Okullarda, Milli Eğitim, Sanayi ve Ticaret Odası ile Çalışma Bakanlığı'nın olduğu üçlü bir yönetim modeline geçileceğinin bilgisini veren Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir, endüstri meslek liselerini özel sektöre devredeceklerini açıkladı. Aydemir, "Meslek liselerindeki teçhizatın yenilenmesi ve okul saatinden sonra sanayi ve ticaret odalarının açacağı kurslara; meslek liselerinin işverene, özel sektöre devri için pilot proje olarak bakıyoruz" dedi.
Devletin artık meslek liselerinden çıkması gerektiğini savunan Aydemir, yeni uygulamanın 81 şehre yayılacağını bu projeyle sanayicinin aradığı elemanı meslek lisesinde yetiştireceğini, her yıl 200 bin kişinin kurs göreceğini söyledi. 5 yıl sürecek proje sonunda 1 milyon kişinin iş sahibi olacağını iddia eden Aydemir, 1 milyon işçinin hangi koşullarda çalışacağına dair bilgi vermedi.
"Türkiye'de uzlaşarak iş yapılmaz"
Tasarıyı hazırlarken çok zorlandıklarını açıklayan Aydemir, projeye karşı çıkanlar olduğunu belirtti. Aydemir, "ILO ve Avrupa standardında düzenlemelere hem işçi sendikaları hem de işveren karşı çıkıyor. Kimse mevcut durumun değişmesini istemiyor. Müsteşarlıkta 17 ayım bitti, ben artık Türkiye'de uzlaşarak bir şey yapılabileceğine inanmıyorum" ifadelerini kullandı.
Nimet Çubukçu ipuçlarını vermişti
Birçok lisenin Anadolu Lisesi statüsüne yükseltilerek, Anadolu Liselerinin ortadan kaldırılmasının ardından Nimet Çubukçu liselerde yeni uygulama hakkında konuşmuş ve düşünülen değişimle sınavda anadolu lisesi kazanamayan adayların meslek liselerine gönderileceğini açıklamıştı.
Anadolu Lisesi sınavlarında başarılı olamayanların meslek liselerine yönlendirileceği tarihi de 2013-2014 eğitim ve öğretim yılı olarak açıklayan Çubukçu, yeni uygulamayı genel lise mezunu olup da el becerisi bulunmayan öğrencilerin vasıfsız eleman olarak iş bulmakta zorluk çekmesine dayandırmıştı.
Çubukçu bununla da kalmayıp asıl çözümün genel liselerin meslek lisesine dönüştürülerek eğitim kalitesinin arttırılmasında yattığını iddia etmişti.
Meslek Liselerinde eğitim nasıl?
Meslek liseleri, yetiştirdiği genç işçileri piyasanın ihtiyacı doğrultusunda işlerlik kazandırmaya yönelik eğitim veriyor. Bu liselerde eğitim, nitelik ve bilimsellik açısından değil, pazarlanabilirlik açısından değerlendiriliyor. Bu doğrultuda okul-sanayi İşbirliği projeleri yapılıyor. Büyük şirketler, genellikle sanayi sitelerine yakın yerlere kurulan endüstri meslek liseleri ile ortak projeler yürütüyor. Koç, Sabancı ve Borusan gibi holdingler kendi adlarıyla meslek liseleri yaptırıp eleman yetiştirirken, bazı şirketler de liselerle proje anlaşması yapıyor. ToyataSa’nın, Şişli Motor Meslek Lisesi’ne 100 bin dolarlık eğitim laboratuvarı açması ve Renault’nun Bağcılar Endüstri Meslek Lisesi’nin motor bölümünün atölyesini kurması, ilk akla gelen örneklerden.
Meslek lisesi öğrencilerinin staj koşullarıyla ilgili yasal bir düzenleme olmadığından, öğrencilerin çoğu ücret almadan stajyer olarak çalıştırılıyor. Öğrenciye ders notları işveren tarafından verildiği için, işyeri kararlarına itiraz edilemiyor. Öğrencinin lise başarısı üzerinde işverenin etkisi olması öğrenci üzerinde türlü yaptırımlar uygulamaya yarıyor. Öğrenciler iyi bir not alabilmek için uzun bir staj süresi boyunca her türlü keyfi davranışa, hak gaspına ve ağır çalışma koşullarına katlanıyor.
Meslek liselerinde mesleki formasyona yönelik ve pratik ağırlıklı dersler büyük bir ağırlık oluştururken, temel derslerin birçoğu eksik bırakılıyor. Bir meslek liselinin öğrenmediği ders ve konulardan sorumlu tutularak üniversite sınavına girmesi de, daha baştan dezavantaj sağlıyor. Böylelikle alanda uzmanlaşmanın önü kesilen öğrenciler (genç işçiler) şirketlerin ara eleman ihtiyacını karşılamaya devam ediyor. (soL)