Yeşiller Partisi Federal Milletvekili ve Göç ve Entegrasyon Sözcüsü Memet Kılıç bugün kutlanan Göçmenler Günü dolayısıyla açıklamada bulundu.
20 sene önce Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantısında göçmen işçilerin ve ailelerinin haklarının korunmasına ilişkin sözleşmenin karara bağlandığını hatırlatan Kılıç, Almanya'nın bu sözleşmeyi halen imzalamamış olmasının içler açısı bir durum olduğunu söyledi. Kılıç, yayınladığı basın bildirisinde "Devletimiz üzerine düşen görevi yapmalı ve sözleşmeyi artık onaylamalıdır." ifadesine yer verdi.
Federal Hükümetin göçmenlerin haklarını savunmayı ve onları korumayı ciddiye alması ve öncelikli görevi olarak görmesi gerektiğine işaret eden siyasi, "Aile birleşimi için eşlerinden istenen Almanca bilgisi koşulu kaldırılmalı. Ailece bir arada yaşama hakkı Almanya'da herkes için herhangi bir koşula bağlı olmaksızın tanınmalıdır." açıklamasında bulundu. Birçok Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkesinde olduğu gibi Almanya'da da AB vatandaşı olmayanlar için de yerel seçimlere katılım hakkı verilmesinin gerekliliğine vurgu yapan milletvekili, özellikle yaşlı göçmenler için vatandaşlığa geçiş şartlarının kolaylaştırılması gerektiğini de ekledi. Kılıç, "Almanya'da yıllarca canını dişine takıp çalışan, vergi ödeyen emekliler herhangi bir koşul istemeden Alman pasaportu alabilmeliler." diyerek bu yöndeki taleplerini yineledi.
Almanya'da en kötü şartlar altında yaşayanların ise kağıtsızlar olarak nitelenen yurtsuz göçmenler olduğuna da dikkat çeken Memet Kılıç, "Bu insanların tıbbi bakım hakları garantiye alınmanın yanı sıra statülerinin açığa çıkacağından korkmadan haklarını yasal olarak da arayabilmeleri sağlanmalıdır. Ülkemizde yaşayan 'kağıtsızların' temel haklarını kullanabilmeleri için oturum yasasının 87. maddesinin 2. paragrafında yer alan ihbar yükümlülüğü kaldırılmalıdır." dedi.
Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi Müdiresi Cristina Lüders ise Göçmenler Günü nedeniyle yayınladığı mesajda Almanya'da insanların etnik kökenlerinden dolayı uğradıkları ayrımcılık vakalarının arttığına dikkati çekerek, "Ayrımcılıkla ilgili yapılan başvuruların 12 binini etnik köken ve dini aidiyetlikten dolayı yaşananlar oluşturuyor." dedi. Lüders, ülkede tolerans ve hoşgörüsünün yaygınlaştırılmasını istedi.