Fatih Camii'nin bombalanması, Türk jetlerinin düşürülmesi gibi senaryoları içeren Balyoz Darbe Planı davası dün başladı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez kuvvet komutanlarının yargılandığı davada Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu Balyoz sanıkları ilk kez hâkim karşısına çıktı. Sanıklar 'Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs' suçundan 20 yıla kadar hapis talebiyle yargılanıyor.
11 'YAKALAMA KARARI'
77'si muvazzaf 196 subayın yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu Yerleşkesi'nde yapıldı. Duruşmaya eski kuvvet komutanları Özden Örnek, Halil İbrahim Fırtına ve eski 1.Ordu komutanı emekli Org. Çetin Doğan'ın yanı sıra İçişleri ve Milli Savunma Bakanları tarafından görevden alınan Tümgeneraller Halil Helvacıoğlu, Gürbüz Kaya, Tuğamiral Abdullah Gevramoğlu'nun da aralarında bulunduğu 188 sanık katıldı. Duruşmaya katılmayan ve rahatsızlığı nedeniyle hastanede olduğu belirtilen emekli Org.Ergin Saygun'un avukatı aracılığıyla mahkemeye sağlık raporu sunduğu öğrenildi. Davaya katılımın bu derece yüksek olmasında, Ceza Kanunu'ndaki 'Duruşmaya mazeret belirtmeksizin gelmeyen sanıklar hakkında yakalama kararı çıkarılır' maddesinin etkili olduğu belirtildi.
BALYOZ ÇATISI ALTINDA
Tarihi duruşma, Islak İmza, Poyrazköy, faili meçhuller ve Kafes gibi davaların sanıklarını Balyoz çatısı altında bir araya getirdi. Islak İmza davasının sanığı Albay Dursun Çiçek, Kafes'ten yargılanan Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, 'Karargah Evleri' davasında hakim karşısına çıkan Albay Cengiz Köylü ve Ergenekon tutuklusu Mehmet Fikri Karadağ da sanık sandalyesinde yerini aldı. Faili meçhul cinayetler davasında argılanan Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ise duruşmaya katılmadı.
TSK MİNİBÜSÜYLE SERVİS
Muvazzaf subayların bir kısmı Merkez Komutanlığına ait minibüsle mahkemeye getirildi. Emekli subayların bir kısmının ise Fenerbahçe Orduevi'nden kalkan araçla duruşmaya geldikleri belirtildi. Duruşma başlamadan önce çay ocağında bir araya gelen sanıklar Çetin Doğan'ı görünce ayağa kalkarak selamladı.
SESLİ VE GÖRÜNTÜLÜ KAYIT
Sanıklar saat 9:00 sularında iddianame sırasına göre isimleri okunarak duruşma salonuna alındı. Bu sırada bazı sanık yakınlarının gözlerinin dolduğu bazılarının ise alkışladığı görüldü. Subaylar, sanık sandalyelerine de iddianamedeki sıraya göre oturdu. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Heyetinin salona girmesiyle birlikte duruşma 09.45'te başladı. Mahkeme heyetinde 2 gün önce HSYK tarafından atanan Başkan Ömer Diken ile üye hakimler Ali Efendi Peksak, Davut Bedir, Murat Üründü ve Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş yer aldı. Duruşma sırasında mahkeme salonunda sesli ve görüntülü kayıt yapıldı.
KİMLİK TESPİTİ 1 NUMARADAN
Duruşmada avukatların yoklamasının tamamlanmasının ardından sanıkların kimlik tespitlerine geçildi. İddianame sırasına göre ilk olarak Balyoz davasının 1 numaralı sanığı Çetin Doğan'ın kimlik tespiti yapıldı. Evli ve 2 çocuğu bulunduğunu belirten Doğan, aylık gelirinin 4 bin 500 lira olduğunu, devlet lojmanında kaldığını ve sabıkasının olmadığını söyledi. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek de aylık gelirinin 7 bin lira olduğunu, 2 çocuğunun bulunduğunu ve kendi evinde oturduğunu belirtti. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına da 2 çocuğu olduğunu, 6-7 bin lira aylık geliri bulunduğunu ve kendi evinde oturduğunu söyledi. Bu arada Heyet Başkanı Diken iddianamenin kabul kararını okudu.
SANIK OTURUNCA BAŞKAN UYARDI
Milli Savunma Bakanlığı tarafından açığa alınan Tümgeneral Gürbüz Kaya ise kimlik tespiti sırasında muvazzaf asker olduğunu belirterek, 'Aylık gelirim 4 bin 700 lira. Ancak dava nedeniyle açığa alındığım için 3 bin 200 lira alıyorum' dedi. Eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık da kendi evinde oturduğunu ve aylık gelirinin 4 bin 500 lira olduğunu belirtti. Sanıklardan Ahmet Küçükşahin ise oturduğu yerden Harp Akademileri'nde görevli olduğunu söylemesi üzerine Başkan Ömer Diken, 'Bir rahatsızlığınız yoksa ayağa kalkar mısınız' diye uyardı.
28 ARALIK'A ERTELENDİ
Balyoz sanıkları, davanın ilk duruşmasında redd-i hakim talebinde bulundu. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, bazı sanık avukatlarının, üye hakimler Ali Efendi Peksak, Davut Bedir ve Murat Üründü hakkındaki redd-i hakim taleplerine yönelik beyanları alındı. Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş da redd-i hakim taleplerinin değerlendirilmesi için dosyanın üst mahkeme olan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini istedi. Dava ise ise 28 Aralık'a ertelendi.
Sanık sayısı 195'e düştü
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen dava kapsamında kimlik tespiti yapılan Recep Yavuz, evli ve 2 çocuk babası olduğunu ve halen Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nda jandarma astsubay olarak görev yaptığını söyledi. Yavuz, kimlik bilgileri okunduğu sırada ad ve soyadı dışında iddianamede yer alan kimlik bilgilerinin gerçek kimliğiyle uyuşmadığını belirterek, itiraz etti. Bu konuda daha önceden dilekçe yazdığını ifade eden Yavuz, nüfus cüzdanının bir örneğini mahkemeye sundu.
KARAR ALKIŞLANDI
Durumun incelenmesi sonucu davanın sanıklarından astsubay Recep Yıldız'ın kimlik bilgilerinin Recep Yavuz için yazıldığı, ancak Recep Yavuz'a ait kimlik bilgilerinin olmadığı görüldü. Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, bunun üzerine "İnsan unsurunun olduğu bir yerde böyle hatalar olur. Bu düzeltilebilir. İddianamedeki kimlik bilgileri sizin değilse zaten hakkınızda bir kamu davası da olmuyor. Bunu ilgili savcıya da ileteceğiz" dedi. Başkan Diken'in bu sözleri, salondaki sanıklar tarafından alkışlandı.
Bilgim yoktur
5 Aralık 2009'da Ergenekon savcılarına "şüpheli" sıfatıyla ifade veren Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına, Plan Semineri'nin yapıldığı yıllarda Harp Akademileri komutanıydı ve semineri o da izlemişti.
Ayakkabılarının çamurunu sildirdi
Silivri Ceza İnfaz Kurumu kampüsündeki yapılan yargılama için ilk gelen davanın 1. numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan oldu. Davanın bir numaralı sanığı olan Doğan, çamur olan ayakkabılarını iki korumasına sildirdi. Neşeli halleri dikkatlerden kaçmayan Doğan, bir an evvel savunmaya geçmek istediklerini ve somut delillerle iddiaları çürüteceklerini söyledi. Doğan daha önce mahkeme heyetini tutuklama kararı vermesiyle ilgili olarak ise, "Hakkımda tutuklama kararı çıkaracaklarını sanmıyorum. Ancak buraya gelirken gözaltına alınmadığım için şükrediyorum. Biliyorsunuz Bodrum'dan teslim olmaya gelirken gözaltına almışlardı" cevabını verdi.
Bireysel olsaydı intihar ederdim
Balyoz davasının 1 numaralı sanığı Çetin Doğan, mahkeme girişinde yapacağı savunmada 'Temel olarak bu davanın meşru bir zemini kalmamıştır' diyeceğini söyledi. Balyoz sanığı Doğan, 'Süreçte tahliyeler oldu, tutuklamalar oldu ve burada Yüksek Askeri Şura'da terfi edemeyen komutanlar oldu. Bununla ilgili yorumunuz nedir' şeklindeki soruya ise şu cevabı verdi: 'Ben şahsen bunu bireysel bir mağduriyet olarak algılamış olsaydım, yaşamıma bile son verirdim ama ben bunu bireysel bir şey olarak görmüyorum. Ben bu mağduriyeti bireysel olarak değil, bunu kendime kamu davasını yürüten kısmi seferberlik tatbikatı yapılmış eski bir asker göreve çağrılmış bir asker olarak görüyorum.' Hakim değişikliği ile ilgili bir soruya da Doğan, 'Hiç beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren, davanın bir an önce sonuçlandırılması' diye konuştu.
DARBELERİN ADAMI DEĞİLİM
'Davanın sonunu nasıl görüyorsunuz' diye sorulan Doğan, 'Ben darbelerin adamı değilim, ben meşru zeminin adamıyım. İşte kitabım ortada. 2004 yılından beri yazdığım şeyler belli. Askeri Şura'da yaptığım konuşmalar belli, her şey bellidir. Seminerde yaptığım konuşmalar aslında çok iyi incelenirse Türk Silahlı Kuvvetleri'nin doğrudan doğruya ülke savunma mesellerine ne kadar derinliğine incelediği görülür' şeklinde cevapladı.
Dilipak'tan müdahillik talebi
Mahkeme salonunda bulunan Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak'ın avukatı Salih Dövücü müvekkilinin duruşmaya müdahil olarak katılmasını istedi. Dilipak mahkeme Başkanı Ömer Diken'in izniyle talebi değerlendirilene kadar sanıkların sol bölümündeki müdahiller için ayrılan kısma alındı. Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği adına avukatlar Rıdvan Kaya ve Necip Kibar da müdahillik talebinde bulundu. Mahkeme Başkanının talepleri daha sonra değerlendireceklerini belirtmesinin ardından sanık subayların kimlik tespitine geçildi. Bu sırada, Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, bazı sanıkların iddianamenin ellerine ulaşmadığı şeklinde yakınmalarda bulunduklarını belirterek, "Duruşma salonu Silivri'de, mahkeme kalemi Beşiktaş'ta olunca, buraya yeteri kadar iddianamenin yer aldığı CD getirilmedi. Bugün vermek isterdik ama elimizde yeterli yok. İlk başvurunuzda imza karşılığında alabilirsiniz" dedi.
Ben Albay Çiçek milli sanık
Davanın sanıklarından Albay Dursun Çiçek'in avukatlığını yapan kızı İrem Çiçek, duruşma arasında soruları cevapladı. İrem Çiçek, "Babam bu davayla hiçbir şekilde bir bağlantısı olmadığı halde her davaya sokuluyor. Bununla ilgili bir açıklama yaptı. 'Bir şekilde milli sanık yerine koydunuz beni, o yüzden buradayım' dedi" diye konuştu.
Silivri'de güvenlik üst düzeydeydi
Tarihi duruşma nedeniyle Silivri'deki mahkeme salonunun bulunduğu binaya girişlerdeki güvenlik önlemlerinin artırıldığı gözlendi. Aramalar için daha fazla personelin görevlendirildiği görüldü. 'Ergenekon' davalarında olduğu gibi salona girişlerde sanık, avukat ve basın mensupları ile izleyicilere kart verilirken, fotoğraf makinesi, ses kayıt cihazı gibi ses ve görüntü kaydeden her türlü dijital malzemelerin duruşma salonunun bulunduğu binaya sokulmasına izin verilmedi.
Plandaki Özgür-Der Silivri'deydi
Balyoz darbe planında adı geçen Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖZGÜR-DER) üyesi bir grup, davanın görüldüğü Silivri'deki duruşma salonu önünde basın açıklaması yaptı. Ellerinde, üzerinde 'Tehlikenin farkındayız, darbecilerin peşindeyiz', 'Kafes'ten Balyoz'a Poyrazköy'den Gölcük'e bu kirlilik sizin', 'Cuntanın balyozu kırılsın, darbe bataklığı kurutulsun', 'Cuntacılıkta aslan kesilenler hesap zamanı hep hastalar' yazılı pankart ve dövizler taşıyan grup, "Darbeciler yenilecek direnenler kazanacak" şeklinde sloganlar attı.
Yenişafak