Prof. Dr. Şimşek, Rize Gazeteciler ve Muhabirler Derneğinde düzenlediği basın toplantısında, geçmişte doktorluk mesleği için şarkılar yazıldığını belirterek, ''Doktorluk altın bilezik gibiydi. Ancak son yıllarda aşağı doğru yuvarlanıp gidiyor. Doktorluk mesleğinde ciddi itibar kaybı oldu. Maddi ve manevi olarak doktorlar çok şey kaybetti'' dedi.
Kitabın çıkış noktasının doktorların içinde bulunduğu sıkıntıları anlatmak olduğunu, doktorluk mesleğini yeniden eski değerine ulaştırmayı amaçladığını ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:
''Doktorların sıkıntılarını mizah yoluyla anlatmaya çalıştık. Bu bölgenin tabiriyle işi biraz da deliliğe verdik. Hem gülelim, hem düşünelim dedik. Bu şekilde başladığımız kitapta fıkralar, yaşadığımız mizahi olayları kaleme aldık. Aynı zamanda bu kitapla genç doktorlara mesleğin zorluklarını da öğretmeye çalışıyoruz. Doktorluğun ciddiyetini, mesleğin zorluklarını paylaşıyoruz.''
Prof. Dr. Şaban Şimşek, kitabın adını ''Doktorum Altın Kafeste'' vermesiyle ilgili olarak, ''Doktorluk halk arasında genellikle zengin olunabilecek, gösterişli bir meslek olarak algılanır. Oysa çok zor bir meslektir. Doktorların bir bakıma altın kafeste olduğu söylenebilir'' değerlendirmesinde bulundu.
-KİTAPTAN ÖRNEKLER-
Kitapta, misafirlerine ''Calcium Sandoz'' ikram eden, ameliyat yeri karışmasın diye üzerine not yapıştıran, hastalığı sorulunca ''onu sen bileceksin'' diye cevap veren hastaların hikayeleri yer alıyor.
Doktorum altın kafeste kitabından bazı yaşanmış ilginç diyaloglar şöyle:
-FITIK AMELİYATI İÇİN NOT-
Hastanın biri fıtık ameliyatı olacak. Anestezi verip ameliyat masasına yatırıyorlar.
Hastanın fıtık ameliyatının başlaması için üzerindeki eşyalar çıkartılınca ameliyat bölgesine yapıştırılan bir not dikkat çeker.
-Fıtığım sağ taraftadır. Hayırlı başarılı ameliyatlar.
-REÇETEYE LİMONATA-
Hanımlar bir ara ''Calcium Sandoz'' yazdırmaya merak sarmış.
Dr. Filiz Avşar, merak edip bir hastasına soruyor:
-Ne yapıyorsunuz bu kadar Calcium Sandoz'u?
-Günlerimizde gelen misafirlere ikram ediyoruz. Herkes çok memnun.
-İLAÇLAR DOKTORUN SAĞLIK KARNESİNE-
Muayene olan hasta, doktordan ilginç bir istekte bulunur.
Hasta: Doktor hanım ilaçları senin sağlık karnene yazdırsak olur mu?
Doktor: Benim karneme mi niçin?
Hasta: Benim sağlık karnem yok.
Doktor: Peki seni kimin sağlık karnesi ile muayene ettik?
Hasta: Komşunun kızının sağlık karnesiyle. Onu bu sıra çok kullandık. Artık yüzüm tutmuyor.
-E HARFİ NE TARAFA BAKIYOR-
Hastaya okuma eşelinden bir harf gösterilir.
-Bu (E) harfini görebiliyor musun?
-Evet
-Uçları hangi tarafa bakıyor?
-Gebze istikametine doktor hanım!
(Hasta Gebze-Kadıköy hattında çalışan bir minibüs şoförü imiş.)
-''ONU DA SEN BİLECEKSİN''-
Rize'de bir hasta muayeneye gelir.
-Emice hoşgeldin, neyin var?
-Allah'a şükür dededen, babadan kalma bir şeyler var. Onlarla geçinip gidiyoruz.
-Onu sormadım, neyin var, neyin?
-Haa! Onları sorma doktor bey, uc uşağum var ama olmaz olsunlar. Kizlar zati gittiler.
-Emice sana onu sormuyorum. Hastalığın nedir?
-E uşağum, afedersunuz yani hocam. Onu da sen bilecesun da. Ben ne içun geldum buraya.
-''BEYİM DEDUK YA DOKTOR HANIM''-
Rize'de bir çocuk hastamın genetik kaynaklı olduğunu düşündüğüm bulguları vardı. Annesine eşiyle akrabalığı olup olmadığını soruyorum.
-Beyinle yakınlığın var mı?
-Beyim deduk ya doktor hanım. Daha ne yakunluği olacak!
ZAMAN