Sendikaların kaygılarına bir anlam veremediğini belirten Dinçer, "Üye kaybıyla karşı karşıya kalacaklarından ya da aidatlarını alamayacaklarından çekiniyorlarsa, bundan kaynaklanan tenkitleri varsa onları her zaman ve zeminde dinlemeye hazırız." ifadesini kullandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) BECERİ 10 Projesi'nin tanıtım toplantısından ayrılırken gazetecilerin sorularını cevapladı.
Sendikaların Torba Yasa'nın belediye işçilerini taşeronlaştıracağı iddialarının aktarılması üzerine Ömer Dinçer, şu açıklamalarda bulundu:
"Çalışma hayatında sorunlara çare üretme sadece bakanlığa ait değildir. Bu bağlamda tüm aktörler toplumun karşı karşıya kaldığı sorunlar noktasında duyarlı olmalıdır. Bakın bugün küçük belediyelerde pek çok işçi maaşını alamayacak noktada. Bunun en önemli sebebi de Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne geçildikten sonra nüfusun azalması dolayısıyla belediyelerin gelirlerinin düşmesidir. Bizim, aylarca maaşını alamayan işçilerin sorunlarına gözümüzü kapatmamız söz konusu olabilir mi? Elbette hayır. Biz, o insanların derdini dinlemeli, sorunlarına çareler üretmeliyiz. Eğer işçinin sorunlarından söz ediyorsak o zaman sendikalarımız da işçinin sorunlarına sahip çıkmalıdır, tekliflerde bulunmalıdır."
Bakan Dinçer, tekliflerinin maaş alamayan ve belediyelerde norm kadronun üstündeki işçilerin kamu kurumlarına hiçbir hak kaybına uğramaksızın nakli olduğunu dile getirirken, şu görüşleri dile getirdi:
"Bunda ne mahsur var. Kıdem tazminatları, ücret ve maaşları aynı kalmak şartıyla hiçbir hak kaybına ve iş güvencesinin herhangi bir boyutuna zedeleme gelmeksizin kamu idarelerine aktarılabilecek. Sendikalarımızın niçin itiraz ettiklerini anlamakta güçlük çekiyorum. Sendikaların üye kaybımız olacak ya da aidatlarını alamayacağız kaygıları varsa ve bundan kaynaklanan tenkitleri varsa onları her zaman ve zeminde dinlemeye hazır olduğumuzu belirttik.
Daha önce işçilerimizi ağırlıklı olarak Milli Eğitim Bakanlığı'na nakletmeyi öngörürken şimdi yine onların talebiyle karayollarına ve personele ihtiyaç duyan diğer belediyelere aktarma imkanını verdik. Sonuç olarak sendikaların talebini de karşılayan bir düzenleme yapıldı dolayısıyla biz, konuya dair herhangi bir sorun kalmadığına kanat getiriyoruz. İşçilerle ilgili kararı verecek ekibin içerisinde sendika temsilcilerinin olmasıdır. Birlikte karar vereceğiz, birlikte uygulamayı yapacağız. Bu noktada ilgili tarafları mağdur edecek bir düzenleme söz konusu değil."
Gazetecilerin AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva'nın engelli istihdamıyla ilgili kaygılarından söz edip görüşlerini sormasına karşılık Dinçer, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ülkemizdeki özürlülerin istihdamını artırmayı temel alıyoruz. Bugün İş Kanunu'na göre 50 ve daha fazla personeli bünyesinde bulunduran firmalar yüzde 3 oranında özürlü istihdam etmek durumunda. Ülkemize baktığımızda bu uygulamanın çok etkin olmadığını gözlemliyoruz. Diğer taraftan özürlülerimizin çalışma hayatına katılımını istiyoruz. Maksadımız firmalara ceza vermek veya özürlülere gelir temin etmek değil."
Kimi firmaların faaliyet alanları itibari ile, kimilerinin de aradığı kriterlere uygun olmadığı için özürlü istihdam edemediğinden dert yanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, " Torba Yasa ile sorunları aşacağız. Herhangi bir firma ya da işverenin birden çok şirketi varsa yahut holding işin türü ve konumundan ötürü özürlü çalıştıramıyorsa diğer şirketleri olmak kaydıyla özürlü istihdam edebilecek ve onun da istihdam ettiği yerdeki şartlara uygun ücretini ve diğer güvernliklerini temin edecek. Burada işverenlerin işini kolaylaştırıyor, diğer yandan özürlülerin istihdamını artırıcı tedbirler alıyoruz." dedi.