlikteliği de orijinal ve kopya dikotomisinin bir temsili halini alıyor. Toscana'da oturdukları bir kafede, yaşlı teyzenin sözlerinin bu değişimde etkisi büyük. Onun, çifte yüklediği anlam 'gerçek'leşiyor bir nevi. Yazar ile hayran okur karakteri, sorumsuz koca ile yorgun ve yalnız eşe dönüşüyor. Böylece adam ve kadının ilişki biçimleri gibi filmin kendisi de bir yanılsama oluyor. Bu temsili, kadınlık ve erkeklik hallerine dair ince detaylarla beziyor yönetmen. Adam, sürekli hayat değişiyor, sen değişiyorsun diye terennüm ederken şimdinin içine gömülmüş sanki. Kadın ise geçmişte yaşıyor adeta. 15 yıl önce evlendiklerinde gittikleri otelde yastığa başını sokarak hiçbir şeyin değişmediğini söylüyor. Adam, aşkın her zaman olduğunu, sadece ifade biçiminin değiştiğini iddia ederken, kadın ise 'Beni görmüyorsun.' diyerek serzenişte bulunuyor. Sinematografisine fikrini zerk eden Kiyarüstemi, karakterlerin duygu hallerine en çok aynada kendilerine/ izleyicinin gözünün içine baktığı anlarda yaklaşıyor.

Filmografisinde daha çok amatör oyuncuları tercih eden Kiyarüstemi, bu defa ünlü aktör Juliet Binoche'ye ve İngiliz bariton William Shimmel'e başrolü vermiş. Cannes Film Festivali'nde 'en iyi kadın oyuncu' ödülüne layık görülen Binoche 'gerçekten' göz dolduran bir oyunculuk sergiliyor. Shimmel de Binoche'nin güçlü oyunculuğuna ayak uydurabilmiş. İlk defa farklı dilde; İtalyanca, İngilizce ve Fransızca film çeken Kiyarüstemi, her ne kadar klasik Avrupa sinemasının kalıplarına riayet etmiş görünse de görüntünün doğasına ilişkin tavrı ve buna mündemiç sorgulamalarıyla Aslı Gibidir'in kendi sineması ile akrabalığını muhafaza ediyor.

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara