Alparslan Cankaloğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, herkesin ana dillerini özgürce konuşabilme ve öğretebilme hakkı bulunduğunu, iki resmi dil talebinin ise bölücülük olduğunu ifade etti.
Cankaloğlu, Anayasanın 3. maddesinde, 'Türkiye Devleti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu ve dilinin "Türkçe" olduğu'nun belirtildiğini ifade etti. Cankaloğlu, dış mihraklı güçlerin ve onların içerideki destekçileri tarafından gündeme getirilen "Dil" tartışmalarının Cumhuriyetin temel kuruluş felsefesini kökten değiştirecek bir noktaya götürüldüğünü belirtti. Cankaloğlu, şöyle dedi:
"Bu, asla kabul edilemez durumun, Türkiye'nin (Tek Ülke, Tek Bayrak, Tek Dil) bölünmez bütünlüğü üzerinde yaşatacağı sıkıntılar çok iyi bilinmektedir. Türkiye'nin farklı yerlerinde konuşulan farklı lisanlar vardır. Bazıları, bu hoşgörümüzü kullanarak farklı ideolojik, farklı siyasi düşüncelerle yapmaya kalkarsa o zaman ülkemizin hem huzurumuzu, hem de düzenimizi bozar ve kendi ülkemiz insanlarına zarar verir. Türkiye çok dilli bir ülkedir, Türkçe dışındaki diğer dillerin de konuşulması serbesttir. Herkes istediği dilde konuşabilmektedir. Halkımızın konuştuğu bütün diller bizim dillerimizdir. Bu, ayrı bir konudur. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili Türkçedir."
Cankaloğlu, vatandaşların konuştuğu farklı dillerin, Türkiye'nin kültür mirası olduğunu ve Anayasanın, bütün kültür mirasını korumayı emrettiğini ifade etti. Cankaloğlu, "Bunlar bazen müzeler olur, bazen binalar olur, bazen destanlar olur, bazen diller olur. Bu bakımdan baktığımızda ülkemizde Türkçe de Kürtçe de konuşulmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'ni ana ve resmi dili Türkçedir ve böyle de devam edecektir. Devletin bütün kamu, kurum, iş ve resmi işlemlerinde kullanılacak dil Türkçe'dir. Bunun dışında bir dil kullanılması söz konusu olamaz." diye konuştu.