Çeviridir:
Yakın komşu olmaları nedeniyle Hindistan için İran önemli bir partnerdir. Hindistan’ın Pakistan engeline takılmadan geçmesini Afganistan ve Orta Asya’ya özel ulaşım yollarını açarak Tahran sağlamaktadır. Ayrıca, iki ülke ortak düşman Taliban'a karşı aynı kin ve nefreti paylaşmaktalar.(1996-2001) Bu son yıkımdan sonra, Pakistan karşısında Afganistan bağımsızlığını azaltmak için Yeni Delhi, Kabil’i İran üzerine açılması için destekledi.
Hindistan ve İran beraber Afganistan’ın güneyinde İran sınırına kadar uzanan Zaranj ve Delaram arasındaki bölgeye bir yol inşa etti. Böylece, Çabahar limanı ve Afgan yol ağı arasındaki bir demir yolu ağı onarım projesi ile İran tarafında; Umman denizi üzerinde mükemmel bir konumda bulunan bu liman yenilendi.
Sonuç olarak, Hindistan , artan enerji ihtiyacını gidermek için, güçlü potansiyeli olan İran işbirliğini beklemekte.(1)
Bir noktada birleşen çıkarlar üzerine kurulu bu iddialı stratejik ortaklık 2000 ve 2005 yılları arasında sağlandı. Bu ortaklık yalnızca enerji sektörünü ve Afgan sorununu içermemekle beraber askeri santralleri ve silah satışını da kapsamaktadır aynı zamanda.
Néanmoins, ce partenariat s’est heurté au contentieux nucléaire et aux soupçons d’activités clandestines en marge du programme iranien, alors même que New Delhi négociait avec les Etats-Unis un traitement «sur mesure» en tant qu’Etat doté de facto de l’arme nucléaire mais n’ayant pas signé le Traité de nonprolifération (2). Yeni Delhi, ABD ile “ısmarlama” olan tutum şartlarını müzakere ediyor olsa bile yine de bu ortaklık; İran programı dışında kalan nükleer anlaşmazlık ve gizli aktivite şüpheleriyle karşılaştı. Örneğin hükümet fiilen nükleer silahı temin etti ama nükleer silahsızlanma antlaşması imzalanmış değildir.(2)
Nükleer silahsızlanma konusunda sorumlu devlet statüsüWashington Antlaşması (3)tarafından desteklenen, Birleşmiş Milletler güvenlik konseyinde (BM) her zaman daimi bir koltuk için can atan, Hindistan İslam Cumhuriyetine karşı çok yanlı girişimlere katılmıştır.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nda ( AIEA) 2005,2006 ve 2009 yıllarında üç kez bu ülkeye karşı oy kullanmıştır. 2006 yılında beri BM güvenlik konseyi tarafından kararlaştırılmış yaptırımları uygulamaya kendini adamıştır.
Doğal olarak, İran ile olan ortaklığı kırılgan bir hale bürünmüştür. Bununla birlikte, Hindistan zorlayıcı önlemler ve mücadele karşısındaki çekingenliğini diplomatik bir çözüm için saklamamakta. Esas olarak ABD ve Avrupa Birliği tarafından uygulanan ek yaptırımlar karşısında direnmektedir. Çünkü, bilhassa, Hint şirketlerin aktivitelerini etkilemektedir. (4).
Devlet dışişleri sekteri, Mme Nirupama Rao, “Hint şirketleri üzerindeki ve daha önemlisi Hindistan enerjisi güvenliği ve halkının kalkınmasındaki ihtiyaçları karşılayacak eğilimler üzerindeki açık ve olumsuz olan etkiyi kınamıştır.” (5) Ama ekonomik çıkarlarını korumanın ötesinde Hindistan’ın iki endişesi vardır: İran’da meydanı Çin’e bırakmamak ve Afganistan’daki savaş ile Pakistan iç işlerinin bozulmasından dolayı dünyanın bir bölümü hala çok kırılgan durumdayken daha fazla istikrarsızlık yaratabilecek bir İran krizi yükselmesinden kaçınmak.
Bu nedenle Yeni Delhi, İran karşısında kapalı bir politika üzerine taraf tutmaya mecbur ettiği için Amerikan baskısını kötü yaşamaktadır. Washington, bir stratejik ortak olarak, sadece dostluklarını seçerken değil ama aynı zamanda İslam Cumhuriyeti'ni terk ettirmek için daha fazla gayret göstermesi gerektiğini hatırlattı.
Ama bu dosya; Hindistan’ın bütünüyle Amerika Birleşik Devletleri üzerine odaklandığını kanıtlaması ve terörle mücadele bahanesi altında – Washington’un Pakistan’a çok fazla hükmettiğini görürken mesajın iletilmesi için tam bir araca dönüştü. Ayrıca hükümet Tahran ile ilişkilerini en yüksek seviyede tutmaya dikkat etmektedir. Kendi toprakları üzerinde Başkan Mahmud Ahmedinejad'ın 2008 yılı mayıs ayında ve Dış işleri Bakanı Muttaki Manuçehr'in 2009 kasımında gerçekleştirdikleri ziyaretler de buna kanıt oluşturmaktadır.
Ekopolitik