Mümtaz'er Türköne'nin konuşması sırasında tahminen 10-15 kişilik gencin ayağa kalkarak alkış tutmaya başladığını hatırlatan Güven, "Öğrenci olduğunu tahmin ettiğimiz gençler yan yana duracak şekilde toplanmışlardı. Organizeli bir şekilde alkışlarla konuşmanın yapılmasını engellenmeye çalıştılar." diye konuştu.
"Kendilerini ifade etmeleri için bir süre onları dinledik ama kesin tavırlarını sürdürmeye kararlı görünüyorlardı. Kısa bir ara verdik ve sonra devam ettik. Bu arada dışarı çıkan gençler yeniden içeri gelerek panelimizi sabote etmeye devam etti" diyen Güven, yapılan protestonun Türköne'ye yönelik olmadığını, ifade özgürlüğüne karşı ve dinleyicilerin bilgilenme özgürlüğüne karşı olduğunu savundu. Baro Başkanı, "Gerek oturum yöneticisi, gerek sayın Altan Tan ve gerek ise sayın Cengiz Çandar'ın ve baro başkanı olarak benim ikna çabalarına rağmen bu gençler tavırlarını değiştirmediler. Hoşgörümüze karşılık alamadık. Bizce Burada karşı konulan değerli bir akademisyen olan sayın Türköne değildi. Karşı konulan toplantı yapma hakkımız ve ifade hürriyeti idi. Tabi ki dinleyicilerin bilgilenme özgürlüğü idi." dedi.
Türkiye'nin değişim sancısı çektiğinin altını çizen Güven, konuşmalarını şu şekilde tamamladı: "Bunun üzerine hukuk kurumu olarak yapmamız gereken en doğru şeyi yaptık ve paneli bu aşamadan sonra sona erdirdik. Çünkü gençlere yönelik salonda bulunan izleyicilerden de tepki gelmeye başladı. Ve biz tatsız bir olay yaşanmaması için bu şekilde bir karar aldık. Türkiye değişim sancıları yaşıyor. Bu tür olaylar ilk değil son da olmayacak. Biz bunu ifade özgürlüğüne yönelik bir girişim olarak değerlendiriyoruz. ve şiddetle kınıyoruz.Bu gençlerin talihsiz girişimi, düşünce, ifade ve hoşgörü konusunda biraz daha yol almamız gerektiğini gösteriyor."