Araştırmacı-yazar Talip Doğan Karlıbel, 29 Haziran 2009 tarihinde Kılıçdaroğlu hakkında İstanbul Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verdiği dava dilekçesinde, "Kılıçdaroğlu'nun kendi internet sitesinde, hem de birçok basın yayın kuruluşunda, kendisine asılsız iftiralarda bulunarak kişilik haklarını zedelediğini, 05.12.2008 tarihinde '07.10.1999- 13.09.2000 tarihleri arasında hapis yatıp hüküm giymiş bir dolandırıcıdır diye TV kanalları ve gazetelerde iftiralar atıp basın açıklaması yaptığını', CHP hakkındaki yayınları sebebiyle kendisini karalamak için bu tür yayınlar yapıldığını ve kişilik haklarının zedelendiğinden bahisle 10 bin TL maddi tazminat" talebinde bulunmuştu. Karlıbel, 12 Ekim 2009 tarihli dilekçesinde ise yasal faiziyle birlikte manevi tazminat istemişti.
İstanbul Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 30 Eylül'de konuya ilişkin iddialar hakkında bilirkişi görevlendirdi. Bilirkişi avukat Metin Gürbüz'ün hazırladığı raporda, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının hakaret içerdiği ifade edildi. Mahkumiyet kararının kesinleşmiş olması halinde küçük düşürücü, onur kırıcı eylemlerin kural olarak hukuka aykırı olduğunun kabul edildiğini dile getiren Gürbüz, diğer taraftan gerçek olaylara ve haklı nedenlere dayanan eleştirilerin ise sert, kırıcı ve kişiyi küçük düşürücü olabileceğinin de gözardı edilmemesi gerektiğini kaydetti. Gürbüz, raporunda "Davalının kendisine yöneltilen eleştirilere karşı verdiği cevaplar sırasında, davacı hakkında 'dolandırıcılıktan mahkum olmuş kişi' biçiminde yaptığı tanımlamanın, mahkumiyet kararının kesinleşmemiş olması ve ortadan kalkması haliyle, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edeceğini" vurguladı. Raporda, "Sayın mahkemece savunmada dayanılan kararın, mahkumiyet kararının kesinleştiğini tespiti halinde dahi, bir gerçeğin aşağılayıcı, küçük düşürücü ve amacı aşan cümlelerle ifade edilmesi halinde, hukuka aykırılığın oluşacağı, eleştiri sınırları içinde kabul edilemeyeceği; biçim koşulunun zedelenmesi nedeniyle hukuka aykırılığı kaldıran sebep unsurunu olayda gerçekleşmediği yönündeki bu bilirkişi kanaatiminiz HUMK. m.286 gereğince sayın mahkemeyi bağlayıcı niteliği bulunmadığı, kişilik hakkı ihlalinin hukuka aykırılığı niteliğini ve manevi tazminat isteminin diğer koşullarını saptama görevinin TMK. m.24, 25 ve BK.m. 49 çerçevesinde salt sayın mahkemenin yargı yetkisine dahil bulunduğu sonucuna." varıldığı kaydedildi.
12 Aralık'ta tamamlanan bilirkişi raporunu, Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, 3 Şubat 2011 tarihindeki duruşmada değerlendirip karar vermesi bekleniyor.