Cihan Network TV'nin 'Anadolu'da Sabah Programı'nın Başkent Konuğu BBP Genel Başkan Yardımcısı Çayır'dı. Dar ağacı, koğuşları ve hücreleriyle müze haline gelen ve 1980 sonrası yaşananları yansıtan cezaeviyle ilgili önemli açıklamalar yapan Çayır, Ulucanlar'da ülkücüler ve solcuların beraber kaldığını, her gün kavga yaşandığını vurguladı. Koğuşların ayrılması için açlık grevine gittiklerini dile getiren Çayır, koğuşları ayırmak yerine Güvercinlik'ten askeri komando birliği getirilip sabah akşam içtimaya çıkarıldıklarını anlattı. Çayır, "Asker bizi haşat etti. bizi jandarma eğitimine tabi tuttular. Bağırdılar dövdüler. Bu bir hafta 10 gün devam etti. Akşam olunca hiçbir şey yapmaya halimiz kalmıyordu. Sadece bir haklı gurur, haklı bir davamız vardı. Bir Allah davası. Bize bundan dolayı eziyet edildiğini düşünüyorduk." dedi.
İşkencelerle fikir ve inançların yok edilemediğini söyleyen Çayır, yapılan baskıların geçici susturmadan ibaret kaldığını ifade etti. Çayır, ihtilalden sonra cezaevi müdürlerinin 'Pişman olup kendilerini suça itenleri söylemeleri halinde affedileceksiniz.' dendiğini kaydetti.
"BİZİ COPLADIKLARI YERLERİ GÖRMEYE GİDECEĞİM"
Cezaeviyle alakalı detayları veren Çayır, görüşme kabinlerinin teli, camı ve demiri olduğunu, gelen ziyaretçilerin yüzünün net görülemediğini aktardı. BBP'nin kurucusu ve eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun da hem Ulucanlar'da hem de Mamak Cezaevi'nde yattığını dile getiren Çayır, "Kaldığımız yerleri, rahmetli Genel Başkanımızın yattığı yeri, arkadaşlarla açlık grevi yaptığımız yerleri, bizi dövdükleri ve coplandığımız yerleri merak ediyorum. Ulucanlar halka açıldığında gideceğiz." ifadesini kullandı.
Ulucanlar'ın müzeye dönüştürülmesinin yaşananları yansıtması bakımından önem taşıdığını söyleyen Çayır, "Bir daha buna benzer acıların yaşanmaması için geçmişle yüzleşmek kadar medeni bir cesaret yoktur. Yassıada, Sinop, Ulucanlar gibi cezaevlerinin müzeye dönüştürülmesini taktir ediyorum." şeklinde konuştu.
CEMEVİ TAŞLANMASI
İstanbul'da cemevinin taşlanması hakkında da değerlendirmeler yapan Çayır, benzer provokatif oyunlara gelmeme çağrısında bulundu. Çayır, "Bu ülkeyi sevmek, bu ülke için bir şeyler yapmak bağırmak, çağırmak vurmak değil üretmektir. Bulunduğun yerde en iyisini yapmaktır. Milliyetçilik de, vatanseverlik de budur. Üretmektir. Düşman zaten düşmanlığını yapacak. Düşman seni birbirine düşürecek. Biz burada aklı selimi, sağduyuyu temsil edip ülkenin geleceği adına doğruyu yapmak, bu ülkede yaşayan herkesi; rengi, dili ne olursa olsun kardeş kabul etmeliyiz. Beraber yaşama iradesini ortaya koymamız gerekir. Halkın provokatif olaylarda oyuna gelmemesi lazım." şeklinde sözlerini tamamladı.