2010 yılının son gününü Samsun'da bir dizi açılışlarla geçiren Bakan Atalay, Canik Belediyesi Kültür Merkezi'nde Samsunlularla buluştu.
Demokratikleşmeden insan haklarına, yerel yönetimlerden Türkiye'nin dünya ülkeleri arasındaki itibarına kadar 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' adı altında birçok alanda açıklamalarda bulunan Bakan Atalay, "Türkiye iktidarımız döneminde çağ atladı. Gerek AB ile irtibatlı gerekse hükümetimizin kendi çabaları ile Türkiye daha demokratik bir ülke haline gelmek için hızla ilerliyor." dedi.
Türkiye'nin demokratikleşmesi için son 8 yıldır büyük bir çaba verdiklerini dile getiren Bakan Atalay, partilerinin programında ve seçim beyannamelerinde bunlara ilk sırada yer verdiklerini söyledi.
"İlk defa ekonomi politikalarından önce sosyal politikaları seçim beyannamesinin en başına alan partiyiz." diyen Atalay, "Bu adımlarda AB sürecinin rüzgârını bilinçli olarak arkamıza aldık. Bunu bilinçli yaptık. AB politikamızı yürütürken şunu da telaffuz ettik. İç mekanizmada gerçekleştirmede zorlanacağımız demokratik adımları AB süreci içinde daha rahat gerçekleştirdik. Ve bunu uygulamada da gördük zaten. Bu manada bütün çabalar ve şartlar birleşti, Türkiye çok önemli adımlar attı. Bizim ilk beyanlarımızda Türkiye'nin demokrasi açığını kapatacağız beyanları yer alır. Ve bunu her fırsatta vurguladık." diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE BÜYÜK ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ"
Türkiye'de büyük anayasa değişikliği gerçekleştirildiğini ifade den Atalay, "İkisi de bu dönemde. 2007'de Cumhurbaşkanı'nı vatandaşların seçmesi yönündeki anayasa değişikliği oylandı ve vatandaşlarımız tarafından kabul edildi. Bu çok önemliydi. Yani kendim şunu söyleyebilirim. Türkiye'de dönemimizdeki en önemli anayasa değişikliği nedir? deseniz 'budur' derim. Bu sistemin bir değişikliği. Yani Cumhurbaşkanını meclis değil direk vatandaş seçiyor. İlk elden seçebiliyor. Bu demokratikleşme yönünde atılan en ileri adımdır. Demokrasimiz için müthiş bir kazanımdır. İkincisi şu 12 Eylül'de oyladığımız paket. Bunun etkilerini daha göreceğiz. Bu şimdi hem yargı reformu olarak daha yeni yasaları çıkıyor, hem askeri yargının alanının daraltılması olarak, askeri şura kararlarının yargıya açılması, askeri yargının sivilleri yargılayamaması gibi yenilikleri de getirdi. Bunların dışında daha birçok yenilikler var. Bunları uyum yasaları çıktıkça göreceğiz. Bu da çok büyük bir değişimdir." şeklinde konuştu.
YENİ ANAYASA ACELEYE GETİRİLMEYECEK
Haziran ayında Türkiye'nin genel bir seçim yaşayacağının altını çizen Bakan, "Yarından itibaren seçim yılına girilmiş olunacak. 2011 seçiminden sonra yeni parlamentonun önünde herhalde en önemli iş yeni anayasa olacak. Bu da iyi olacak. Türkiye ilk sivil anayasasını daha yeni yapma imkânı bulacak." tespitinde bulundu.
"Cumhuriyetimizin 100. yılına gelmeden hiç olmazsa bir defacık sivil anayasamızı yapalım. Bu da bir kazanımdır. Bu sivil anayasaya çok önem vermek gerekiyor. Türkiye'nin birikmiş pek çok demokratik sorununu halledecek, tartışılan pek çok konu gündeme gelecek, adeta değişimin, yenilenmenin en önemli belirleyicisi belki de bu yeni anayasa olacak." diyen Bakan Atalay, "Onun için de bütün sivil toplum kuruluşlarını, siyasi partilerin buna hazırlık yapması gerekiyor. Çok hazırlık olsun, seçimden sonra bu tartışma ortamı doğsun. Büyük bir konsensüs arayışı olacak. Bizim kendi kararımız şu; bir anayasa tasarısı hazırlayarak oldu bittiye getirmek istemiyoruz. Herkes hazırlığını yapsın, biz de yapalım, bütün bunlar da tartışılsın. Anayasayı da böyle yapmak gerekiyor." dedi.
"TÜRKİYE'NİN İTİBARI ARTTI"
Türkiye'nin komşularıyla sıfır problem sloganı ile çalışma yürüttüğünü aktaran Atalay, bundan 10 yıl önce neredeyse savaşacak konuma gelen Suriye' ile karşılıklı vizelerin kaldırıldığını hatırlattı. Komşu ülkelerle ilişkilerde Türkiye'nin menfaatlerini dikkate alarak politika izlediklerini söyleyen Atalay, "Gerek Cumhurbaşkanımız gerekse başbakanımız etkili bir politika izliyor. Türkiye sorun çözücü ve saygın bir yere gelmiştir." dedi.
Geçmiş yıllarda Türkiye'nin yurt dışında işkence ve faili meçhullerle tanındığını aktaran Atalay, yasalarda yapılan düzenlemeler ve emniyet kuvvetlerine verilen eğitimler sayesinde bu yıl hiçbir görevli hakkında işkence davası açılmadığını öne sürdü. Yapılan demokratikleşme çabaları ile gösteri ve basın açıklaması yapılmasının da kolaylaştırıldığını, şiddete başvurmadan herkesin bu hakkı kullanabileceğini aktardı.
"HİÇ BİR BELEDİYEYE AYRIMCILIK YAPMIYORUZ"
Salonda diğer partilere ait belediye başkanları da olduğunu hatırlatan Atalay, hükümet olarak hangi partiden olursa olsun hiçbir belediyeye ayrımcılık yapmadıklarını belirtti. Geçmiş yıllarda bu ayrımcılığın yapıldığını öne süren Atalay, "Nüfuslarına göre iller bankasından alacakları paralarını olduğu gibi veriyoruz. Hangi partiden olursa olsun hiçbir farklı muamele yapmıyoruz." şeklinde konuştu.
Belediyelerin kendi bakanlığıyla olan ilişkilerine dikkat çeken Atalay, "Çok önemli bir olay olmadığı müddetçe hiçbir belediye başkanı hakkında soruşturma veya açığa alma girişiminde bulunmuyoruz. İzin verdiklerimizde de kimseye ayrıcalık yapmıyoruz. Bu yıl 45 belediye başkanı açığa alındı bunların çoğunluğu kendi partimizden." ifadelerini kullandı.
"KOALİSYON DÖNEMLERİ TÜRKİYE'NİN KAYIP YILLARI"
Türkiye'nin 1991 yılından 2002 yılına kadar koalisyonlarla yönetildiğini hatırlatan Bakan Atalay, "Maalesef bu yıllar Türkiye'nin kayıp yılları olmuştur. Koalisyonlar bizde verimsizliğe neden olmaktadır." açıklamasına yaptı.